Domuz gribinde ‘korkutma kampanyası’ tüm hızıyla sürüyor.
DSÖ Avrupa Bölgesi Danışmanı Van Tam ‘’Salgın şu anda Türkiye’de tam hızlanma aşamasında. Henüz daha en kötü durumla karşılaşılmadı. Vaka, hastaneye yatış ve ölümlerde artış bekliyoruz.’’ diyerek yürek hoplatıyor.
DSÖ Grip Programı Pandemi Hazırlık Koordinatörü Hande Harmancı da ondan aşağı kalmıyor: ‘’Salgın batı Avrupa’da biraz azaldı ama Türkiye’de artmaya başladı. Artışın katlanarak sürmesini bekliyoruz. Aşı az yapılıyor, bir ay içinde bu hastalık çok artacak. Aşılama yapılmazsa ölümler katlanarak artacak. Türkiye bu gidişle daha kötü durumlara da hazırlıklı olsun. Şu bir gerçek ki aşı olmayan ülkeler büyük risk altında.’’
Malumunuz, tüm dünyada domuz gribi aşılarına karşı müthiş bir güvensizlik var. Risk grubunda olanlar bile aşı olma konusunda büyük tereddüt içindeler.
DSÖ de domuz gribi aşılarının büyük bir kısmının elde kalacağını şimdiden görüyor. Korkutmalar da işte bunun için. Ama bu tür ‘aba altından sopa göstermelerin’ aşı olmayı teşvik etmeyeceğini hatta tam aksine aşıya karşı tepkileri artırabileceğini de hesaba katmak lazım.
Tabii ki önümüzdeki aylarda hastaların ve ölenlerin sayılarının artması çok muhtemel. Çünkü grip salgınları asıl aralık hatta ocak ayından sonra görülüyor. Ancak şu andaki verilere göre bunun her sene görülen salgınlar kadar öldürücü olması adeta imkânsız gibi görünüyor.
Domuz gribinden korkmamak için pek çok sebep var:
BİR: H1N1 kolay bulaşıyor ama ‘sağlıklı’ insanların çoğu hastalığı çok hafif belirtilerle ve evde istirahat ederek hatta bazen hasta olduklarının farkına bile varmadan atlatabiliyorlar.
İKİ: 55 yaşın üzerinde olanlar geçmiş senelerde bu salgına yol açan H1N1’ e yapı bakımdan benzeyen bir virüsle karşılaşmış olduklarından ya hasta olmuyor ya da hastalığı çok hafif geçiriyorlar.
ÜÇ: Tüm dünyayı ilgilendiren ve kimsenin de bağışık olmadığı bir salgının esas önemi öldürücülüğü ile ilgili.
Dünya Sağlık Örgütü’nün bildirdiğine göre her sene kapımızı çalan mutad grip yüzünden tüm dünyada 500 milyon insan hastalanıyor, 250-500 bin kişi de ölüyor. Ölüm oranı binde 1 kadar.
Domuz gribinde ise salgının başladığı nisan ayından bu yana geçen 7 aylık sürede tüm dünyada ölen insan sayısı sadece 6 bin 750.
Sağlık Bakanı Recep Akdağ geçen hafta Türkiye’de bugüne kadar 400 bin kişinin domuz gribine yakalandığını ve atlattığını söyledi. Ölenlerin sayısı o günlerde 80 civarında idi. Buna göre domuz gribinden ölüm ihtimali on binde 2.
Zaten ECDC de iki ay kadar önce yaptığı açıklamada ölüm oranının on binde 2-3 olduğunu bildirmişti.
Birkaç milyar nüfusa sahip güney yarı küre bu salgını üstelik aşı olmadan yaşadı ve kış mevsimini birkaç bin ölü ile atlattı.
DÖRT: Dünyanın 1918 senesindeki gibi bir savaştan çıkmamış olması, ülkelerin refah düzeylerinin o zamana göre çok artmış olması, tıptaki ilerlemeler ve doktor ve hastaneye ulaşmadaki kolaylıkları da hesaba katmalıyız.
BEŞ: Bu salgından korkmamamız için bir başka sebep de elimizde Tamiflu gibi yerinde kullanıldığı zaman hayat kurtarıcı olabilen bir ilacın olması. Önemli olan bu ilacın gelişi güzel kullanılarak virüslerin buna direnç kazanmalarına fırsat verilmemesi.
ALTI: Gene elimizde çok etkili antibiyotikler olması da umudumuzu artırıyor. Zira gribe bağlı ölümlerin mühim bir bölümü grip sonrası gelişen zatürreelerden kaynaklanıyor. Hem bu antibiyotikler hem hastane ve yoğun bakım imkânlarının geçmişe göre çok artmış olması gribin yol açacağı ölümleri azaltmada çok etkili olacak.
YEDİ: Risk grubunda olanlara yapılacak pnömokok aşısının zatürreeyi ve dolayısıyla ölümleri azaltacağına da hiç şüphe yok.
SEKİZ: Domuz gribi aşılarının hastalığın yaygınlaşma hızının azalmasında ve risk gruplarını korumada etkili olacağı da muhakkak.
GELELİM NETİCEYE
BİR: Hiç şüphe yok ki domuz gribi önümüzdeki aylarda milyonlarca insanı hasta edecek ve ölümlere yol açacak, ancak vereceği zarar muhtemelen mutad gribin onda biri seviyesinde kalacak.
İKİ: Korkutma ve tehditlerle aşı kampanyası yürütmek yanlış.
ÜÇ: Kronik hastalığı olan risk grubunun aşılanması teorik olarak şart, ama aşıların bu kişileri ne kadar koruyacağı belli değil.