Dolmuşlarda Yer Yok, Sıra Uçan Dolmuşlara Mı Geldi?

Ekonomik kriz, tüketiciler gibi üreticileri de vurmaya devam ediyor!…

İflas bayrağını çekmemek için hizmette sınır tanımayan acentelerden, otellerden sonra, havayolu şirketleri de sıyırma aşamasına bir adım daha yaklaştı. Öyle ki; ekonomik ve bussiness sınıftan sonra, şimdi de bar sandalyesi şeklindeki koltuklarla satılan  “ultra ekonomik” yeni sınıfın oluşturulması planlanıyor. Ryanair’in ortaya attığı bu fikirle, yolcu sayısı %50 arttırılırken, koltuk başına maliyetin de %30 düşürülmesi amaçlanıyor. İnsanların metroda oturur edasıyla, yüz yüze bakarak gidecekleri bir oturma düzeni tasarlanıyor ve bu koltuklar sayesinde daha çok yer açılarak, yolcu sayısı arttırılabilecek… Neredeyse yakında yolcuların kucak kucağa oturtulacağı ya da ayakta dikilerek uçacağı bir hizmet anlayışı planlanıyor!…

Yalnız bu noktada, kendi popolarını düşünen havayolu şirketleri, bazı ayrıntıları gözden kaçırıyor!…

Her gün birbiri ardına kalkan uçaklar, kötü hava koşulları haricinde teknik aksaklıklar vb. faktörlerden ötürü, nadir de olsa kaza yapıyor. Oysa ki düşen her uçakta kişinin kendi kontrolü olmaksızın, sadece şansızlık unsuru ile yüksek ihtimal ölümü söz konusu! Ve ölüm faktörü herhangi bir düşüşte %100’e yakın… Yani insan canının bu kadar risk altında olduğu bir teknolojik araçta, içi tıklım tıklım insanlarla dolu charter uçuşların yapılması ne derece güvenli?!… Zaten charter uçuşlar dolmuş hizmetine günden güne yaklaştı, uygun rakamlarla kelle koltukta gider hale geldik… Ancak o kadar da canımızı sokakta bulmadık aaa!… Uçakların güvenli uçuşu için her türlü ayrıntı düşünülüyor elbet…   Ancak olası bir kaza endişesi için, uçağı kullanan pilot ve kabin ekibinin de dinlendirilmesi ve bu işin ciddiyetini koruması gerekmez mi? Tıkış tıkış uçaklarda, kabin ekibinin verimi nasıl olacaktır?  Her gün dolmuş kullanır edasıyla uçuştan uçuşa koşturan pilotların da halleri malum…

Bu arada uzun süreli uçuşlar için böyle bir oturma sistemi, hizmet eden kabin ekibinin yanında yolcuları da yormaz mı? Sandalyede bir yerlerin tutularak ve tanımadığın insanların suratını seyrederek geçen uzun zaman dilimleri… 

Hep kişisel çıkar, çıkar, çıkar… Nereye kadar peki?!…

Turizmde kar amacı düşünülürken, toplumsal fayda da göz ardı edilmemelidir. Lütfen biraz özveri!…Maazallah kaza geliyorum demiyor!..

print

Bir cevap yazın