Konuya başlarken, ülkemizde kayıt altında alınmayan domuz çiftliklerinin ivedilikle (acilen) denetlenmesi ve özellikle yurtdışı kaynaklı katkı maddelerinin ithalinde belgelere itimat yerine şüphelilerin tümünde analiz yapılması gerektiğini belirtmeliyiz.
İnsanlık tarihi boyunca hastalıktan kaynaklanan toplu ölümlerin çoğu zoonoz hastalıklar olarak ifade edilen hayvanlardan insanlara geçen hastalıklar tarafından oluşmuştur. Öyle ki bu hastalıklar bazen bir şehri haritadan silmiş, bazen de koskoca bir kıtanın 1/3 ‘ni etkisi altına almıştır. Tarihteki veba salgınları buna örnektir. Son yüzyıllarda sağlık ve teknoloji alanındaki gelişmelerden dolayı bu hastalıklar etkisini azaltmıştır. Ancak hastalık etkenlerinin (virüs, bakteri) form değiştirmeleri, onlarca alt suşlara ayrılmaları ve ilaçlara direnç kazanmaları gibi sebeplerle bu tehdit günümüzde devam etmektedir.
Türk tüketicisi ülkemizin tüketim bilincinde domuz tüketiminin İslam dini gereği yasak olması sebebi ile domuz gribinin yaygınlaşmamış olması hususunda şanslıdır. Ancak dış ülkelerden seyahatler ve ülkemizdeki kontrolsüz domuz çiftliklerinin varlığı bu tehdidin hak etmediğimiz halde ülkemizde de varlığının sürdürmesine sebep olmaktadır. Ülkemizdeki talebi olmayan bu domuz çiftliklerinin varlığı ve burada üretilen sağlıksız ve kontrolsüz domuz etlerinin nerede tüketildiği konusunda çok ciddi endişelerimiz bulunmaktadır. İş bununla da kalmamakta, maalesef ülkemizde tüketilen birçok gıda ve ilaç katkı malzemelerinin kökeninin domuz kaynaklı olabileceği hususu ve bu katkı maddelerinin batı kaynaklı olması endişelerimizi ikiye katlamaktadır.
Derneğimiz TÜ-MER Gıda Komitesinin konuyla ilgili tespit ve çözüm önerilerini kamuoyu ile paylaşıyoruz. Ümidimiz yetkililerin bu önerileri dikkate alarak gerekli tedbirleri biran önce almasıdır. Buna göre;
1) Tarım Bakanlığı yetkilileri tarafından da sayılarının bilinmediği fakat varlığının kabul edildiği domuz çiftliklerinin bir an önce tespit edilerek bir haritası çıkarılmalıdır.
2) Bakanlık bu çiftliklerde seferberlik başlatarak özellikle tüm dünyada insan sağlığını tehdit eden “domuz gribine” karşı gerekli tedbirleri alması gerekmektedir.
3) Söz konusu bu çiftliklerde yaşayan tüm hayvan ve çalışan insanların ivedilikle sağlık kontrolünden geçirilmesi gerekmektedir.
4) Bu çiftliklerde üretilen hayvanların nerelere satıldığı tespit edilerek yapılan araştırmalar bu yönde de devam ettirilmelidir.
5) Özellikle yurtdışı kaynaklı katkı maddelerinin ithalinde belgelere itimat yerine şüphelilerin tümünde analiz yapılması, özellikle tüketicinin helal gıda tüketim bilincinin oluşturulması şarttır.
6) Tüm dünyada olağan üstü tedbirlerin alındığı bu dönemde Tarım Bakanlığının mevcut personel sayısı ve teçhizatı göz önünde bulundurularak gıda denetiminde ki yetkilerinin Yerel Yönetimler ve Sağlık Bakanlığı ile paylaşmasının önü açılmalı özellikle tüm dünyada olduğu gibi veteriner hekimlik uygulamalarının etkinliği arttırılmalıdır.
7) Özellikle söz konusu hastalığın ülkemize sıçraması riskine karşı geçmişte kuş gribi vakalarındaki birçok kanatlının itlaf çalışmasında gösterilen hassasiyetin bu hayvan türünde de gösterilmesi gerekmektedir.
Muhammet EFE
VETERİNER HEKİM
Tüketici Hakları Merkezi TÜ-MER Gıda Komitesi Başkanı