Vatanda bir ruh vardır ve o ruh birlikte yaşanmış mazidir.
Bugün geçmiş kadar geleceğe ihtiyacımız var.
TÜRKİYE, büyük bir arayış içinde. Yollara düşmüş bir Mecnun gibi arıyor. Neyi mi? Kendini elbette. Dışarıdan kamplaşma sonucu bölünmüş bir görünümü var. Bu ne kadar ciddi,ne kadar yapay bir görüntü acaba?
Kutuplaşma önyargılarla beslenen ve takıntı haline dönüşen zihinsel yapılanmanın sonucu bence.
Yeni bir yüzyıla ya da bilgi çağına takvimle saatle girilmiyor elbette. Spielberg’in filmi “Geleceğe Dönüş” hayal edilen zamana gitmek isteyen kahramanların makinenin bozulması sonucu olmadık zamanlara düşmelerini öyküler. Bizde de, bazıları 1923’e gitmek istiyor, bazıları 1917 devrimine ışınlanmış duruyor, bazıları İslam’ın “altın çağ”larına gitme derdinde, CHP’ye bağlı bazı partililer 1930 saadet dönemini geri getirme hayalleri kuruyor.
Ancak ikide bir önümüze, “bugün”le yüzleşmek gereği geliyor!
Bu acıya katlanmak istemeyenler zaman makinesiyle geçmişe dönüp ulusal sınırların dikenli tellerle çevrili olduğu, Berlin duvarının yükseldiği, duvarlar ardında keyfi kararların alındığı ve uygulandığı “altın çağı” istiyorlar ve makinenin bozulduğunu kavramıyorlar.
Şeyh Galip ne demiş:” yaşadığın çağdan başka altın çağ yoktur .” Sen yaşadığın çağı, altın çağ yapabiliyorsan yapacaksın!
Türkiye güven duygusunu yitirdi. Değerlerini kaybettiğini düşünerek acı çekiyor. Politika, çıkar sağlama algısını yıkamıyor. Tam tersine büyük iddialarla,dini duygulara yaslanarak iktidara gelen iktidar bile deniz feneriyle aydınlandı!
Türkiye’nin geleneksel partileri ve liderleri ülkeye miras bırakmadılar. Partilerin kurumsal kimliği devredilemedi ve lider yetiştirmediler. Kurumsal kimliğini devredemeyen partilerin aşınması sonucu AKP’ye şans doğdu.
AKP, Milli Görüş’ün partisi RP içinden yeniyi çıkararak parti kurdu. Milli Görüş’ün pragmatistleri ayrıldı ve AKP’yi meydana çıkardı.
Dini arka planı aynen tutarken AKP, “gibi” davranarak puan topladı. AB’ci gibi, mağdur gibi, özgürlükçü gibi, tabu yıkıcı gibi,yenilikçi gibi davrandı. Boş merkez sağ arsaya kuruldu. Milli gömleği çıkarttık iddiasını bu nedenle millet ciddiye aldı. Tepki oyları AKP’ye aktı. Diğerlerine duyulan kızgınlık AKP’yi yükseltti. “Bunlar değiştiler,İslam’la siyaseti karıştırmayacaklar” algısı yanıltıcı bir kaset koydu milletin önüne. AKP, son yolsuzluk olaylarının ortaya çıkışıyla, marjinal taleplerindeki ısrarıyla “değişmez” gömleğini yıkamadığını ilan etti.
21.yüzyıla tek partinin temsil ettiği bir siyasi yapıyla girmemiz kabul edilemez bir durum.
Bugün yeni bir gün. Bugün yeni bir çağ.