Asosyal Güvenlik Reformunun Bam Teli

Son birkaç yıldır sosyal güvenlik reformu konuşulmakta, anlı şanlı çalışmalar ve tartışmalar yapılmakta. Oysa ki, bu yasa tasarısının ve/veya reformun doğum süreci boyunca, dokuz ay ana rahminde bekleyen bebeğin kıpranışları kadar masum değil.

Şu an için Meclis’te onaylanması beklenen Sosyal Güvenlik Reformu Tasarısı ile Türkiye’de sosyal güvenlik sistemi köklü bir değişime uğrayacak. Bu reform ile SSK, BAĞ-KUR ve Emekli Sandığı tek çatı altında toplanacak, emeklilik yaşı 2075 yılına kadar kademeli olarak 68’e çıkarılacak, nüfusun tamamı ‘zorunlu’ sigortalı kapsamına alınacak, ekonomik durumu iyi olmayanların primlerini ise devlet ödeyecektir.

Sistem, Genel Sağlık Sigortası Kanunu, Emeklilik Sigortaları Kanunu ve Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu ve Primsiz Ödemeler Kanunu olmak üzere 4 kanundan oluşmaktadır.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nca hazırlanan Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu ile SSK, Emekli Sandığı ve BAĞ-KUR’un tek çatı altında toplanması hükme bağlandı. Böylece işçi, memur ve bağımsız çalışan ayrımı ortadan kalkmış olacak ve ‘tek tip’ sigorta ve emeklilik sistemine geçilecek. Her üç kurum, ‘Sosyal SOSYAL GÜVENLİK KURUMU’ adı altında birleşecek, böylece farklı kurumlarca sunulan kamu sigortacılığında standart birliği sağlanacak. Devlet memuru, işçi ve bağımsız çalışan ayrımı ortadan kalkacak.

Emeklilik mevzuatı bakımından tüm çalışanların eşit haklara sahip olması, emeklilik yaşının 2075 yılına kadar kademeli olarak 68’e çıkarılacak olması sistemin bam telini oluşturmaktadır.

Reformla nüfusun tamamı sağlık sigortası güvencesine alınacak olması, maddi gücü yerinde olmayanların sağlık primini devletin ödeyecek olması, pastanın çikolatalı veya kremalı kısmı olarak değerlendirilebilir. Zira sabit gelirli veya asgari ücret düzeyinde çalışanların susturulacağı veya gönlünün alınmak istendiği madde ise bu buradadır.

Yine, taslağa göre 2075 yılından sonra kadınlar ve erkekler 68 yaşında emekli olacak. Emeklilik için en az 9 bin gün prim ödeme şartı aranacak. Ancak düzenlemeden yasanın çıktığı tarihten önce sigortalı olarak işe başlayanlar etkilenmeyecektir. Burada bu tarihe dikkat edip sigortalı olmak için yeni yasa çıkmadan önce sigortalı olmak konusunda acele etmek gerek.

Aynı şekilde, reform kapsamında sağlık alanında da önemli değişiklikler getirecek. Genel Sağlık Sigortası sistemiyle nüfusun tamamı zorunlu sağlık sigortası kapsamına alınacak. Halen Emekli Sandığı, BAĞ-KUR ve SSK’lı olarak çalışanlar sağlık hizmetlerini eskisi gibi almaya devam edecek.

Reform, Sağlık Bakanlığı’yla eşgüdüm içinde yürütülecek. Kanun taslağına göre vatandaşlar, sağlık yardımından yararlanabilmek için öncelikle aile hekimlerine başvuracak.

HASTALAR, KATILIM PAYI ÖDEYECEK
Yeni sisteme göre hastalar, yararlanacakları tüm sağlık hizmetleri ve alacakları ilaçlarla tıbbi cihazlar için yüzde 1 ile yüzde 50 arasında katılım payı ödeyecek. Ancak primleri devlet tarafından ödenen yoksul vatandaşlar, iş kazası ve meslek hastalığı geçirenlerle kronik hastalığı olanlar muayenelerin katılım payından muaf tutulacak.

Hekimin uyarılarına uymadığı için tedaviyi uzatan ve zorlaştıran hastalardan, oluşacak ek masrafın yüzde 50’si tahsil edilecek olması ise tam bir Kayserili mantığı. Muhtemelen bu maddeyi adı malum olan sayın maliye bakanı Unakıtan önermiştir. Zira sayın Unakıtan Kapitalis sistemi devlete en iyi uygulayan bir politik ACI dır. Bu konuda bir başka sözde kurnazlık örneği ise, ücretsiz izne ayrılanlar bu süre içinde sağlık primlerinin tamamını kendisi ödeyecek.

Yasalaşmayı bekleyen tasarılar şunları getiriyor:

– Doğum yapan sigortalı kadın veya eşi doğum yapan erkek sigortalıya doğumdan sonraki 6 ay boyunca emzirme yardımı verilecek. Estetik ameliyatlar ve estetik amaçlı ortodontik diş tedavileri, alternatif tıp uygulamaları dışındaki, sosyal güvenlik kuruluşlarına yaklaşık 18 katrilyon liralık hizmetleri genel sağlık sigortası kapsamında karşılanacak. Reformun en ilerici olan maddesine gelince; Çocuğu olmayan 23-39 yaş arası kadınların 2 kez tüp bebek tedavi masrafı kurumca karşılanacak. Ayaktan tedavide hekim, protez, araç gereç ve ilaç bedellerinde hasta, katılım payı ödeyecek.

– Devlet emeklilik sistemine yüzde 5, genel sağlık sigortasına da yüzde 3 oranında katkıda bulunacak. Görüldüğü gibi devlet hep vatandaştan alma hatta yolma düşüncesinde. Gerçi yüzyıldır vatandaş devleti yolarken bu sefer devlet dargelirli vatandaşı yolmaya niyetlenmiş gibi görülmekte. Böylelikle hükümet birkaç can alıcı ve sosyal devlet ilkesine uygun ama ekonomik olarak kendine hiç külfet getirmeyecek fakat göz boyayacak önlemleri alırken, dar gelirli için hayati önem taşıyan sosyal devlet ilkesinin temeli sayılacak düzenlemeler konusunda kör, sağır, görülmektedir. Bu yönüyle yasa çıksa da çıkmasa da reformun üzerinde söylenecek çok ama çok söz bulunmakta.
Mutlu yarınlar temennisiyle.
Not:
Bu sitede yayınlanmakta olan yazılar http://www.yazarport.com, http://www.gunesgazetesi.net http://www.bilgiagi.net http://www.bilgievreni.com, http://www.siyasalforum.net http://www.gercekgazete.web.tr ile, Gerçek Gazete, Halkın Sesi, Güney Marmara Yaşam ve Fatsa Güneş gazetelerinde yayınlanmaktadır. Yazarın izni olmaksızın başka hiçbir yayın organında kaynak veya dipnot göstermeksizin kısmen veya tamamen alınamaz, çoğaltılamaz.

print

Bir cevap yazın