Doçentlik Sınavını Üniversitelerin Yapması Üzerine Derkenar
Doçentlik sınavlarını artık üniversiteler kendileri yapacakmış. Pehh!
Üst düzey bürokrasinin ve yine üst düzey bürokrat kadronun ve de bunları mengenesinde tutmak isteyen siyasal iradenin mantığını algılayamadığımı itiraf edeyim.
İster özel sektör personel rejiminde (insan kaynakları / kariyer yönetimi) isterse kamu personel rejiminde hiyerarşi ve buna bağlı zorluk ve/veya önem dereceleri vardır. Bu mantığa göre, akademik disiplin içinde öğretim elemanları Araştırma Görevlileri, Öğretim Görevlileri, Dr. Öğretim Görevlileri, (Yardımcı Doçentler,)) Doçentler ve Profesörler olarak bölümlenmektedir.
Durum bu olunca, bir akademisyeni profesör unvanına kavuşturmak (ilgili) üniversitenin yetkisinde uhdesinde iken, Doçent unavanına kavuşturmak ÜAK (üniversiteler arası kurul) un idi. Ne demek şimdi, üniversiteler dr. unvanı veriyor, yard.doç. unvanı verebiliyor, profesör unvanı verebiliyor, AMAA, DOÇENT unvanı veremiyor.
Bu unvan ne menem bişeydir ki böylesi olağanüstü yöntemle üniversiteler arası kurula devredilmiş.
Haaaa, eğer doçentlik akademik kariyerde son aşama olsaydı, bir ölçüde anlardık. Bilim adamlığı payesi verilen ilk aşama olsaydı anlardık. Akademik disiplinde ARA AŞAMALARDAN BİRİ OLAN DOÇENTLİK UNVANININ ÜAK TARAFINDAN VERİLMESİ AKIL VE İZAN SAHİBİ OLANLARIN ALGILAYABİLECEĞİ BİR DURUM DEĞİLDİ.
Peki doçentlik unvanı yıllarca üniversitelerce verilirken, bunca yıl neden UAK ye devredildi. Bir deli kuyuya bir taş atmış. Kırk akıllı o taşı ÇIKARMA GEREĞİNİ BİLE DUYMAMIŞTIR. NEDEN? Nedeni yok. Olsa olsa sürü psikolojisi mantığındandır.
Bu konuda DEVRİMCİ bir anlayışla ESKİYE (doğruya akla mantığa) RİCAT yapan Yök Başkanımız ve ekibini kutluyorum. Aynı zamanda üniversite bütçelerinin maliye cenderesinden kurtulmasını sağlaması ve de rektör izinlerinin bilgi niteliğine dönüştürülmesi konusundaki yetki göçerimi açılımından dolayı da kutluyorum.
Şimdiye kadar yapılan hata düzeltilmiştir. Yanlışın neresinden dönülürse kardır mantığına sığınarak mutlu olmaya çalışacağız. Ama olan bu ara süreçte doçent olmak için, nice bilim emekçilerimize olmuştur. Kendileri adına üzülüyorum.
Merkezcil, otoriter, denetleyici, vesayetçi bir bakışın ürünü olan bu sistemin tekrar her hangi bir DELİNİN AKLINA GELMEMESİNİ UMUT ve TEMENNİ EDİYORUM.
Darısı delilerin kör kuyulara attıkları diğer taşların temizlenmesine…
ESEN KALIN.