The Outcry of The Nature is The Sign of Our Final Destination: The Death!
En masum ortak paydamızdır çevre. Siyasal Bilgiler Fakültesinde öğrenciyken, İktisat Profesörü hocamız Ahmet Güner SAYAR, kıt kaynakların optimal dağılımını anlatırken; “Tabiata hükmetmek için, onun doğasına (temel karakterine) itaat etmesini bilmek gerek” demişti.
Doğa, biz onun temel değerlerini bozmadığımız sürece en masum haliyle biz insanlara hizmet etmek için kodlanmıştır yüce tasarlayıcı tarafından. Onun muhteşem tasarımı, evrenin ve gezegenimizin makrosundan mikrosuna değin gözümüzün önündedir. Ne yazık ki, biz “TÜKETİM TOPLUMUNUN KRONİK İNSANLARI, KULLAN AT VEYA KAYITSIZ ŞARTSIZ TÜKET” kalıbına yerleşmişiz. Dünyamızı kimyasallar ve petrokimyasal ürünlerle çöplüğe çevirmekteyiz. Yetmezmiş gibi, dünyamızın akciğerleri olan ormanlarımızı türlü türlü maden ocaklarıyla delik deşik etmekteyiz.
Ne yazık ki, Türkiye’de yürütülen madencilik faaliyetleri sonrasında ekosistem üzerindeki tahribatın giderildiğine ilişkin neredeyse hiç bir örnek yoktur. Yüzlerce maden ocağı içinde madencilik sonrası ağaçlandırma yapılan tek bir yer bulunmakta, o da ağaç kesilip fidan dikilerek yapmış olmak için yapıldığı gözlemlenmektedir.
Çanakkale’de, İç Ege’de, Marmara’da, Trakya’da, Karadeniz’de Akdeniz’de yürütülen madencilik faaliyetleri ekolojik tahribat örnekleriyle doludur. Bu faaliyetlerin sadece Türkiye’de değil Dünyanın diğer ülkelerinde de tam anlamıyla bir sömürü mantığıyla sürdürüldüğü görülmektedir. Çoğu madencilik faaliyetlerinin ise, fizibilite etütlerini dikkate almaksızın, kamusal bağlamda karı zararından çok daha geride kalmaktadır. Bu coğrafyalardaki kimi faaliyetler ise, düşük getiri oranlarına göre bu faaliyetlerin yürütülmesi noktasında paylaştıkları plan ve program dışı açıklanmayan gündemlerinin olabileceği konusu kuşkuya davetkar bir nitelik taşımaktadır. Kaldı ki, çoğu madencilik faaliyetlerinde yerin üstünün altından daha değerli olduğu tartışma götürmez bir gerkçekliktir.
Çevre hakkı ve çevre korumaya yönelik “sıfır atık” gibi girişimler, maalesef ki, slogandan öteye gidememiş durumdadır. Türkiye dahil ülkelerin çoğunun atıkların kaynağından arışmış olarak toplanmasına yönelik köklü ve oturmuş politikaları bulunmamakta, bu politikalar, bilimsel ve kültürel ortamların “edebi” malzemesi olmaktan öteye gidememektedir. Çevreye ilişkin kültürel toplantılar arasında sunulan yemeklerden sonra sofrada yenmeyip çöpe gönderilen yiyecek atıkları, otellerin her şey dahil paket uygulamaları KİRLENME FACİASININ dramatik görselleridir. Çevre konusunda bilimsel ve kültürel temelli ahkam kesenlerin sofrada bıraktıklarına bakarak aktörlerin bile ne kadar samimi davrandıklarını göstermektedir.
Yüce tasarlayıcı, evrende ve yer küremizde fevkalade bir düzen kodlamış ancak biz insanlar bu düzeni bozarak doğanın bizden intikam almasına koşaradım davetiye çıkarmaktayız.
İşte bütün bu kapsamda Mart 2020 sayımızı “Ekolojik Tahribat ve Maden ocaklar”ı teması üzerinden çıkarmayı planlamaktayız. Bütün sözde değil özde çevreci, doğa dostu aktörleri, bilim insanlarını konuya eğilmeye davet ediyoruz.
Kıymetli Okurlarımız ve Yazarlarımız;
- sayımızda yine birlikteyiz. Bu sayımızda da, dergimiz gelişme sürecini devam ettirmiştir.
Son sayı içinde, dergimize katılan alan editörlerimiz, Doç.Dr. İbrahim ŞAHİN, Ege Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü’nden Türk Dili ve Lehçeleri ABD öğretim üyesi. Kendisi, “Kent ve Yer Adları (onomastic)“, alanında, Doç.Dr. İnanç Işıl YILDIRIM, Beykent Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesinden, İç Mimarlık Anabilim Dalı Başkanı. Mimarlık ve Kentleşme Ana Brans alanına bağlı “Yapı Teknikleri” Branş editörümüz olarak, Doç.Dr. Şen YÜKSEL, Beykent Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesinden, İç Mimarlık Bölüm Başkanı. Mimarlık ve Tasarım Ana Brans alanına bağlı “Tasarımda Çevresel Faktörler alan editörleri ekibimize katılmıştır. Son katılımlar ile, yayın masamız, 53 alan editörüne ulaşmıştır.
