Ceviz ve Beyin İlişkisi

Ceviz Karadeniz Bölgesi’nde bol olarak yetişen bir bitkidir. Ceviz yemeyenimiz hemen hemen hiç yoktur. Ceviz ile ilgili veya “ceviz kırma”yla ilgili çok şey söylenmektedir. Cevizle ilgili ilk aklıma gelen se şu dizelerdir:

“Ben bir cevizağacıyım Gülhane Parkı’nda
Ne sen bunun farkındasın ne polisler farkında.”

Oysa ki ceviz ve insan arasında çok önemli bir benzerlik vardır. Cevizi bir bütün olarak kabuğunu kırdığınızda cevizin içinden çıkan ve o yediğiniz şeyin ne kadar insan beynine benzediğini hiç düşündünüz mü veya dikkatinizi çekti mi?

Dalından yeni düşen bir cevizin yeşil kabuğunu elinizle ezerseniz kokusu hoş olan bir kına yakmış olursunuz elinize. Bu cevizin katmanlarını da bazı düşünürler insan nefsine benzetmişlerdir. Nefsi emmareden nefsi mutmainne ve nefsi raziye’ye kadar gider bu aşamalar.

Cevizin yenilen kısmı insan beyninin maketidir. İşte Archimet, hamamda yıkanırken suyun üzerinde yüzen tası görüp suyun kaldırma kuvvetinin olduğunu anlaması için kafasına maddi anlamda bir ceviz düşmemiştir. Yani suyun kaldırma kuvvetinin olduğunu, küçük bir beyin maketinin farazi olarak kafasına düşmesiyle anlamıştır. Yani Allah (cc) sudaki bu gücü Archimet’in aklına getirmiştir.

Şimdiye kadarki çoğu bilimsel gelişmeler, bilimadamlarının salt çalışmalarıyla ortaya çıkmamıştır. Çoğu insan beynine Allah tarafından işlenmiştir. “Akla gelme” diye ifade edebileceğim bu olay aslında peygamberlere gelen vahye, velilere gelen ilhama benzemektedir. Hatta çoğu icadlar bilimadamlarının rüyasında onlara malum olmuştur.
İşte bu noktadan cereyan eden olay, Allah’ın ilim sıfatıyla hareket eden kader kaleminin yazmasından başka bir şey değildir. Kul iradesiyle bir fiili yapar ve bu fiili Allah yaratır. Allah’ın kader kalemi ise onu yazmıştır. Bu yazı maddi bir yazı değildir. Bu noktadan kader Allahın olacakları ezeli ve ebedi bilgisiyle önceden bilmesinden başka birşey değildir.

– Kuldan bela gelmez Hak yazmadıkça,
– Hak bela yazmaz kul azmadıkça,

özdeyişi de bize irade kavramının sınırlarını çizmektedir. Beyin kıvrımlarının maketi olan cevizde bir ilham vardır. Bu meyve hem fiziksel hem kimyasal hem tıbbi açıdan insan beyniyle ilgilidir. Cevizin (fındığın da) akla gelmesi, zekaya faydalı olması da ayrı bir değerlendirme konusudur.

Bilim adamlarının icadları işte bu “akla getirme” veya “akla gelme” olayından itibaren şekillenir ve hız kazanır. Çoklu ortamlardaki bilimsel müzakerelerde birisinin nazariyesinden, başka bilimadamı bambaşa şeyleri akla gelmeyle ortaya çıkarmaktadır. Akla gelmenin kıvılcımı da cevizdeki kıvrımların arasında çakar diyerek şimdilik bu konuyu devam edilmek üzere virgülleyelim.

Bilinçli ve düşünen beyinler temennisiyle.

print

Bir cevap yazın