Aktütün Karakolu ve Enver Paşa-II

Mehmet  ALPEREN

SON DURUM

Aktütün karakoluna yapılan ve 17 Mehmetçiğimin  şehit edildiği haberini görünce  ister istemez  kafam   tarihi vakalarla kaymaya başladı. Bu  saldırı  aynı  karakola  beşinci imiş. Toplam 46 askerimiz  bu  karakolda şehit  olmuş.  Acaba  diyorum, elinde tabancası ile  üçüncü ordunun başında Ruslara  karşı  aynı  dondurucu  soğuk  altında askerleri ile birlikte savaşan ve  hatta sol karın  boşluğundan  kurşun yiyerek yaralanan Enver paşa olsa ne yapardı? Golf oynamaya mı  giderdi,  yoksa  tabancasını alır ordunun  en ucunda  er Mehmetçik  ile yan yana  omuz  omuza kuzey  Irak’a  girer ihanet  yuvalarını mı basardı?  Sordum ama cevabını biliyorum.  Dediğim gibi yapardı. Çünkü o askerdi. Gerçek bir asker. İdealist bir askerdi. Şimdikilerden farklı olarak. Aktütün karakolunda son  olarak  17  yiğit  şehit oldu. Onlar “ Emret  komutanım” derlerdi. Sormazlar ve sorgulamazlardı.  Verilen  emirleri harfiyen yerine  getirmek  için kış  demez,  yaz demez gece demez gündüz demez  vatan  topraklarını  beklemek için komutanlarının  ağzına  bakarlardı. Belki de  şehit olurken de bakıyorlardı komutanlarının ağzına. Belki de  bir  komutanın “  Ölme” emrini vermesini beklediler.        

Ama  Enver paşa Sarıkamış  savaşı ile uğraşırken müttefiklerin  iki ay sonra İstanbul’a saldıracakları haberini aldığı  için geri çekildi. Acele ile İstanbul’a geldi ve Çanakkale savunmasını hazırlamaya başladı. İşi çoktu yani Enver paşanın. Tüm dünya  üzerine geliyordu. Genel kurmay başkanı  o  idi. Savunma bakanı  o  idi.      

Ama  utanmadan  “ Askeri  Sarıkamış’ta kırdırdı ve kaçtı “ dediler. Ama düşünmediler ki Sarıkamış harekatı ile  Çanakkale savaşının  başlaması arasında sadece kırk  gün var.     

Acaba, terörle mücadele eden  bu  günkü generallerin işi ne? Her  türlü  araç gereç mühimmat ve daha da  önemlisi emirlerinde  ölmeye  hazır yüz binlerce Mehmetçik. Acaba ne  ile  uğraşıyorlar? 28 seneden beri   kendi vatan  topraklarımızda  kökü  dışarıda olan  bir ihanet örgütünü yok etmek  için  daha  ne bekliyorlar? Ne  istiyorlar bu  milletten? Evlat dediler verdik. Yirmi yaşına getirip teslim ettik sapasağlam. Al kanlar  içinde  getirdiler eve geri. Vatan  için dediler. Vatan sağ olsun dedik. Millet için dediler  Millet  var olsun dedik. Bayrak için dediler, kanımız  helal olsun  dedik.  Para dediler  bu milletin kanı  ümüğü  emilerek  toplanan vergilerin dörte biri ordumuza gitti. Yıllarca  kurban derileri verildi. Daha ne  isteniyor? Kışlalarda  ne eksik ?Getirelim evlerimizden.     

Ama  sanırım bu  değil sıkıntı. İnsan  sormadan edemiyor. Acaba  burada  görev yapan  üst düzey generaller ne yapıyorlar? Yoksa  baş  örtüsünde düşman aramaktan,  milletin  seçtiği parlamentoya  müdahale planı  yapmaktan PKK ile mücadeleye  elleri  değmiyor mu? Yoksa bunlar birinci ve  öncelikli  düşmanı  üniversite kapısındaki kızın başındaki örtüde mi arıyorlar, yoksa  imamın  başındaki  sarıkta mı? Üzgünüz, üzüntülüyüz, acılıyız. Benimde  oğlum birkaç sene sonra  askere gidecek inşallah. Ben  oğlumun beyhude yere şehit olacağını  düşünüyorum bazen. Beyhude  yere  şehit olur mu  demeyin. Olur. Beceriksizce yönetilen harekâtlar amacına ulaşmıyorsa, 28 seneden beri  halen daha gündüz gözüne  karakol basılıyorsa bu zamana  kadar  bir  adım  bile  gidilmemiş  demektir.  Sahi 28  seneden beri şehit sayısı  kaç  oldu acaba? Bilen var mı ? Netice olarak  Parlamento  başta olmak  üzere silahlı kuvvetlerimiz ve diğer emniyet birimlerimizin büyük bir devlete yakışır biçimde  ve en kısa zamanda bu meseleyi  kökünden temizlemelerini bekliyoruz. Kimseyi üzmek istemedik.  Askerimiz  polisimiz  yıpratmak ise ne  fazla  karşı olduğum  bir meseledir. Her zaman için  ben inanıyorum ki bu  milletten ne istiyorsanız vermeye hazırdır, siz sadece isteyin. Millet  olarak hep  bir ağızdan vereceğimiz tek  cevap iki kelimeliktir.     

Emret komutanım.    

Yeter ki  siz aldığınız  rütbelerin   hakkını verin vesselam.

print

Bir cevap yazın