Çocuk Hakları Bildirgesi

Nur ERSEN

HADDİNCE

Çocuklar toplumların, milletlerin temel taşlarıdır. Bu taşlar ne kadar sağlam tutulursa toplumlar o kadar sağlıklı, bilinçli ve dayanıklı olurlar. Çocuklara sahip çıkmak, onların en iyi şekilde yetişmesini sağlamak ulusların en büyük sorumluluğudur.

Bu nedenle birleşmiş Miletler 1954 yılında Ekim ayının ilk haftasını DÜNYA ÇOCUK GÜNÜ olarak ilan etmiştir ve 20 Kasım 1989 tarihinde “ÇOCUK HAKLARI BİLDİRGESİ”ni yayınlayarak yürürlüğe sokmuştur. Bildirgenin 1. maddesinde; “Bu sözleşme uyarınca çocuğa uygulanabilecek olan kanuna göre erken yaşta reşit olmak durumu hariç, on sekiz yaşına kadar her insan çocuk sayılır” ifadesi yer almaktadır. Buna göre 0–18 yaş arası tüm dünyada çocuk olarak kabul edilmektedir.

1963 yılında TÜRK ÇOCUK HAKLARI BİLDİRGESİ yayınlanarak yürürlüğe girmiştir.

Bu bildirgede yer alan maddeleri yer darlığı nedeniyle tek tek açıklayamadığımdan kısaca şöyle ifade etmek istiyorum:

Çocuklara iyi eğitim göreceği zorunlu parasız okullar açmak, kültürel ve sosyal faaliyet imkânları sağlamak, yeterli sağlık hizmetleri sunmak, sakat çocuklara gerekli sağlık imkânları geliştirmek ve sunmak, onları korumak gözetmek ve iş imkânları sağlamak, ailesi olmayan çocuklara yuvalar ve çocuk esirgeme kurumları açmak, din, dil ve ırk bakımından ayırım yapmadan çocukların haklarını korumak, devletin görevleri arasındadır.

Cumhuriyet döneminde Atatürk, çocukların eğitimine çok önem vermiş, onların vatana millete en iyi şekilde yetişmesi için alt yapıyı sağlamaya çalışmıştır.

Eskiden 5 yıllık zorunlu olan eğitimin günümüzde 8 yıla çıkarılmasıyla çocukların ilkokuldan sonra başıboş gezmelerinin önü alınmış olmaktadır.

2008 yılında olmamıza rağmen, ne yazık ki yurdumuzda halen okutulmayan kız çocukları, ilköğretimden sonra ağır işlerde çalıştırılan erkek çocukları var. Aileleri tarafından sokaklarda dilendirilen, mendil sattırılan, çeteler tarafından kapkaç ve hırsızlığa teşvik edilen çocuklar da ayrı bir yürek acısı. Yine ne yazık ki eğitime ayrılan bütçenin yetersizliği ve ailelerin ekonomik zorlukları çocukların bu yollara itilmesinde büyük rol oynamakta.

Çocuklarımız bizim geleceğimiz. Onlara gerekli ilgiyi göstermek en büyük görevimiz.

Sevgi, ilgi, sıcak bir yuva ve iyi bir eğitim gören, din, dil ırk ayırımı gözetmeksizin yetiştirilen çocuklarımızın sayesinde gelişmiş ülkeler arasına girebiliriz ancak.

print

Bir cevap yazın