Kürt açılımı… Pardon, demokratik açılım.
Yine ortada bıraktı ekonomik krizi, TC insanının dertlerini…
* *
‘Yaz boşluğunu doldurma’ taktiği işte budur. .
Gündemi yarat, her daim hazır bekleyen kayıkçı kavgasını başlat.
Partisi, odası, sendikası, kurumu, kuruluşu aydını, yarı aydını laf etsin.
Herkes bir noktaya odaklansın.
Çeşit çeşit dert getireceklerine, hepsi tek yöne takılsın.
İşsizlik, parasızlık, zam, icra- iflas, boşanmada patlama, cinnet-cinayette artma, hırsızlıkta çoğalma, ihalede kayırma, usulsüzlük-yolsuzlukla kazanma, devlette kadrolaşma, yargıda sancılanma unutulsun.
* *
“İçi ve sonucu bilmece” açılımın kavgası tepede sürüyor.
Ama aşağıdakiler; esnafı, işçisi, memuru, emeklisi, üniversitelisi yemiyor.
Açılımın, ağız ve dertleri kapatma olduğu biliniyor.
Ne yazık ki, kimse onlara sormuyor.
* *
Birbirine sahip çıkmayı, korumayı, kenetlenmeyi, kendine yanaşanı ihya etmeyi, koltuğu ve çıkarı bölüşmeyi iyi bilen iktidar, gündem yaratmanın da hakkını veriyor.
‘Cuk’ oturtuyor, haftalarca konuşturuyor, istediği zaman değiştiriyor.
Havanın sıcak, ceplerin delik, işsizliğin cinnet getirdi dönemde ‘açılım’ dedi.
Kafaları dağınık olanları dümenine kilitledi.
* *
Muhalefet partilerinin de işine geldi. DTP hariç.
Ekonomik, sosyal, toplum-insan odaklı programları olmadığı için…
“ Mevcudiyetimizin yegâne temeli ülkemdir” diyerek atladılar.
Açılımla birlikte, ağızlar da yırtılırcasına açıldı.
Önce kurmayları, sonra önderleri kapıştı.
MGK’ya, Çankaya’ya kadar uzandı.
* *
Haziran, Temmuz, Ağustos’u açılımla bitirdik.
Ramazan kutsal ay; hoşgörü, inanç, birlik-beraberlik ruhuyla geçer.
Sonra…
Okullarda kayıtlar başlar, masraflar, harçlar açılımla unutulur.
Kış gelir, odun-kömür derdine vali- kaymakam seferber edilir.
Yılın sonu bulunur. Ama açılıma devam…
* *
Başbakan dememiş miydi?
“ Yılsonuna kadar açılım takvimi sürecek”
Zaten şurada ne kaldı?
Hele bu açılım bir bitsin.
Sonuç alınamazsa bile…
Sonra bakarız başka açılımlara!