Bir zamanlar emlakçılar vardı…,
veeee bu emlakçıların camlarında satılık ve kiralık tabelaları birlikte ve kardeşçesine boy gösterirlerdi.
Bir zamanlar gazetelerin seri ilan sayfaları vardı…,
Veeeee bu sayfalarda satılık ve kiralık ilanları aynı ağırlıkta ve aynı sayıda yayınlanır ve kiralık arayan insanlar da aradıklarını bulurlardı,
Bir zamanlar dükkanlar vardı,
İnsanlar vitrinlerde indirim tabelalarına bakar ve İNDİRİM in başındaki B harfini görmeden o “ (B)indirim” den yararlanırlardı.
Ancak şu anda her cadde ve sokakta boş camlarda veya kapalı kepenklerin üzerinde satılık tabelaları gazete sayfalarında satılık ilanları emlakçı camlarında kiralık ilanlarının yanında görmeye alıştığımız satılık ilanlarının ağırlıklı olarak yer aldığını görmekteyiz.
Asansör kullanmaktan, yolumuz üzerindeki en kıytırıktan bir köprüden geçerken bile acaba köprü geçişi paralı mı diye geçmekten korkar olduk.
Yıllar değişti, teknolojiler değişti, hükümetler değişti, maliye bakanları değişti ama her nedense bütün maliye bakanları vergi ödemede rekor kıran insanlarımız karşısında körebe oynuyor.
Ahhh anacığım, bu günlerde seni İstanbul menkul kıymetler borsasına bıraksam, eminim ki, tavan yaparsın.
Hep anamı sormaktalar, anamın reytingi yükseldiğinden İMKB listesine adını kaydettirmeyi düşünüyorum.
Herkes ya satmanın ya borç istemenin, ya da var olan borcuna karşılık en usturuplu bahaneyi keşfetmenin derdinde.
Bütün bunlar olup biterken, Başbakanımız hala krizin geçmek üzere olduğunu bize deklere etmekte.
Ahhh, sevgili başbakanım. Ne çok isterdim sana inanmayı. Ah, keşke katı ve sıvı yağ üreticisi bir kısım Medyanın kameralarına takılmış pembe gözlükleri veya mikrofonundaki pembe süngeri ben de görebilmiş olsaydım. En azından içten içe kendi kendime kudurmazdım.
Almıyorum arkadaş bu günden sonra ben de satıyorum. Neyim var neyim yok satıyorum.
Yaşasın satanizm!