Bakış Açısı ve Yorumlar

 At gözlüğü kullanmadığımı ifade edeyim hemen. Bu cümleyi bu ülkede o kadar çok insan bir o kadar çok insana söyler ki artık At’lardan utanmaya başladım.

İkincisi ben ne AKP’liyim ne de Tayyip beyin avukatı filan.

İnsanlar hayatı ve hadiseleri yorumlarken kelimenin tam anlamı ile objektif olamazlar.

Bunu söyleyen kişi yalancıdır.

Yorumlarda her ne kadar bilgi esas ise de, bilginini doğruluğu ve tutarlılığı da önemlidir.  Bilgi kirliliği içinde olan siyasi hayatımız, yakın tarihimizle ilgili kim ne kadar, neyi biliyorsa ona göre yorum yapacaktır. Ama o kişi yine en azından bu yorumlarına kendi inanç ve değerlerine de katarak yapacaktır. Bu anlamda yapılan yorumları saygı ile karşılarım. Hakaret edilmemesi  şartı  ile yapılan her  yoruma bu bakışa açsısı ile yaklaşırım.

Gelelim  arkadaşlarımızın  tepkilerine  

Ugur Özaltın Says:

“ AKP’yi beğeniyor olabilirsiniz. Buna hiç kimse bir şey demiyor ki.
Fakat at gözlükleriyle olayları değerlendirmek çok çok farklı bir şeydir.”

Şeklinde bir giriş yaparak arkasından;

Tayyip beyin geçen seçimlerde yaptığı söylem hatasını maalesef sizde yapıyorsunuz. Tayyip Bey de geçen seçimlerde BUNLAR 1 METRE RAY DÖŞEMEDİLER. ATATÜRK KABİRDEN ÇIKSA BUNLARA HADDİNİ BİLDİRİRDİ demişti bir tren yolu açılışında. Ben düşündüm 1950 yılından beri CHP ne zaman iktidar olmuş da 1 metre ray döşememişti. Ayrıca Tayyip Bey seçim meydanlarında çok defalar alay da etmişti BU HALK BİLİYOR DA BUNLARI İKTİDAR YAPMIYOR diye.”

Şimdi önce şunu belirteyim. Tayyip beyi ben  bir insan olarak  görüyorum. Sizi nasıl bir insan olarak görüyorsam Tayyip beyi de insan olarak görüyorum. Ve her insan gibi o da hata yapabilir. Ben her ne karda Tayyip beyi seviyorsam, sizde aynı oranda sevmiyor olabilirsiniz.

Tayyip Bey tren konusunda halk ile alay ettiği meselesine gelince. Bunu her siyasetçi yapar. Bunun insanlarla alay etmek olduğunu sanmıyorum.1950 den beri CHP iktidara gelmedi bu doğru. Ben sorayım Tayyip Bey burayı atlamıştır. 

CHP kuruluşundan 1950 ye kadar olan dönemde ne yaptı? İdeolojik saplantılarının dışında, şapka giydirmekten, smokin giydirmekten batıya benzemeye çalışmaktan başka ne yaptı. Batı dev adımlarlarla o dönemde sanayi devrimini tamamlarken bu ülkede sanayi adına ne yapıldı?

Dün CHP ne  ise bu günde aynıdır ve bu  almamda  Bahçeli MHP sinden de  farksızdır.

Ben size Alparslan Türkeş beyin 1944 ile ilgili bir yorumunu aktarayım bir cümle ile;

“ Alman zırhlı orduları, üstün teknoloji il e donatılmış araçları ile Avrupa’yı kasıp kavururken, sınırlarımıza gelip dayanmışken. Bizim bir yaralıyı otuz km gerideki hastaneye taşıyacak doğru düzgün aracımız yoktu” Alparslan Türkeş 1944 Milliyetçilik meseleleri “  Bu kitapta daha çok şey var.

Dikkat edin bu dönem CHP’nin 11 yıldan beri tek başına iktidarda olduğu bir dönemdir. Diyeceksiniz ki ülke savaştan çıktı. Falan filan. Bunları geçelim. Cumhuriyet tarihinin yalanlar üzerine bina edildiğini artık bilmeyen kimse kalmadı.   Ülke savaştan çıkmış olsa bile, devleti kuranların enerjilerini ikinci dünya savaşına göre hazırlamaları gerekmez miydi? Üstelik hepside asker adamlar. Kaldı ki CHP ‘ nin meşhur kıtlık yıllarının da müsebbibi olduğunu, insanların elinden alınan buğdayların tren istasyonlarının yanlarında raylar boyunca yıllarca nasıl çürütülmeye terk edildiğini o günleri yaşayanların ağzından dinledik biz.

Yani CHP’nin 27 yıllık tek başına iktidar dönemi memleket için sadece karanlık günler olmuştur.

Sonra diyorsunuz ki;   

“ Peki, kardeşim sormazlar mı adama 59 yıldır sağ iktidarların hükümet olduğu bir ülkede 1 metre ray yapmadı bunlar deyip milletle kafa bulmak doğru mudur?

Ayrıca DP-AP-ANAP-AKP kaç yıl tek başlarına iktidar olmuşlardır bir hesaplayın lütfen.”

Tabii ki sorarlar. Soracaklarda. Tayyip bey  soruyor işte. Ama bunu sorarken bunun millet ile kafa bulmak anlamına geldiğini düşünmüyorum.  Sağ iktidarlara gelince kısaca şunu ifade edeyim;

1950 yılında iktidara getirilen Adnan Menderes ve ekibi ne yazık ki devlet yönetiminden habersiz insanlardı. Dikkat ederseniz  “ getirildi” dedim. Ancak bu ifade halkımızın oylarının yönlendirildiği anlamında değil.  Ortaya sürülen kişilerin CHP ye Alternatif olarak gösterilmesindendir. 

