İlk bakışta ne kadar doğru bir yaklaşım, değil mi? A. Gül bu ifadeyi kullanırken ne demek istiyor?
Şimdiye kadar sorunlarımızı Amerika çözüyordu da, bundan şikâyetimiz mi vardı?
Veya soruyu şöyle soralım. Biz çözmez isek, başkaları bizim için çözer mi demek istiyor?
Buradan ben şunu anlıyorum. Yanlış anlıyorsam kusura bakmayın.
A.Gül demek istiyor ki, bize bir dayatma var. Kürt sorununu (federasyon) çözün diyorlar. Eğer bu sorunu biz çözmez isek, başkaları bizim adımıza zorla çözecekler demek mi istiyor?
Böyle bir tehdit Türkiye’ye iki yerden gelebilir. Biri Amerika’dan, diğeri PKK’dan. Amerika PKK’nın arkasında olmadan gücü yetmeyeceğine göre, tehdit Amerika’dan gelmektedir. Bu tehdit için PKK kullanılmaktadır.
Neden yöneticilerimiz, halkına karşı açık olmazlar? Onları yönetmek için o makamlarda değiller mi? Amerika’dan Türkiye’ye yönelik, bir tehdit, bir plan varsa, Türk halkına bu planı açıkça söyleyip, halkın desteği ile sorunları çözme yoluna gitmezler?
Yoksa Türk halkından gizlenen, Amerika ile yaptıkları bir anlaşma mı var?
Sorular uzayıp gider! Biz burada soru sormayı bırakalım ve şu “Güzel şeyler olacak” ifadesi ile “Sorunlarımızı kendimiz çözelim” ifadesini birlikte düşünerek Amerika’dan Türkiye’ye dayatılanları anlamaya çalışalım.
Eğer bir sorun varsa, bu sorunun gerçekte kimin sorunu olduğunu bilelim.
Amerika’nın Ortadoğu’da büyük sorunu var. Bu çözmek için Büyük Ortadoğu Projesini yaptı. Haritasını çizdi. Bu planın uygulamasında, Irak’ın kuzeyinde kurulan Kukla devletin güvenlik meselesi var.
Amerikan askerinin Amerika’ya yıllık maliyeti altmış bin dolar tutuyormuş. Türk Ordusunu Irak’ın kuzeyinde kullanırsa yıllık maliyet iki bin dolar kadarmış.
Ordumuzu da, Fethullah Gladyosu ve Tertip Medyası vasıtasıyla hizaya getirdiklerine göre, şimdi kendi çıkarları için kullanmaya sıra geldi, diye düşünüyorlar.
Hesap bu kadar basit ve kaba olabilir mi diye bir soru akla gelebilir. Evet, emperyalizmin mazlum ülkelere karşı tavrı böyle kaba ve basittir.
Evet, sorunlarımızı, Amerikan planları dâhilinde değil, kendi planlarımız dâhilinde çözmeliyiz.
28.7.2009, bulentesinoglu@gmail.com