Kentsel Alanlarda Daralmalar ve Dışsallıkları / Density and Externalities in Urban Space

Kentsel Alanda Daralmalar ve

Dışsallıklara İlişkin Birkaç Söz

EDİTÖRDEN

Dünya nüfusu, her geçen saniye daha da artmakta, yer küremiz üzerindeki sabit (sınırlı) mekana karşın, artan nüfus gittikçe daha yoğun olarak bir arada yaşamak zorunda kalmakta. Buna bir de kişi başına düşen araç sayısını eklediğimizde, bir insanın yer küre üstünde kapladığı alana göre, ortalama bir araç, en az 25 insanın yerini kaplamakta. Durum bu noktaya geldiğinden, dünya kentleri, mekanın yatay boyutta genişlemesi imkanı bulamadıklarından dikey (vertical) boyutta genleşmeye devam etmekte. Her geçne gün yeni yaşam alanları bakımından yer yüzeyinin altı derinlere doğru inerken, yer yüzeyinin üstü de göğe doğru yükselmektedir.

Kentsel alanlardaki daralmalar, insanların birlikte yaşam sürdürdükleri ortamlarda UZLAŞI ve REKABET olgusunu daha da öne çıkarmaktadır. Bireylerin kendi kendine uzlaşı ortamı oluşturmaları, Thomas Hobbes’in doğal sözleşme döneminde de belirtmiş olduğu düzen/düzensizlik bu gün için bir çok bakımdan imkansızlıklar doğurmaktadır. Bu nedenle KENT YÖNETİMLERİNİN ve kent yöneticilerinin UZLAŞI ve BİRLİKTELİK kültürünü sağlamadaki önemi daha da artmaktadır.

Öte yandan ikinci dünya savaşının bitiminden bu güne yer yer kısa aralıklarla bozulsa da devam edegelen, soğuk savaş süreci, siyasal ve ekonomik rekabetin bir sonucu olarak sıcak savaşın eşiğine kadar gelinmiş, “ağır şehirler (citta-slow), “öğrenen kentler“, yerini “ağlayan kentler” e bırakmıştır. Milattan önceden bu yana ayakta kalmış nice tarihi antik yapılar, sıcak savaş sürecinde can vermiştir, can vermektedir. Sebebi, ister eknomik, ister siyasal olsun ülkeler arasındaki rekabet, derin devlet uzanımlarının eliyle asırlarca “din“e ihale edilmiş ve yürütülen acımasız rekabetin ve savaşların çoğu, ne yazık ki din savaşları olarak lanse edilmiştir ve işin kötüsü de  bunda başarılı olunmuştur.

Kentler, insanoğlunun dünya üzerine gelecek nesiller için bıraktıkları armağanlardır. Unutulmamalıdır ki, uygarlıklar, kalıcı eserleriyle asırlar boyu kendinden söz ettirebilmektedirler.

Gelecek sayımızda bu konuya odaklanmamız ümidi ile.

print

Bir cevap yazın