Dedikodu Üretmek Zamanla Kaos Yaratır!

Dedikodu üretmek zamanla kaos yaratır çünkü bu kompleksin içinde, yalan vardır, samimiyetsizlik vardır, hinlik vardır, alçaklık vardır, menfaat vardır, şereften yoksun olmak vardır, iftira vardır, kayırmacılık vardır, var oğlu vardır. Yalan söylemeyi alışkanlık haline getiren habis ruhlar, her türlü huzuru bozarlar. Huzur herkese lazımdır. Huzurun bozulmasından menfaat elde etmeyi düşünen her çıkarcı, ilk önce dedikodu ve iftira dalına sarılır. Mertlik, o habis ruhun anlayabileceği, algılayabileceği ve yaşayıp yaşatabileceği bir durum değildir. Namertlik sınırlarını zorlar da zorlar. “Çamur at tutmazsa izi kalsın.” lafını bile aşar. Direk karalar. ” Puştluğa dağ dayanmaz.” diyen atalarımız, bu habis ruhlardan çok çekmiş olmalılar.

Huzur herkese lazımdır. Yüksekten alçak inişe doğru, hatta yanlış olmasın alçaktan çukurluğa doğru şöyle bir iniş vardır.

” İftira”

” Dedikodu”

“Jurnal”

Bırakın millet olma bilincini, bir fert bile olmayı başaramamış köhne ruhların işidir tüm bunlar. Cemil Meriç üstat boşuna bu kavramı binlerce kelime ile irdelemeye çalışmamıştır. Kendine güveni olmayan, bir güzellik üretemeyen hatta düşünemeyen, insan müsveddelerinin, yukarıdaki kavramlardan başka çalacak kapıları yoktur. Onlar hem bu dünyada hem de öteki tarafta hep habis ve şereften yoksun olarak kalacaklardır. Menfaat cenderesinde bir dostluk yalanlamaları vardır ki akla ziyan. Bu kişilerin bilinen vasıfları vardır. Yalan söylerler. Laf taşırlar. Jurnalcidirler. İmanları zayıftır. Yapmadıklarını söylerler. Ufak meseleleri büyütürler. Yağcıdırlar. Hakikatleri söyleyemezler. Çabuk özür dilerler. Aynı hatayı defalarca yaparlar. Utanmazdırlar. Haya, onlar için ütopik bir şeydir. Rüzgara göre yelken açarlar. Her devrin ve her düşüncenin adamıdırlar. Bukalemunla akrabadırlar. Menfaatleri için önemli mevkidekilerle dost olurlar ki vehimleri, dedikoduları, iftiraları kıymet kazansın. Sahte bir masumiyetleri vardır. Adam olmadan adam rolü yapmada “Oscar” a adaydırlar.

Yukarıdaki düşüncelerden mülhem ama değişkendirler. Kendilerini yeni yeni iblisliklerle yenilerler. Çok hindirler. Akla hayale sığmaz laflar üretirler. Bunları bir güzel empoze ederler. İnanmamış olsanız bile, aklınızda, fikrinizde, kalbinizde bir “acaba” bırakırlar. O “acaba” basiretsiz bir adamı yer bitirir. İşte bu noktada amaç hâsıl olmuş demektir. Direk tepki vereceğiniz damarınıza yönelirler. Basiretinizin kapalı olması o anda başınıza gelecek en kötü durum olur.
Adamlık herkesin harcı değildir. Zira emek ister, çaba ister, dik bir duruş ister, zahiren masraflıdır.

“Sal gitsin”

Usta olan karakteriyle kalsın…

Hissizlerle dolu sal gitsin”

Haftaya da görüşebilmek umudu ile.

print

Bir cevap yazın