Devlet Yönetiminin Hazımsızlığa Kurban Edilme Çırpınışları Üzerine!

BALIKESİR ÜNİVERSİTESİ
Şu basit mantık zincirini takip edelim.
Devlet otoritesi belli bir coğrafya üzerinde yaşayan insanların bir araya gelerek oluşturdukları ve diğer dünya devletleri tarafından da tanınmış siyasal bir örgütlenmedir.

Bu basit ve temel mantığa göre, devleti hal oluşturmakta ve kendilerinin dirlik ve düzen içinde yaşamaları için bazı yaptırımlar gerekmekte ve bu yaptırımların neler olacağını da kendi aralarından vekiller seçerek bu vekiller aracılığıyla belirlemekteler. Yani devleti oluşturmakta olan halk kendi yetkilerini siyasal mekanizmayla (oy vererek) ekonomik olarak destekleyerek (vergi ödeyerek) bu otoriteyi gönüllü ve bizzat hür iradesiyle oluşturmak istemektedir.

Beş senede bir bu iradenin nasıl olacağını, kendi üzerinde hangi kararların kimler tarafından alınacağını belirlemektedir. Bunu belirlemek için yine halk iktidar adayı olan siyasal partilerin programlarına bakmakta, bu partinin vekil adaylarına bakmakta ve oy kullanmaktadırlar.

Bu durumda halk siyasal partilere oy verirken öncelikle o partilerin (iktidar/icraat) programlarına bakmakta, bakmasa bile o partiye oy verirken o programı kabul etmiş olmakta. Bunun yanında ilgili partinin bu programlarını hangi kişiler tarafından yerine getirileceğine karar vermektedir. İŞTE BU BASİT MANTIK ZİNCİRİNE BİR DEMOKRATİK CUMHURİYETİN KURUMSAL VE KAVRAMSAL YAPISI DİYEBİLİRİZ.

Durum böyle iken, vatandaşlar, seçtikleri partinin programını ve tüzüğünü üye olurken veya o partiye oy verirken kabul etmiş olmaktadır. Burada şu öğe öne çıkmaktadır. Partilerin icraat programları ve parti tüzükleri nedir, nasıl uygulanacaktır.

Eğer bir parti parti programı ve tüzüğünün dışına çıkıp aksi yönde icraatlarda bulunursa bu durumda o parti halk tarafından cezalandırılır, bir sonraki seçimlerde ilgili partinin ilgili programını kimse tercih etmez, emanetini başkalarına devredir. Bu durumda siyasal parti sınıfta kalmış olur. Bir siyasal partinin icraatları parti programına aykırı ise, veya parti programına uygun hareket etmiyorsa bu siyasal bir durumdur. Siyasal yolla çözülür.

Bir siyasal partinin cezalandırılması, programına açıktan veya aleni olarak aykırı davranması, ve bu aykırılığın halk katmanları arasında çok ciddi sorunlar doğurması durumunda mümkün olabilir. Parti yine de kapatılmamalı, halk iradesini kullanarak bu partiyi mecazen kapatmalıdır. DEMEK Kİ, PARTİLERİN PROGRAMI ÇOK ÖNEMLİ VE SEÇMENLER TARAFINDAN ÖNCELİKLİ OLARAK OKUNMALIDIR.

Parti programı eğer devletin genel çerçevesine uymazsa bu durumda ülkedeki cari yargı sistemi bu partinin bu programla seçime girmesine izin vermez. Verilmişse program meşrudur. Meşru programa aykırılık yoksa bu partinin kapatılması olayı mantık olarak tamamıyla sakattır.

Bu sakatlık bir kısım hazımsız kesimleri tarafından hoyratça ortaya konulmakta ve bir takım kurumlarca da vahim bir şekilde desteklenmektedir.

Bu konuya iki gün sonra değiniriz. Yarın Çanakkale şehitlerini anacağız.
ESEN KALIN.

Not:
Bu sitede yayınlanmakta olan yazılar http://www.yazarport.com, http://www.gunesgazetesi.net http://www.bilgiagi.net http://www.bilgievreni.com, http://www.siyasalforum.net http://www.gercekgazete.web.tr ile, Gerçek Gazete, Halkın Sesi, Güney Marmara Yaşam ve Fatsa Güneş gazetelerinde yayınlanmaktadır. Yazarın izni olmaksızın başka hiçbir yayın organında kaynak veya dipnot göstermeksizin kısmen veya tamamen alınamaz, çoğaltılamaz.

print

Bir cevap yazın