Boşnaklar, Azeriler ve Uygurlar – II

Bir şey daha var;

Kosova ve Gürcistan nedeniyle arası Rusya ile iyice soğuyan Türkiye, uluslar arası müttefiklik konusunda gittikçe yalnızlaşmaktadır. Çünkü 1998’de Kıvrıkoğlu’nun kurmay başkanlığı sırasında başlayan, eski cumhurbaşkanı A. N. Sezer ile zirveye çıkan Amerika dışı alternatiflerin değerlendirmeye alındığı süreçte, Çin-Türk ilişkileri hiç olmadığı kadar parlak bir döneme girmiş, Türkiye; Rusya ve Çin’in de varlığını hesaba katan geniş bir dış politika vizyonuyla hareket etmeye başlamıştır. Bu anlamda yürütülen diplomasinin büyük kısmı askeri bir konsepte sahip olup şu anda üretimi ile gurur duyulan pek çok “yerli silah modelleri” bu dönemin diplomasi trafiği ile elde edilen askeri teknolojinin eseridir. Fakat son yıllarda dışarıda Kosova, Gürcistan ve Azerbaycan olaylarının etkisiyle, içerde de Ergenekon süreciyle Rusya seçeneği devre dışı bırakılmıştır.

AB’yi hiçbir zaman ciddiye almayı beceremeyen zihni ve fikri tezahürlerime göre Türkiye son 10 yıldır ABD haricinde iyi kötü iki seçeneğe sahipti. Ancak Rusya’nın bu şekilde elimine edilmesiyle geriye bir tek Çin seçeneği kalmıştı. Maalesef ki şu an ki süreç, bu seçeneği de yok ederken Türkiye’yi hukuki bakımdan AB’nin, siyasi bakımdan da ABD’nin koynunda kuma olmaya mahkûm etmiştir.

Amerikan ordusunun Afganistan’da büyük bir operasyon başlattığı şu günlerde İran kaderini beklemeye koyulmuşken İsrail’in ne yaptığına bir göz atmak lazım. Geçen hafta Amerikalı yetkililerin “İsrail, İran’a yönelik bir operasyon yaparsa müdahale etmeyiz” şeklinde açıklama yapmasından sonra İsrail’in sahip olduğu üç denizaltının Kızıldeniz’i geçtiği konuşuluyor. Gerçekte ise nerde olduğu henüz bilinmiyor.

Normal şartlarda İran’a sahip çıkabilecek kimler vardır?

Fransa,

İkiyüzlü Fransız siyaseti her zaman İran’ı desteklemişse de Fransız âli menfaatlerinin neyi icap ettireceği hiçbir zaman kestirilemez.

Almanya,

Aryan ırkının asil evlatları ilginçtir ki şu an İsrail’in İran’a karşı sipariş ettiği beş deniz altıyı gününde teslim etme telaşındalar. Şimdiye kadar her zaman İran politikalarının arkasında olan Almanlar şu son krizden sonra ABD’nin gözüne girme telaşına düşmüş durumda.

Rusya,

Ermenistan-Azerbaycan-Türkiye problematiğinde Azerileri yanına çekerek Azeri petrollerinin kontratını cebine koyan Rusya bu kış Avrupa Birliği ülkelerine satacağı petrol ve doğalgazın hesabına fazla dalmış olmalı ki İran’ı unutmuş durumda. Ayrıca Amerika’dan Polonya’daki “füze kalkanlarının” kendisine karşı kullanılmayacağının taahhüdünü alınca Rusya iyice kenara çekildi. Bir nevi kuzeydeki dev, rakibine yol verdi.

Hindistan,

Mumbai’de patlayan bombalar, Hintlilerin kalbini fazlasıyla kırmış gibi görünüyor. Şu sıralarda Amerikalı pop starlar, İranlı mollalardan daha popüler Hindistan’da.

print

Bir cevap yazın