2019 dan itibaren, TÜBİTAK TR DİZİN gereği, makalelerde bütün yazarlarımızın ORCID numarasını ekleme zorunluluğu getirdik. ORCID ile, DOI numaralarının entegrasyonu noktasında bu adım zaten atılmalıydı.
Sevgili Yazarlarımız;
Kent Akademisi’nde Güz 2019 tarihinden itibaren, gelen makalelerin ön kontrollerinden sorumlu olarak Doç.Dr. Armağan ÖZTÜRK, Hakemlik Süreçlerinden sorumlu olarak (alana göre) müştereken, Prof.Dr. Serap İNCAZ ve Doç.Dr. Derya ÖZTÜRK, Dr.Öğr.Üyesi Ercan YÜKSEKYILDIZ, Dr.Öğr.Üyesi Pelin KARAÇAR editörlerimiz görevlidir.
Her sayıda büyüyen ve yayın kalitesini artıran nice sayılarda ve aydınlık yarınlarda buluşmak ümidi ile esen kalınız efendim.
ENGLISH
The Outcry of The Nature is The Sign of Our Final Destination: The Death!
Environment is the most innocent shareholder in the universe. When I was studying at the Faculty of Political Sciences, Professor of Economics, Ahmet Güner SAYAR, while explaining the optimal distribution of scarce resources, explained that “To dominate nature it is necessary to know how to obey its nature (its main character))”.
Nature is encoded by the supreme designer, in its most innocent form, to serve humans as long as we do not break its core values. His magnificent design lies in front of us from the macro and the micro of the universe and our planet. Unfortunately, we have transformed into “CHRONIC PEOPLE OF THE CONSUMPTION SOCIETY, WE ARE IN A CONSTANT MODE OF USE, THROW OR CONSUME”. We are transforming also our world into a huge wastebin with chemicals and petrochemical products. Moreover, our forests, which are the lungs of our world, are riddled with various mines.
Sadly, there is no example about the rehabilitation to repair the damaged ecosystem after mining activities in Turkey. There is only one example where afforestation is carried out after mining and it is observed that it is a succesful afforestation. But This was only a trick. Because, cutting and destroying trees, saplings are planted instead of trees.
Mining activities carried out in Çanakkale, Inner Aegea, Marmara, Thrace and the Black Sea are full of examples of ecological destruction. These activities not only in Turkey but also in other countries throughout the world, is carried with an exploitation aim. Most mining activities are far behind the profit and loss in the public context, regardless of feasibility studies. Some activities in these geographies are suspicious of the fact that they may have unexplained agendas outside the plans and programs they share in terms of their low return rates. Moreover, it is indisputable that most mining activities are more valuable than the ground.
Initiatives such as “zero waste” for environmental rights and environmental protection have unfortunately failed to go beyond mere slogans. There are not deep-rooted and established policies, including Turkey, to collect wastes by sorting according to types. These policies are no more than just “words spelled” at scientific and cultural meetings. Food wastes that are not eaten at the table after the meals at the environmental cultural meetings and all-inclusive package applications of the hotels are dramatic visuals of the POLLUTION FACILITY. It shows how sincere the actors are, even by considering the scientific and cultural basis of the environment.
The supreme designer has coded a remarkable order in the universe and in our earth, but we humans are inviting the nature to take revenge on us by disrupting this order.
In this context, we plan to issue our March 2020 issue on the theme of “Ecological Destruction and Mines”. We invite all environmentalists, environmentally friendly actors and scientists to focus on the subject.
Distinguished Readers
and Authors
We are together again in our 39th issue. In this issue, our journal, continued its development process.
In the last issue, we have new field editors such as Assoc. Prof. İbrahim ŞAHİN from Ege University, Institute of Turkish World Studies, Department of Turkish Language and Dialects. He is an expert in the field of “City and Place Names (onomastic)”, Assoc. Prof. İnanç Işıl YILDIRIM, Head of Interior Architecture Department, Beykent University, Faculty of Engineering and Architecture. Architecture and Urbanization “Building Techniques” affiliated to the main field of Brans as our editor, Assoc. Prof. Şen YÜKSEL, Head of Interior Architecture Department, Beykent University Faculty of Engineering and Architecture. Architecture and Design Environmental Factors in Design. With the latest contributions, our publication desk has reached 53 field editors.
As of 2019, we have been obliged to include the ORCID number of all our authors in the articles as required by TÜBİTAK TR DİZİN. With ORCID, this step had already been taken to integrate DOI numbers.
Dear Authors
As from Fall 2019, Doç.Dr. Armağan ÖZTÜRK, was responsible for the preliminary checks of the incoming articles, jointly responsible for the arbitration processes (by field) with Prof.Dr. Serap İNCAZ and Assoc. Derya ÖZTÜRK, Dr. Ercan YÜKSEKYILDIZ, Dr. Pelin KARAÇAR, our editors.
Growing in every issue and increasing the quality of the publication, we hope to meet in many issues and a promising future
Goodbye with the hope of meeting in many issues and bright tomorrows, growing in every issue and improving the quality of the publication.