Mehemet ALPEREN
SON DURUM
Mehmet ALPEREN SONDURUM
Aslında kimseye karşı peşin hükümlü bir düşmanlığım ve tavrım olmadı. meraklı olmamın da getirdiği bir ruh hali ile birine kanım ısınmadığı zaman onu incelerim. Sebep ararım. Aynı şekilde bunun tersini de yaparım. Yani birine kanım ısınıyorsa bununda nedenlerini ararım Bu genellemeden sonra esas konuya geçelim.
Son zamanlarda bende ciddi bir hastalık başladı. Yakın tarih hastalığı. her ne kadar da, tarihi bilimsel anlamda bilmiyor olsam da merak her şeye kadirdir. Aslında yakın tarih hastalığı her ne kadar da son beş altı yıldır sıtma halini aldı ise de hastalığın temeli çocukluğuma dayanır. babamız bizi tarih bilgileri ile besledi. o zaman radyo televizyon olmadığı için yatsıdan sonra geç vakitlere kadar babamın tarih konferansı ile zevkli geceler yaşardık. arkasından tarih hocamın da anlattığı enteresan bazı bilgiler ve söylemlerde şuur altımda bir yerlerde saklanmış ve son beş altı yıldan beri bu artık hastalık halini almaya başladı.
Bu günde elime bir konuşa geçti. Mustafa kemal e ait 1923 yılında söylediği belirtilen bir metin. Önce buraya metni almam gerekiyor. “ Yüz yıllardır düşmanlarımız, Avrupa ulusları arasında Türklere karşı kin ve düşmanlık fikirleri telkin etmişlerdir. Bu fikirler bir zihniyet meydana getirmiştir. Avrupa da bu günde Türk ün her türlü ilerlemeye düşman bir adam olduğu sanılmaktadır. bu çok büyük bir yanılgıdır. Bizi aşağı olmaya mahkum bir halk olarak tanımakla yetinmemiş olan batı, yıkılmamızı çabuklaştırmak için ne lazımsa yapmıştır. “Evet Mustafa kemal imzası atılmış altına. yanda da Mustafa kemal e ait bir resim gayet manidar geldi bana. Sağ elinde fötr şapka ( hangi kültürün ürünü olduğunu bilmiyorum. Ama Türk kültürü değil bundan eminim.) Sol elinde baston. Üzerinde batılı bir smokin tıraş biçimi kravatı ve her hali ile Türk ten çok İngiliz centilmenlerine özenti. Yani hiç bir yönü ile Müslüman Türk’e benzemeyen bir görüntü. Yani batının bizi yıkmak istediği konusunda doğru söylüyor. bu resim aslında bu tıkımın kimler tarafından çabuklaştırıldığını göstermesi bakımından çok önemli ip uçları veriyor. Aslında Mustafa kemal kendisi bu taşıdığı misyonu üretene kişi değil. Ondan evvel iki yüz yıla yakın zamandan beri batılılaşma hareketinin son versiyonu kendisi. Yani Mustafa kemal i bu konuda yargılamak haksızlık olur. Sonuçta Mustafa kemal bir devlet adamı değildi. Böyle eğitilmedi. Osmanlının içindeki binlerce subaydan biri idi. Hatta 1918 mütareke imzalandır imzalanmaz hemen birkaç gümüm içerisinde İstanbul a dönmesi de ilgimi çekmişti. Mütareke imzalanmadan bir gün önce bu kişi yıldırım orduları kumandanı idi.
Mütarekeden hemen sonra Sina çölüne dağılmış olan ve savaş halinde olan yıldırım ordularını bırakıp neden acele ile İstanbul a döndü diye kafama takıldı. Değil mi ya ?Ali ihsan paşa halen ırak bölgesinde ordunun başında, İngilizlere kök söktürüyor, ve aylar sonra mütarekeye uyum sağlıyor. Aynı sıralarda Medine savunmasını yapan Fahrettin paşa seksen üç gün sonra mütareke hükümlerine boyun eğiyor . Ama bakıyoruz Mustafa kemal mütarekeden birkaç gün sonra Pera palas otelinde dinleniyor. Hatta bir iddiaya göre İngiliz diplomatlarla görüşüyor. İyi ama Mustafa kemal o zaman diplomat değil, askerlikten başka işi olmayan bir kişi, nasıl olurda orduyu bırakıp hemen İstanbul a döner. Ne işi vardı acaba?Burayı ben anlamadım bu aceleciliğin sebebini. Anlayan varsa beri gelsin. Yani bazıları Mustafa kemal i, Enver paşa ile kıyaslıyorlar. Haksızlık bu. Enver paşa Mustafa kemal ile kıyaslanmayacak kadar Müslüman Türk idi. Ayrıca saray terbiyesi de almış. Bürokraside yetişmiş siyaset adamı idi. Kimseyi taklit etmiyordu.Kendine has orijinal fikirleri ve idealleri vardı. Ama bu idealleri asla batıyı taklit etmek değildi.
Mustafa kemal in ise orijinal hiçbir fikri yok. Tamamıda batı kalıpları içinde oluşan zihni organizasyona sahip. Bu zihinde çıkan sözlere baktığınız zaman bir taraftan Türklüğü övüyor bir taraftan da batıyı taklit ediyor ve hatta cumhuriyetin kurulmasından sonrada batı kültürünü dayatıyor. İlginç olan bir taraf daha var ki, hep muasır medeniyet seviyesine yükselmekten bahseden Mustafa kemal in bunu yapmak için attığı tüm adımlar batı orijinli kültür hareketidir.Kurduğu parti kendi döneminde de İsmet İnönü döneminde de ve bu gün Baykal döneminde de hep ideolojik saplantı içinde. Sanki bu milletin Ne sanayide ne bilimde bir gelişme veya gelişmeye yönelik hareket yoktur. Zaten bu günkü Kemalistlerde hep ideolojik olarak ön plana çıkıyorlar. Sanat ve siyaset alanında hep ideoloji.Bu durumda ise batının kötü kopyası olmaktan öte gidemiyorlar. Üniversitelerde, askerde, iş dünyasında velhasıl nerde ne iş yapıyor olurlarsa olsunlar bilimsel anlamda bir açılım bulamazsın. Bu ülkedeki Atatürkçü siyaset, asker ve üniversite adamlarının samimi olduklarına inanmak çok zor. İşte yukarıdaki resim. İşte bana söyledikleri.