Bu gün Doğum Günüm dee…
Çok mu büyüdüm dersiniz? Yoksa yaşlandıkça küçüldüm mü? Güneşin doğuşuyla kızaran rengim, gün batımıyla karardı her vakit… Ama her sabah yeniden aydınlandım. Hatırlıyorum da, daha küçücükken, gökyüzünden yıldız toplardık kucağımıza, dilek tutardık çabucak yıldız kayardı birden… Dileğimiz mi gerçekleşirdi aşağıya akarken yoksa biz mi süzülürdük erken yere? Ne oldu da söndü yıldızlar gibi bir bir kayan sevdiklerimizi avucumuzun içinde tutamadık, nasılda yalnız kaldık… Zaman ne çabuk akıp gidiyor.
Her seher vakti ben yeniden doğarken birilerinin üzerine dökülen toprakların soğuğunu hissettim iliklerimde çok mu büyüdüm ha, ne dersin? Küçükken tutmasınlar diye emekleyerek kaçıp kurtulurdum beni doğuran anamın ellerinden bak, şimdi düşsem tutan elleri yok…
Çok mu büyüdüm ben özgürlüğümü, mutluluğumu kazanmak için yıllarımı çoğaltırken? Kaç mevsim geçti? Kaç Mayıs? Saysam ne olur ki yerine, geriye döner mi yeniden doğduğum gün ve dünyaya getiren? Hani nerdeler? Üstlerine örtülen topraklar azalırken, hasretlerinden küçülmedim mi aslında sorarım?
Büyümek yalnız kalmakmış… İçimde sakladıklarım bir bir akarken gün ışığına, hiçbir şeyin sahibi olmadığımı anladım kendi özümden öte, içime bakarken.Büyümek hiçbir şeyin eskisi gibi olmadığıysa eğer, evet ben büyüdüm, hem de çabuk büyüdüm.
Büyümek çoğalmak sanırdım oysa çoğalarak yalnız kalınırmış her sahip olduğum, alıp başını gidermiş kendi yalnızlığına, gittiklerinde anladım… Hani ben bu gün bir yaş daha büyüdüm ya söyle bana bu nasıl büyümek?
Bir bütünken çok çabuk azaldık, paylaşılamayan gün ortasında çok sürmeyen başlangıçlar yaşadık… Kaybolduk sevinçlerimizin içinde, bir baltaya sap olan odunumuz yanarken başkasının elinde, eridik de yangının sıcağını anlayamadık…
Ağaran günü karartan geceyi görmez olduk gözümüzün dinmeyen yaşında kararttık sabahımıza her asılışta umutlarımızı, karanlıklara gebe yaptı dost bildiğimiz yüzlerin pençelerinde, kırgınlıklarını yaşattılar, bizi karşılayan günlerin kapısında…Bilmiyorum ben, sen söyle büyüdüm mü yoksa daha mı küçüldüm…
Kendi payımıza düşen, yaşamın dilimi çabuk tükense de, gün geçtikçe bana sunulan fırsatları değerlendirip yıllarımı eskitse bile, yeniden yenileniyorsam, yalnızlığımı eteğimin uçlarından bir, bir serpiyorsam evrenin görünmezine, daha da genişleyip çoğalıyorsam…
Kucağımda büyüttüğüm egom değil de, sevdiklerim, yüreğimde sevgim ve sevgileri oluyorsa, evet evet ben bu gün bir yaş daha büyüdüm. Yaşamım boyunca tam bir emekçi olup kendi yolumda kendimi ararken, doğruyu, adaleti ve mutluluğu bulma sabrına ve kuvvetine başkalarıyla bir bütün olduğumda erişebilen ben evet, bir yaş daha büyüdüm.
Bu gün benim Doğum günüm. Gerçek emekçilerin yani işçi ve emekçi gününde doğdum, şanslıyım. Doğumumdan bu güne yarım asır geçti ve 1Mayısın tatil oluşu bana doğum günü armağanı oldu. Umarım iççilerin emeklerinin değeri anlaşılır ve karşılığı fazlasıyla verilir. İşsiz, yoksul ve aç insan kalmazda mutluluğum daha da fazlalaşır.
Meşakkatli görülen işçilik ve emekçiler bu 1 Mayıstan itibaren saygınlıklarına ve değerlerine kavuşurlar. Doğum günümde kendimle birlikte tüm emekçileri kutluyor ve mutlu bir yaşam diliyorum.
1 Mayıs; Yoksulluğun ve her kötü şeyin bitişinin bayramı olsun.