Eski Yıllarda Cezaevine Gelen Yeni Çocuklar İçin “Gelin Geldi” Derlerdi!
Çeşitli sıfatlar ve unvanlar altında Türkiye’nin dört bir köşesine yeni cezaevleri açmakta, bunlara A tipi B tipi C tipi X tipi Y tipi gibi isimler vererek sayısını ve mahkûm alma kapasitelerini arttırmaktayız. Hatta bazı kereler bunların için de açılış törenleri yapmaktayız. Cezaevleri için açılış törenleri yapmak, özelliklerini, ballandıra ballandıra anlatmakla ne hedefleniyor bilmemekteyiz.
Yurdun dört bir köşesine üniversiteler, hastaneler açmıyorsunuz kİ tören yapasınız. Eskiden cezaevlerine hapishane denirdi. Hala denir ya. Daha önceki yıllarda cezaevlerine dam denirdi. Çoğu kez köylüler ve yoksul yurttaşlar arasında konuşulurken dama girdi, damdan çıktı veya dama düştü sözleri kullanılır. İnsanlarımızın suç işlemesi halinde, dama girdi, dama düştü sözlerinin kullanılması artık çok iptidai olmuştur ve çağ dışıdır.
Cezaevi ve tevkif evleri için Adalet Bakanlığına bağlı bir genel müdürlük kurulmuştur. Tutuklu ve hükümlülerimiz için çok sayıda ardı ardına yasalar ve tüzükler karmış ve genel müdürlük emirleriyle cezaevlerini yürütmeye çalışmışızdır. Normal infazların yanı sıra, müebbet mahkûmların infazları, disiplin suçu işleyenlerin infazları, şartlı tahliyelerden yararlanamayacak mahkûmların yararlanamayacağı, açık ve yarı açık cezaevlerindeki infaz sistemleri için ha bire yığınla hükümler getirmişizdir. Bu hükümlerin altından kalkılmaz hale gelinir dersek yanılmayız.
Cezaevlerindeki hükümler ne kadar değiştirilirse değiştirilsin kendimizi bir türlü dam rejimizden kurtaramamışızdır.
Yıllar önce bir seminerde “ Devletimizin Çocuklara Bakış Açısı” konusunu işlemiş, sonra bunu kitap haline getirmiştik. Bu kitapta çocuk mahkûm ve tutuklulardan da bahsetmiştik
Bu konuda yazmış olduğumuz bir yazımızda bazı cezaevlerinde çocuk suçlular geldiklerinde büyük mahkûmların adeta bayram yaptıklarına, gelen çocuk mahkûmlara; cezaevleri mahkûmlarının “ cezaevine gelin geldi” dediklerini ve sevindiklerini birbirlerine haber verdiklerine şahit olduğumuzu ifade etmiştik.
Yine çocuk mahkumlarının, çeşitli yöntemlerle, rüşvet hediye para vermek suretiyle rızalarıyla veya zorla büyük mahkumlara peşkeş çekildiğini ve yıllarca bol bol kullanıldıklarını açıklamış ve başlangıçta buna çocuk mahkumların karşı geldiklerini, sonra ise alıştıklarını ve hazır gelin haline geldiklerini anlatmıştık. O kadar ki, çocuk mahkûmları karşıdan görür görmez yüzlerinin, yanaklarının ve kalçalarının farklı düzeye geldiklerini kilo aldıklarını dile getirmiştik. Yıllar önce bir konferansta anlattığımız bu acı olayın tamamen kalkıp kalkmadığını, sürüp sürmediğini tam söyleyemeyiz dileğimiz bitmiş olsun.
Şimdi gündeme cezaevi mahkûmları için yeni bir konu gündeme girmiştir. Yapılacak düzenlemeyle mahkûm ve tutukluların eşleriyle bir araya gelme yolu tartışmaya açılmıştır. Konu ünlü mafya Sedat PEKER’ in cezaevinde yatarken eşiyle bir araya gelmesi ve onun hamile kalması iddiasından doğmuştur. Cezaevindeki mahkûmların eşleriyle bir araya getirilmesi olayları yeni bir olay değildir. İmtiyazlı, ünlü, zengin mahkûmlar için bu konu daima imkan içine alınmıştır. Bin çare ve bin yolla mahkûmların eşleriyle veya başkalarıyla bir olmaları yolu konu olarak açılmış ve sürmüştür. Olan zavallı, garip, yolsuz, çulsuz mahkûmlara olmuştur. Aradaki bu adaletsizliği ve yaratılan kanunsuzlukları gidermek için mahkum ve tutuklulara eşleriyle, evli değillerse seçtikleriyle muayyen devrelerde tanınacak süreler içinde bu birleşmeyi sağlamaktır. Yek nazarda insana çok ters gelen ve ciddi yadırganacak bu olay bizce çağdaş görüşler açısından, insan haklarına aykırı bir durum olamayacaktır. İnsanı mahkum ediyorsak böylesine acımasız mahkumiyetlere artık son vermeliyiz.
Bu yol batıda açılmış, bir disipline bağlanmış ve bir çok sorunlar giderilmiştir. Sorunu acımasız ve çağdaş düşünceyle çözmek gerekir. Böylece cezaevine düşen binlerce erkek çocuğunu da gelin olmaktan kurtaralım!