Açılımlar İle Devletsizleştirme

Kim diyebilirdi ki, bu iş devletsizleşmeye kadar gelecekti?

Küreselleşmeciler, daha düzgün bir ifade ile emperyal işbirlikçilerinin dayatmaları sonucu, özelleştirmeler yapıldı. Devleti küçülteceğiz de, küçülteceğiz diyenler; Cumhuriyetin tüm devlet birikimlerini sattılar.

Dayatmalar ve propaganlar sonunda, halkımız devletin küçülmesine razı oldu. Zannetti ki, devletten arta kalanlardan, kendine de yar olacak bir şeyler olur. Belki iş ve aş olur.

Aslında Türk Devletinin devletsizleştirilmesi NATO ile başlamıştı. NATO devletimizin aldığı ve alacağı kararlara ortaktı.

İç veya dış konularda karar verme yetisi NATO ile birlikte zayıflamıştı.

Emperyal güçler, Türk devletini devletsizleştirmek için NATO’nun olmasını ve kararlara ortak olmasını da yeterli görmediler.

Ekonominin çökertilmesi gerekiyordu.(Üretimsizleştirme) İç ve dış tefeciler(İMF, OECD, Dünya Bankası) ekonomiyi ve ulusal pazarlarımızı ele geçirdiler.

Avrupa Birliğine sizi alacağız propagandası ile devletin hukuk ve yargı sistemine müdahale ettiler.

Emperyal güçler dışarıdan, tarikatlar ve etnik ayırımcılar içerden halka ve devletimize saldırdılar.

Emperyal güçler ve işbirlikçileri geldikleri yeri de yetersiz gördüler. Böylece Amerikan Açılımları başlamış oldu. Kürt Açılımı, Alevi Açılımı, Kıbrıs Açılımı ve laik/dindar açılımı v.s.

Devletsizleştirme, üretimsizleştirme ve halkı etnik parçalara bölerek milletsizleştirmek.

Devletsizleştirmede gelinen son durum budur.

Bu derece etnik kalkışma ve terör saldırısına uğrayan bir devlet, kendini savunmak için bir şeyler yapar. Ne bileyim, sıkıyönetim ilan eder. Bazı tedbirler alır. Devleti ve halkı korur.

Hayır alamıyor. Daha doğrusu aldıttırılmıyor.

Devletsizleşme öyle boyutlara ulaşmış ki, sıkıyönetim sözü bile edilemiyor.

 İşbirlikçi siyasi iktidarın sıkıyönetimi devam ediyor. Amerika’nın şikayetçi olduğu Aydınlık Dergisi kapatılıyor. Basın yayın organlarına baskılar sürüyor.

Öte yandan halk, kendi güvenliğinin tehlikede olduğunu, mevcut yönetimin güvenlik sorunlarına Açılımlar yolu ile karşı koyduğunu görerek, kendi güvenliğini kendi sağlamaya çalışıyor.

Emperyal güçlerin de zaten istediği bu değil miydi? Şimdi bizim iç güvenliğimizi Amerika mı sağlayacak?

 Yoksa PKK’nın dediklerini yol haritası yapan bu hükümet mi sağlayacak?

Çözüm; Derhal bu işbirlikçi AKP’den kurtulmak, NATO’dan çıkmak, Avrupa Birliğinden çekilmek, ayrılıkçı unsurların üzerine şiddetle gitmek.

Yani halkımızla ilgili kararları kendi devletimizin alacağı bir Türkiye yaratmak.

Mutafa Kemal Devrimlerine kaldığı yerden devam etmektir.

print

Bir cevap yazın