ERGENEKONDAN ÇIKIŞ
Bundan önceki yazımızda “Büyük İskendERGENEKON du” konusunu “Kurtlar Vadisi” dizisinden de örneklem veya çıkarsama yaparak güncel derin siyaseti/politikayı nasıl takip ettiğini dile getirmiştik. Hakikaten de Kurtlar Vadisi dizisi günce siyaseti birebir takip eden en en başarılı dizilerden birisidir. Bu diziyi öteden beri kaçırmadığım için oldukça şanslıyım.
GENÇ SİVİLLER HAREKETİ‘nin Cumartesi Günü (dün) Bilgi Üniversitesi’nin (bodrum katlarında))) En derin yerlerde “Hukuk Devleti Derin Devlet Sempozyumu yapıldı. Sempozyumda İtalyan derin devletini “Gladio” yu çökerten savcısı Felice CASSON başta olmak üzere, Birikim’den Ömer Laçiner, Milliyet’ten Hasan Cemal, Taraf’tan Yasemin ÇONGAR ve kapanışa doğru Cengiz Çandar konuştu.
Ali Bayramoğlu’nun açılış konuşmasının ardından Felice CASSON da verdiği hukuk mücadelesinde bilgi ve deneyimlerini genel anlamda özetledi.
Programın ilk arasında Gerek Ömer Laçiner’e gerekse Ali Bayramoğlu’na Kurtlar Vadisi’ni izleyip izlemediklerini sordum. Cevapları “maalesef” ti. Bu konularda kafa yoran bu insanların böylesi bir diziyi ya da bu dizideki en önemli karakterlerden birini bilmemesi beni üzdü. Program sonuna doğru bu soruyu Cengiz Çandar’a da sorduğumda yine aynı cevabı aldım. Bu nedenle büyükiskendERGENEKONdunun kime kondurulacağı konusunda bu kişilerden bir cevap alamadım. Gözüm Ufuk Uras’ı aradı ama bulamadım.
Sempozyumun, sempozyum konusunun ve bu konuya paralel konuşmacıların ve sempozyumun yapıldığı yerin çok ta uyumlu olduğu bu programı sonuna kadar takip ettim. Aslında bendenizi programa çeken program çizelgesinin en altında gördüğüm kapanış etkinliği olan, “Ergenekon’dan nasıl çıkarız” cümlesi olmuştur. Çünkü hatırlarsanız ilk yazım Ergenekon’a girişti, Ergenekon’dan çıkışı da diğer yazıma bırakacağımı dile getirmiştim.
Büyük iskendERGENEKON un frekansı, devamlılığı ülkenin maddi ve manevi reflekslerinin Türkiye’de alışkanlık yapmaması için, yasama, yürütme, yargı mekanizmalarında tabir caizse yalama yapmaması için neler yapılabilirdi?
Aslında sorunu çözmek o kadar da zor değil. Konu ergenekonu çözmek te değil, çünkü zaten önemli ölçüde çözüldü. Burada merakla beklenen acaba, ergenekon’un nereye kadar varacağıdır. Olayın büyüsü veya puslu kısmının kalıcılığının en temel nedeni, YAŞAMA HAKKININ DEVLET ve HUKUK SİSTEMİ TARAFINDAN garanti altına alınamamasıdır. Çünkü, ister yasamadan, ister yürütmeden ister yargıdan isterse basın yayın ve aydın kesimden öne çıkan birinin takdir edersiniz ki, yaşama hakkı yoktur. Her an her şekilde en basit bir düzmece veya senaryo ile süslenerek canına kastedilebilmektedir.
Gerek kurtlar vadisindeki olayı ortaya çıkaracak olan gazetesi yazar’ın akıbeti, gerekse gerçek hayatta Uğur Mumcu’nun, Bahriye Üçok’un, Necip Hablemitoğlu’nun, veya Hrant Dink’in ortadan kaldırılması gibi. Sadece derin devlet tarafından değil, derin olmayan hukuk devleti tarafından da insanların ortadan kaldırılması mümkündür. Örneğin, Menderes’in, Zorlu’nun Polatkan’ın da ortadan kaldırılması gibi.
Kısaca, sadece derin devlet tarafından değil de aynı zamanda derin olmayan devlet tarafından da kişilerin rahatlıkla ortadan kaldırılması söz konusudur. İlave olarak hukuk devleti gerçek kişileri ortadan kaldırabilirken, tüzel kişileri de ortadan kaldırabilmektedir. Kapatılan siyasi parteliren, derneklerin, sendikaların listesini düşünün. Belki de çözüm ortadan kaldırma eylemi veya işleminin ortadan kaldırılmasının gerekliliğidir.
Bu işlemler o kadar zor işlemler değildir. Tarihte Ergenekondan çıkmak için Türkler demirden dağı eritilmiştir. Biz demirden dağın eritilmesini beklemiyoruz. Gerçek ve tüzel kişilerin üzerinde bulunan ölüm ve öldürülme tehdidinin veya korkusunun ortadan kaldırılması gerektiğini söylüyoruz. Böylece önemli ve hassasiyet taşıyan konuların bilgi bulgu ve belgelerin korkmadan tırsmadan, çekinmeden ortaya çıkarılabilmesi sağlansın. Böylece dünkü Susurluk olayı, bu günkü Ergenekon olayı yarınki başka bir olay devlet mekanizmaları üzerinde yalama olmuş bir şekilde ortaya çıkmasın.
Cengiz Çandar’ın teröre karşı devletin Kontrgerillasının olması gibi sivil bazda derin devletin karşılığında da DERİN genç sivillerin ortaya çıkmasını da manidar bulması oldukça ilgi çekiciydi. Sahiden kimdi bu GENÇ SİVİLLER. Sivil derinliklerin sivil temsilcisi miydi. DEVLETİN KONTR SİVİL HAREKETİ miydi. Genç Siviller Hareketi yönetiminde olan okul arkadaşım Sevgili Neslihan Demir’i izlemeye devam edeceğim. Bekleyelim görelim.
Not:
Bu sitede yayınlanmakta olan yazılar http://www.yazarport.com, http://www.gunesgazetesi.net http://www.bilgiagi.net http://www.bilgievreni.com, http://www.siyasalforum.net http://www.gercekgazete.web.tr ile, Gerçek Gazete, Halkın Sesi, Güney Marmara Yaşam ve Fatsa Güneş gazetelerinde yayınlanmaktadır. Yazarın izni olmaksızın başka hiçbir yayın organında kaynak veya dipnot göstermeksizin kısmen veya tamamen alınamaz, çoğaltılamaz.