ÖZET
İstanbul’un tarihi ve kültürel bölgelerini içine alan kentsel dönüşüm / soylulaştırma projelerinde, kontrol, düzenleme ve sosyo-kültürel dinamikler bakımından kültürel yönetimin ele alınması bu çalışmanın hareket noktasını oluşturmaktadır. Tarihi semtlerde yürütülen saha çalışmalarında ‘soylulaştıran’ aktör ve soylulaşma geçiren bölge sakinlerinin nasıl pozisyon aldığı incelenirken doğrudan gözlem, katılımcı gözlem ve derinlemesine görüşmeler yapılmış ve katılımcılara açık uçlu sorular sorulmuştur.
Araştırmada, ampirik tutum ve düşünümsel yöntem benimsenerek, araçsal vaka çalışması gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmada, soylulaştırma sürecinin sosyo-mekansal etkileri ile birlikte kültürel irdelenebilmesi için tarihi-kültürel örüntüsüyle Dünya Miras Listesi’ne dahil edilmiş olan iki semt olarak Süleymaniye ve Fener-Balat seçilmiştir.
Görülen o ki, kentsel yapılanmada Yeni-Osmanlıcılık türünden yaklaşımlarla yaratılan sosyal etos denetimsiz işlemektedir. Bu nedenle, kimlik ve mekan kurgusu bakımından kolektif hafızayı meydana getiren tarihi ve kültürel kimliğe özgü temsillerin yaşatılması meselesinde iktidar aygıtları üzerinde durmak gerekmektedir. İncelenen kentsel dönüşüm dinamiklerinin, tarihselliğe dayalı kolektif bilinci de dönüştürdüğü düşünülmektedir. Bu bağlamda, küresel kentleşmeyle girift halde bulunan kolektif hafıza yönetiminin süreçle birlikte nasıl ele alındığına bakılırken, kentsel yabancılaşma, anlamı haritalayamama, belleklerin boşaltılması ve kültürel köksüzleştirme gibi kavramlar çalışmanın teorik perspektifini genişletmiştir.
Merkezi siyasetin kurumsallaşmasıyla kentlerin araçsallaştırıldığına ve kentsel dönüşüm anlayışında yörüngenin temeline piyasa odaklı bir modelin oturtulduğuna, hatta başka bir deneyime yer bırakılmadığına tanık oluyoruz. Ayrıca, kültürel mirasın temellerini oluşturan sembolik sermaye ve kolektif hafıza arasındaki ilişki kopuk gözükmektedir. Nihai olarak, kentsel dönüşüm/soylulaştırma pratiğinde insanı merkez alan, demokratik, farklılıkların iç içe
geçebildiği ve günümüzün çok sesli kültürel bileşenlerini içine alan bir toplum idealinin yadsınması riskiyle karşılaşılmıştır. Neoliberal kentleşme paradigmasıyla kentsel mekanın ve yerin tasarlanması, kültürün dolayımlanması ve kolektif hafıza meselesine işaret eden yeni bir olgu daha ortaya çıkmıştır; paketlenmiş sosyo-mekansal pratikler ve duygulara uygun olarak tasarlanmış bir tüketim diliyle, artık ‘duyguötesi’ (postemotional) bir toplumsallaşma evresine geçildiği düşünülmektedir.
Anahtar Kelimeler:
Kentsel dönüşüm, kentsel yenileme, soylulaştırma / burjuvalaştırma, neoliberal şehircilik, Yeni Osmanlıcılık, sosyal hafıza, kolektif hafıza, duyguötecilik, simülakra, zihinsel olarak anlamı haritalayamama, kentsel yabancılaşma, kültürel köksüzleştirme, kültürel yersiz-yurtsuzlaşma, yerinden etme, farklı unsurların zıtlıklarına rağmen birarada oluşu.
Global Urban Dialectic, Fragmentation of Identity and Space Through Urban Transformation Projects: A Case Study in Fener-Balat and Süleymaniye
Makalenin devamını okumak için TIKLAYINIZ!