Bir musibet bin nasihate bedelmiş. Toplum olarak kimi yasalardan deneme yanılma yoluyla haberdar oluyoruz. Yasalar tabiî ki ihtiyaçtan doğar. Apar topar bir yasa çıkartırız. Sonra onun işlevini unutur, daha doğrusu çıkan yasadan ne tür faydalanacağımızın araştırmasını yapmayız. İllaki bir çok olaydan sonra bir vatandaş çıkar aslında bizim o konuda da yasal haklarımızın olduğunu söyleyiverir. Sonradan anlarız ki ne haklarımız varmışta haberimiz yokmuş meğer…
Ülkemizde geçenlerde herkesin yüreğini burkan talihsiz bir olay yaşandı. Uludağ’da kayak yaparken yolunu kaybeden bir gencin donarak hayatini kaybetmesi, bütün ülkeyi üzüntüye boğdu. Cep telefonundan ailesi ve arkadaşlarını aramasına rağmen kayıp gencin yeri ancak 10 saatte tespit edilebilmişti.
Basının sıkıştırması sonucu, sinyal takibi için savcıdan izin alma mecburiyeti, gecikmeye gerekçe gösterildi.
Ancak bütün bunlar yaşanmayabilirdi. Çünkü anında adres tespiti yapılmasına imkân tanıyan sistem Türkiyedede faaliyete geçti..
Herhangi bir sebeple 112 Sıhhi İmdat, 155 Polis İmdat veya 156 Jandarma İmdat’ı
sabit hat veya cep telefonuyla ararsanız iki dakika içinde bulunduğunuz nokta belirleniyor. Üstelik savcı izni gibi bürokratik engeller de yok.
Ama bilinmediği için kimse faydalanamıyor.
Buna imkan tanıyan düzenleme 4 ay önce yasalaştı. 10 Kasım 2008’de yürürlüğe giren Elektronik Haberleşme Kanunu’nun 31. maddesi, acil numaraları arayan kişiye ait yer tespit bilgisinin, telefon operatörleri tarafından ilgili birime anında aktarılmasını öngörüyor.
Bu konuda haber bültenlerinde duymuşsunuzdur ama ben yinede haberi olmayanlar için, yada gereksiz yere bu acil numaraları meşgul edenleri uyarmak için yazdım.
Meclisin yasayı çıkarmasıyla iş bitmiyor, yetkililerce bu yasanın uygulanması ve biz vatandaşlarında takipçisi olmamız gerekiyor.