Sizler de aynısını yaşamışsınızdır muhtemelen. Uyanır uyanmaz sabah haberlerini açtığınızda, karşınıza pirince yüzde yüz, yağa otuz, şekere yirmi, una otuz petrole onbeş vb. zamlar manzumesiyle karşılaştığınızda tansiyonunuz olmasa bile bütün kan basıncınızın beyninize hücum etmiştir. Bu zamları duyarken bir de eğer sabit gelirliyseniz, bir de kamu sektöründe çalışıyorsanız, veya asgari ücretli iseniz, iktidarın maaşınıza yılın ilk yarısı için yüzde iki veya en fazla beş gibi bir oranda zam yapmasını üst üste koyduğunuzda ortaya çok çirkin bir pişti çıkmaktadır.
Sadece bir günlük veya aylık zorunlu tüketim maddelerine yapılan zam ile gelirinizdeki altı aylık zammı üst üste getirdiğinizde ortaya çıkan fark size İKTİDARIN YARIM SENELİK KAZIĞIDIR. VEYA YARIM SENELİK HIRSIZLIĞIN BİR AYLIK DİLİMİDİR.
Buradan hemen yazalım. Zam veya enflasyon, bir ülkede devletin, daha özelde devleti yöneten iktidarın kendi masum halkının cebine elini uzatıp sinsice hırsızlık yapmasıdır. Bu durumda söz konusu yönetim zorba ve zalim yönetim olarak karşımıza çıkar. Artık bu durumda hükümet icraatını alışkanlık haline getirdiğinde bu durum İKTİDARIN MESLEĞİ haline gelmiş olur.
Ben de bütün bunları beynimde düşünürken “Ahhhh, keşke modaya uymamış olsaydım” demekten kendimi alamamaktayım. Çünkü iktidara vurmak yazar çizer kesimi için moda bir davranıştır. Makul ölçülerde yapıldığında her zaman prim yaptırır. Yazılı ifadelerin uçları biraz sivriltildiğinde o zaman maaşlı yazarın iş sözleşmesi kontrol edilir. Bu durumda ifadelerdeki sivri kesimler törpülenerek yeniden servise sunulur. Afiyetle okur kitleler. Hafif kılçıklı eleştiri yazılarını.
Modaya uymak beni şahsen basitleştirmektedir. Gerçek anlamda olsun mecazi anlamda olsun modaya uymayı içime sindirememişimdir hep. Bir ayakkabıyı veya pantolonu veya takım elbiseyi almak istediğimde her yerde ve herkeste olan modeliyle giymek beni rahatsız eder. Aynı şekilde herkesin iktidara vurduğu zamanlarda iktidara vurup herkesin şakşakladığı zaman ben de şakşaklamak istemem. Ancak bu sefer ben de koroya uydum. Hasılı artık moda olan neyse onu yazmaya karar verdim. Bu günkü trend ise, iktidara vurmaktır.
Ahhh, keşke modaya uymamış bu realitelerden bahsetmemiş, ahhh keşke görmemiş, duymamış hissetmemiş olsaydım. Keşke sinir sistemim çalışmasa ve cebimden (zorla) buharlaştırılan reel gelirimi görememiş olsaydım. Güzel şeyler yazsaydım. Ama söz, yarın çiçekten böcekten bahardan aşktan meşkten yazacağım. Söz olsun. Pazar Pazar canınızı sıkmayacağıma dair söz veriyorum.
Mutlu yarınlar dileklerimle.
Not:
Bu sitede yayınlanmakta olan yazılar http://www.yazarport.com, http://www.gunesgazetesi.net http://www.bilgiagi.net http://www.bilgievreni.com, http://www.siyasalforum.net http://www.gercekgazete.web.tr www.nevvalsevindi.com ile, Gerçek Gazete, Halkın Sesi, Güney Marmara Yaşam ve Fatsa Güneş gazetelerinde yayınlanmaktadır. Yazarın izni olmaksızın başka hiçbir yayın organında kaynak veya dipnot göstermeksizin kısmen veya tamamen alınamaz, çoğaltılamaz.