‘Suudi’ler Ibrahim Paşa Kalesini Yıkmadı Restore Ettirdi…
Suudi Arabistan Krallığı lüks rezidanslar ve oteller inşa etmek için Osmanlının Mekke deki Ecyad kalesini yıkınca haklı olarak kıyameti koparmıştık. Sultan II Abdulhamid tarafından yaptırılan ve Suudiler tarafından kaderine terk edilen Hicaz Demiryolunun Medine deki gar binası içinde hassasiyet göstermiş, zorlu bir mücadeleden sonra restorasyonunu sağlamıştık.
Arabistan nın Kızıldeniz’e cepheli batı kesimindeki mimari eserler eski günlerden bu yana ciddi biçimde belgelenmişti. Bunun bir nedeni de Mekke Medine gibi Islamın kutsal şehirlerinin bu bölgede olmasıydı.
Arabistan’ın Basra Körfezine bakan doğu bölgesi ise burada petrol’ün bulunmasıyla önem kazandı. Osmanlı Imparatorluğu 1550-1913 yılları arasında aralıklı olarak egemen olduğu Doğu Arabistan kıyı kesiminde de mimarlık ve mühendislik eserleri vücuda getirmiş, fakat bugüne dek bu yapıtlar ciddi biçimde belgelenememiş, yayınlanamamış ve kaderine terkedilmişti. Buradaki en görkemli eserimiz Al-Ahsa bölgesinde, zamanın merkezi Al-Hofuf şehrinde 1569 yılında inşa edilmiş Osmanlı’nın Komuta Merkezi olan ‘İbrahim Paşa Kalesi’dir. Osmanlı kuvvetlerinin 1913 yılında Abdulaziz Bin Suud tarafından bölgeden son kez püskürtülmesi neticesinde kapısına kilit vurulmuş, Arabistan ın acımasız iklimsel şartlarına terk edilmişti..
Mekke de yıkılan Ecyad Kalesi ne kıyasla defalarca görkemli bir mimarlık ve mühendislik eseri olan Ibrahim Paşa Kalesi’ni Suudi Arabistan, Kral Fahd Universitesi’nde Hocalık yaptığım yıllarda diğer Türk-Osmanlı Eserleri ile birlikte incelemiş, kilitlerini açtırmış, iç ve dış fotoğraflarını çekmiş, fotoğraf çekimi o zaman yasak olduğundan Suudi Polisi tarafından nezarete dahi alınmıştım. Kalemizin Amerikalılar tarafından hazırlanmış çizimlerini babası Kral’ın heyetinde olan Suudlu öğrencim bana getirince Atalarımızın bu muhteşem eserini tam manasiyle tanımam ve incelemem mümkün olmuştu. Istanbul daki Osmanlı Arşivlerinde de çalışmalar yaparak o günlerde hazırladığım ‘Doğu Arabistan’da Mimari Miras’ (The Architectural Heritage of Saudi Arabia’s Eastern Province) belgesinin en geniş bölümünü Ibrahim Paşa Kalesi’ne ye ayırmıştım. Bu 400 sahifelik taslak kitap Kral Fahd Universitesince 100 kopya olarak 1990 yılında bastırıldı.
İbrahim Paşa Kalesi ni fotoğrafladığım 1985-86 yıllarında geçmişte cezaevi olarak kullanılan komşu Abid Kalesi çoktan yıkılmıştı. Atalarımızın eserinin de aynı akıbete uğramaması için Kitap elimde yetkilileri dolaşarak Kalenin onarılması için gayret etmiş, temaslar yapmıştım.
20 yıl sonra, geçen hafta Prens Suud bin Abdullah bin Thunnayan’ın daveti üzerine Suudi Arabistan a giderek katıldığım Şehircilik konferansında konuşurken konuyu tekrar gündeme getirdim. Bu vesileyle de 1990 yılında Türkiye ye dönüşümden sonra Kalemizin restore edilip ziyarete açıldığını öğrendim. Çok heyecan duydum. Çalışmalarım ve israrlı takibim bu kurtarma operasyonunda faydalı olmuştu. Restorasyon çalışmalarının dört dörtlük yapılamadığını öğrendiysem de, Ibrahim Paşa Kalesinin kurtulmasına çok sevindim.
Bu ve bunun gibi Atalarımızın Anadolu ya çekilirken bıraktıkları, bugün sınırlarımız dışında kalan eserlerimize sahip çıkmalıyız. Bu bizim kültürümüzdür, Atalarımızdan bize kalan mirastır. 50 derece sıcakta çok zor şartlar altında çektiğim fotoğraflar Suudi Arabistan, Al-Hofuf taki Atalarımızın komuta merkezi Ibrahim Paşa Kalesi’nin ne kadar muhteşem bir yapıt olduğunun görsel kanıtıdır.
Ek: fotograflar 1985-86 alp