Mehmet BALLI
Dünya Gündemi
Amerika Brooklyn köprüsünde, bir bahar günü , özürlü (kör) bir adam dilencilik yapıyormuş. Dizlerinin dibine bir tabela koymuş. Üzerinde “DOĞUŞTAN KÖR” yazılıymış.
Herkes dilencinin önünden geçip gidiyormuş. Bir REKLAMCI bunu görmüş. Tabelayı almış arkasına bir şeyler yazmış, olduğu yere tekrar bırakmış.
Ne olduysa olmuş.. Gelip geçen ve bu tabeladaki yeni yazıyı okuyan herkes, başlamış dilencinin önündeki şapkaya, habire para atmaya.
Bir cümle yetmiş onca kişiyi etkilemeye ve dilencinin şapkasının kısa sürede ağzına kadar parayla dolup tasmasına.
”GÜZEL BİR BAHAR GÜNÜ AMA BEN BAHARI GÖRMÜYORUM”
Bu güncel yaşanmış kısadan bir çok hisse çıkarmak mümkündür. Reklamın yaratıcılığından tutunda, özürlü insanın hayata tutunmasına kadar. Burada bence önemli olan hayatı pozitif algılayarak doğru pencereden bakabilmek ve doğruyu görebilmektir.
Özürlü insanları daha iyi anlayabilmek adına 3 Aralık Dünya Özürlüler Günü olarak kabul edilmiştir.
Yılda bir kez kutladığımız bu günü aslında sağlığımızın da ne kadar önemli olduğunun şükür vesilesi olması nedeniyle de ayrı bir yeri vardır..
Bir yandan bu özürlü insanları hatırlar iken diğer yandan bireysel ve toplumsal yaşam kalitesini daha yükseklere çekebilmenin gayreti içerisinde olmamız gerekmektedir.
Özürlü insanların yaşadıkları sorunlar sadece kendilerinin değil; ailelerinin, çevrenin, toplumun, kısacası tüm insanların ortak sorunudur. İnsanların özürlü olmaları çeşitli faktörlere bağlı olarak ortaya çıkan bir sonuç olmakla birlikte, özürlülerin normal bir hayat sürmeleri ancak toplumsal duyarlılığın oluşturulmasıyla mümkündür. Bu anlamda, özürlü vatandaşlara acıma duyguları ile yaklaşmak yerine, kurumsal hizmetlerin geliştirilmesi esas alınmalıdır.
Bu nedenle özürlülere hizmet götüren kamu, özel sektör ve gönüllü sivil toplum örgütlerinin güçlendirilmesine önem verilmelidir. Desteklenmeli her türlü imkan ve olanakları seferber edilmelidir. Başta İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi olmak üzere bir çok belge özürlülük sorununu temelde bir insan hakları sorunu olarak ele almaktadır. Bizim anayasamız ve yasalarımız da özürlülere ilişkin olarak evrensel değerlerle paralel düzenlemeleri ön görmüş, devleti özürlülerin sorununa yönelik yükümlü kılmıştır. Devletimizin evrensel ölçülerde özürlülerini sahiplenme çabası, toplumsal bilinçlenme ve kamuoyu desteği ile anlamlı ve gerçek bir boyuta ulaşacaktır.
Toplumun duyarlılığı arttıkça özürlü insanların farkında lığı artmaktadır. Toplumda kucaklanan bu insanların bilgi beceri ve yeteneklerinin iyi değerlendirerek maddi ve manevi katkılarla da motivasyonlarını yükselterek hem özürlü insanlar mutlu ve kaliteli yaşam tarzına kavuşacak hemde biz ülke olarak imajımız daha da yükselecektir.
Unutmayalım ki bizlerde birer özürlü adayıyız. Bugün hepimize kutlu olsun.