Milletin CHP den kurtulmak ve diğer bir anlamda İnönü gibi Rus yanlısı ve dinsiz politika izleyen bir adamın elinden memleketi kurtarmak için DP ye verdiği oylar aslında Amerika’ nında kucağına oturmak anlamına geleceğini bilmemesindendir. Bilmesi de mümkün değildir o dönemlerde.

Diğer taraftan  

“Turgut Özal tv de kendi anlatmıştı. ABD de Rüştü Saraçoğlu ile görüştüğünü ve 6 ay sonra iktidar olacağını ve ülkeye dönüp hükümette görev almasını istediğini diye. Seçimlerden evvel Turgut Bey nasıl yapabiliyor bu konuşmayı peki?” diyorsunuz

Bunu her siyasetçi söyler. Altı ay sonra iktidar olacağını söylemiş ise bu  bir ön görüdür. Ciddi bir çalışmanın ürünüdür veya her siyasetçi iktidar olacağına inanarak çıkar ve bu bir inanç ifadesi olabilir.

Evet, aslında bu tür tartışmalar kısır kalır. Ancak bir okuyucu  olarak  sizlerle paylaşmakta bizim  boynumuzun borcudur.

Tekrar söz konusu Tayyip beye gelince diyorsunuz ki;

“Tayyip Bey de aynı şekilde daha belediye başkanıyken sanırım ABD başkanıyla görüşmelere başlamıştı kabul görüyordu. B.O.P projesi adım adım işliyor bu ortada. Konjonktüre hangi adam ve hükümet uygunsa o iktidara getiriliyor.
Bu hep böyle olmuştur.”  Diyorsunuz.

Evet olabilir. “Sanırım”  diyorsunuz.  Yani sanıyorsunuz. Emin değilsiniz. Ama olabilir. Dünya siyasetine yön veren ABD’nin Türkiye içindeki ağırlığı Tayyip beyle başlamadı. Bu onun suçu değil. Bu suçu evvela 1950’li yıllardan ele almak gererek. Menderes’in posası çıktığında onun yerine Süleyman Demirel’i hazırlayan da onlar. Yukarda saydığınız tüm sağ partilerde Amerika’dan icazet almadan gelmediler. Bunda sizinle bu konuda hem fikirim. Ama şundan eminim Refah partisinin 1997 de iktidara gelmesi Çiller ile koalisyon hükümeti kurmaları Amerika nın istediği değildi. Bu sebeple Çevik bir gibi Amerika nın Türkiye deki uzantısı faaliyete geçirildi. Adı da manidar “Batı çalışma gurubu.

Tayyip Bey, en azından bu zaman kadar kayıtsız şartız Amerika politikasını izleyen Demirel Çiller gibi sağ partilerin tersine. Bölgedeki dış politikada Ülkemizin ağırlığını hissettirmiştir. Eş başkanlık meselesini siz nasıl algılıyorsunuz bunu bilmiyorum. Eş başkanlığın Amerikan başkanın buradaki yardımcısı anlamında düşünmüyorum. Ama bu zamana kadar Demirle gibi kayıtsız şartız kölelik yapmasından daha iyi bence.  Tayyip beyin Amerika’yı kullanmadığını nerden biliyorsunuz? Neden hep bizim insanlarımız kullanılıyor olsun. Bu da Amerika nın istediği değildir aslında. Ama bir yerde Amerika’nın da orta doğuda taviz vereceği ülke vardır. Bu da hali hazırda bizim devletimizdir.

Şunu unutmamak gerek.  Başarılı devlet adamlarımız da Amerika taraftarı gibi görmek ve göstermekte hoş değildir. Ben bu coğrafya da AKP ve Tayyip beyin Amerika nın her istediğini yerine getirdiklerini sanmıyorum. Ama üst siyasette gereken yapılır. Üst siyaset aşağıdan iyi görülmez. Nitekim Abdulhamid hanı da o dönemin aydınları bir türlü anlamadılar. Ama ülke ne zamanki birinci dünya savaşının eşiğine getirildi gittiler mezarında şiir okudular   
“AKP kendisinden istenilenleri yaptıktan sonra yerini başkasına devredecektir.

Hatta alternatifi şu anda hazırlanıyordur sanırım. Biliyorsunuz istenildiğinde DSP dahi iktidara getirilmiştir. MHP bile iktidar edilmiş ve o sayede bitirilmiştir. Bazen iktidara getirilme bitirilme sebebi de olabiliyor”

Evet, bu görüşünüze de katılırım. Her şeyin sonu gelecektir. Önemli olan milletin bekasıdır. Hatta ben size bir şey daha söyleyeyim. Önümüzdeki seçimlerde CHP daha da küçülecek. Sarıgül bunun için hazırlanıyor.  Emekli General Osman beyde MHP’yi küçültmeye hazırlanmıyor. BBP ile Saadette AKP’yi küçültmeye hazırlanıyor. 

Diğer yorumlara kısaca dokunacağım. Seami kardeşim Suriye ile ilişkilerimizin son yirmi yıllık tarihini özetlemiş. Doğrudur bunun sebebi nedir anlamadım ama benim dediğim şey sınıra asker yığarak silah zoru ile yapılan anlaşmalar değil.  Benim dediğim şey bin yıllık tarihi geçmişe adım atmaktır. Pasaport ile rahatça geçerek tarihi ve kültürel değerlerimiz buluşmasıdır.

Abdulhamid Han ile Tayyip benzetmeme gelince.

Bunu anlamak için önce Abdulhamid hanı doğru anlamak gerek. Vakit ile dönemin aydınlarının pişman olmaları gibi duruma düşmeden

print

Bir cevap yazın