Nevval SEVİNDİ
ORTAYOL
Haberlerde başlarında yeşil bantlarıyla,oyuncak tüfekleriyle babalarının teşvik ettiği çocukları gördükçe yüreğimi nasırlı eller sıkıyor. Hoyratlık rüzgarı esiyor her yandan. İyi niyetli bir şey için (miş gibi) kullanılan çocuklar kız erkek bağırıyor haykırıyor. Onu kullananlar öz anne babaları mı gerçekten? Okullarda şehitlerimiz için bile saygı duruşu yapmayan Milli(!)Eğitim Bakanlığı da mı çocuklarımızın ruhunu mandalla iplere serip kurutmaya, katılaştırmaya çalışıyor? Kaya gibi sert kafalardan , taş kalplerden çıkan cin fikirler ateş, yumruk ve küfre mi davetiye çıkarıyor çocuklarla? Pikniğe gider gibi çocukları yakılan kuklaların,şiddetin göbeğine mi sürüyor?
Yunan ordusu her türlü alçaklığı yaptıktan sonra yenilen Venizelos’un ayakları altına serilen Yunan bayrağını kaldırtan liderimiz ne lidermiş gerçekten… Düşmanlığın hasını görse de, Türk kültürü gereği düşmana nefretle değil saygıyla cevap veren Mustafa Kemal neden bunu yapmıştı?Çünkü bir milletin tamamı düşman ilan edilemez. İnsanlık ailesinin bir parçası olan kültür ve milletlerin top yekün “düşman” ilan edilmesi Batı kültürünün nişanesidir. Emperyalizm ayaklar altına alır tüm değerleri,bunu tarih okuyan bilir. Dedesini ninesini dinlemiş olan da bilir.
Çocuklar avazı çıktığı kadar bağırıyor renkli camda. Çocuklar akşam ne rüyalar görecekler acaba? Çocuklar annesini döven babasının neden başkalarına kızdığını anlayacak mı acaba?
Şiddet bizim kültürümüzün, dinimizin dışındadır. Zorbalık yoktur. Her türlüsüne de karşıdır. Biraz ninesini dedesini dinlemiş olan bilir.
Türk masalları dinlemiyor artık çocuklar. Siyasi haberlerin tutkunu çocuklar…. Çocukluklarına izin verilmeyen çocuklar…. Gelecek kuşaklar, politikanın çamurunda tedavi edilecekse umudumuzu ertelemek gerekecek yeniden. “Bu çamur çok sıcak yakıyor” diyemiyorsa çocuk sınırları bilmediğinden. Korkusundan. Belki de “babam beni sevsin” diyedir. Büyüklerin dediğini yapan çocuklar onların sevdiğini sanır kendilerini. Sevgiye muhtaç saçları, gözleri, yürekleri onaylanır her “aferin” de.
Bir tarafı kollarken, sinsice diğer tarafı terk ediyorsan eğer sevgisizliğe düşüncesizliğindendir.
Yoksa ellerini toprağa gömmen gerekir günahların affedilsin diye.
İranlı şair Furuğ Ferruhzat Der ki: “ellerimi bahçeye dikiyorum/ yeşereceğim, biliyorum,biliyorum,biliyorum/ ve kırlangıçlar mürekkepli parmaklarımın çukurunda / yumurtlayacaklardır.
“Çocuklara dokunmayın ki, onların ellerinde sevgi yeşersin, kahır ve nefret değil.