Bir görev nedeniyle yine ayrı kaldık.
Şair’in dediği gibi; “ayrılıklar da sevdaya dahil.”
Sözkonusu olan yazı sevdası olunca ayrılık hiç yok. Düşünceler, kurgular, yeni öyküler hep içimde, zihnimde..
Amasra’dan başlayıp,Bartın, Zonguldak, Ereğli, Alaplı ve Akçakoca’ya doğru bir sanayi inceleme görevi yaptım.
Kriz epeyce etkilemiş bölgeyi. Durgunluk giderek derinleşmekte.
Bölgenin havası, denizi, doğanın büyüleyici yeşili umut veriyor. Bir mavi-yeşil gülümseyiş açıyor içinizi..
Nasıl her insanın bir öyküsü varsa, her kentin de bir hikayesi vardır.
Ve şehirlerin öyküsü biraz da sizlersiniz, biziz..
Bazan içinde yaşadığımız kente yabancılaşırız.Çünkü çok alışırız her şeyine.Günlük koşturmacalar yüzünden unutuveririz yaşadığımız yeri. Güzelliklerini, sesini, derinliğini..
Ve başka kentler önemlileşir.Yakınlaştıkça uzaklaşmak bu olsa gerek..
Ankara’dan Batı Karadenize giderken Mengen’e doğru cennet yeşili ormanlarla karşılaşınca sakın şaşırmayın..
Amasra’dan Batıya doğru uzanırken de bir mavi-yeşil gökkuşağı uzanır boylu boyunca gözünüzün önünde..
Bartın ve Zonguldak demirin, kömürün başkentidir. Sanayici zordadır, ama umutludur yine de gelecekten..
Zonguldak’ta liman yanında bir balıkçı lokantasında günbatımını izlerken yersiniz akşam yemeğinizi ve yük alan gemileri gördükçe yeniden umutlanırsınız..
Bu bölgede doğa çok güzel.. ah bir de motorlar daha çok çalışsa, sanayi ilerlese,işler-aşlar açılsa.. insanlarımızın yüzü yeniden gülse..
Ama üzülmeyin, çevirince gözlerimizi doğaya, mavi denize yeşil bir umut sarar içinizi sıcacık..
Güzellikleri koruyarak, geliştirerek insanımıza yeni hizmetleri dengeli bir gelişme politikası içinde sunabilmeliyiz.
Bunun için sanayi, tarım, hizmetler bir denge içinde yürütülmeli ve insan refahı her şeyin önünde olmalı.