Eğitim Psikolojisi Açısından Howard Gardner’in Çoklu Zeka Teorisine Derkenar

Howard Gardner’in Çoklu Zeka Teorisine Derkenar

Dr. Ahmet FİDAN

GİRİŞ:

Prof.Dr. Hovard GARDNER’in Çoklu Zeka Teorisi

Howard Gardner, çoklu zeka teorisinde zekayı tekil olarak değil de çoğul olarak tanımlamıştır. Zekanın tekil olarak değil de çoğul olarak tanımlanması ilerici/devrimci, mantıklı, pratik ve geliştirici bir kazanımdır. Bu açıdan çoklu zeka ayrımı asırlardır süregelen eğitim ve ölçme-değerlendirme kalıplarının ezberini bozmuştur.  Fakat Gardner’in çoğul zekayı 8 bileşenli olarak belirlemesine itirazımız bulunmaktadır.

Gardner’in  çoğul zeka tanımlamasına derkenar mahiyetindeki itirazımız, nitelik, nicelik olarak, hem psikolojik, genetik açılardandır. Öncelikle belirtmek istiyorum ki, Çoğul zekayı elimizden geldiğince mantık süzgecinden geçirerek zorladığımızda, en fazla 6 kalemde ele alabiliriz. Olması gerekli ve zorlamayla fazladan ilave edilen ve bu haliyle sırıtan zeka türlerini ayrı ayrı ele alacağız.

Sosyal bilimlerde herhangi bir olgunun açıklanması, ayrıntılandırılması mantıksal ve pratik olarak neden sonuç ve gerekliliklerinin ortaya konulması konusunda genellikle bir açmaz veya paradoksa düşülmektedir. Bu da, açıklama sürecinde gerekli olan maddelendirmenin fütursuzca artırılması ile her ilave edilen veya yeni madde olarak ihdas edilen olgu belli bir aşamadan sonra eski veya bir önceki maddenin açıklaması veya ayrıntılandırılması olmaya başlamaktadır. Bu da en başta gerekli olan analitik açılımın teorik olarak mantığını ve çatısını bozmaktadır.

Gardner teorisini ortaya koymuştur fakat, bu teorisinde çoklu zekanın bir değil sekiz olduğunu ortaya koyduktan sora, bu 8 sayısının da mutlak olmadığını, dokuza çıkarılabileceğinin ön çalışmalarını yapmıştır. Bu nedenle çoğulcu zeka türlerini ayrı ayrı ele almak ve her birini değerlendirmek daha etkili olacaktır.

1. Zeka Bileşeni: Sözel, Dilsel Zeka ( Kelime Zekası):

Sözel zekayı oluşturan kelime kaabiliyeti, kelimelerin yazılması, kurgulanması, telaffuz edilmesi, başarılı bir şekilde yeni özgün terkiplerle  yeniden harmanlanması yetenek veya zeka göstergesi olarak karşımıza çıkar. Zaten bu zeka türüne karşı diyeceğimiz bulunmamakta, buna karşın, ayrı bir zeka bileşeni olarak ortaya konulan kişilerarası zekanın yani sosyal insanın, sosyalitenin de bu zeka kategorisi içinde ele alınması gerekmektedir. Bu sanal ayrım çoğulcu zeka ayrımına karşı çıkmamızın en baş nedenlerinden biridir.

Sözcüklerin/kelimelerin orijinal olarak terkip veya kombinasyonu, bunların tonlama ve vurgularla telaffuzu ile sonuçta etkili bir iletişim olgusu ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle kişilerarası zekanın bu temel başlık içinde ele alınması en başta sözel dilsel zeka maddesini daha da geliştirecek buna ilave olarak ta, kişilerarası sosyal zeka ayrımının başlı başına aciz kalan gerekliliğini ortadan kaldıracaktır.

2. Mantıksal (Matematiksel) Zeka:

Mantıksal matematiksel zeka zaten zeka kavramının ilk algılanışında başlı başına bütün bir zekayı tanımlayan bir bileşimdi. Yani ezberlerin bozulmadan önceki haliydi. Bu anlamda zekanın önemli ölçüde tek başına tanımlayıcısıydı. Bu madde üzerinde bir değerlendirmeye gerek yoktur çünkü bu haliyle zaten tam olarak çoğulcu zeka ayrımında “efradını cami, ağyarına mani” bir kıvam tutturulmuştur. Hasılı bu maddenin üzerine söylenecek ifade yoktur.

3. Bedensel / Kinestezik Zeka:

Bedensel zekanın bileşiminde de Sayın Gardner kanımızca optimumu yakalamıştır. Bedensel hareketler, simetrik ve asimetrik hareket kombinasyonlarının başka hareket ve jest ve mimiklerle desteklenerek yeniden harmanlanması, metabolizmanın dayanıklılık veya mukavvemet optimizasyonunun yapılması apayrı bir yeteneği gerektirmektedir.

Yalnız, gerek sözel dilsel zekada, ya da benim itiraz noktamla iletişim çözümlemesiyle bedensel zekayı ortaya koyan jest ve mimik hareketlerinin kısmen birlikteliği bulunmaktadır. Bu noktada hem dilsel zeka yönünden gelişmiş hem de bedensel zeka yönüyle gelişmiş olanların özellikle sahne veya tribünlerde çok daha başarılı  ürünler veya eserler ortaya çıkarabileceğini ifade etmeliyiz.

4. Görsel Uzaysal Zeka (Resim Zekası):

Görsel uzaysal zeka algı ve değerlendirmesini bir başka bileşen olarak doğacı zeka ile bütünleşik olarak ele almak istiyorum. Zira Görsel uzaysal zekanın doğacı zekayı da içermekte olduğunu iddia ediyorum.

Görsel zekaları güçlü kişiler bilindiği gibi, düşünce düzlemindeki soyut veya somut eşya olay veya olguları görülebilir olarak tasarlamak, şekle sokmak konusunda son derece başarılıdırlar. Varlıkların fiziksel yapıları, duruş ve oluşları onları diğer zeka bileşenine sahip insanlara göre daha yakından ilgilendirmekte.

Görsel uzay ve resim zekası daha fazla gelişmiş olan bu kişiler zaten doğayı ve doğadaki canlı ve cansız varlıkları merak edip bunları algılama ve yorumlama ve hatta onlarla içli dışlı olmaktan mutlu olurlar. Bundan ötesi, yani çiçek, bitki ve bahçe düzenleme, hayvan besleme vb. alışkanlıklar bizzat zekanın değil zevk duygusunun bir fonksiyonudur. Aksi takdirde, yemek yeme, yapma, mutfakla ilgilenme, yenilecek şeylere ilgi duyma da bir zeka değil zevk veya beğeninin bir fonksiyonudur. Bu durumda biz yemek ustalarına veya kendine özgü yemekleri / spesiyalleri olan kişilere yeni bir zeka bileşeni/kategorisi altında aşçı veya gıda zekasına sahip mi diyeceğiz. Pek tabi ki bu durumda zevklere, beğenilere karşı metabolizmanın reaksiyonunu zeka olgusuyla karıştırmamak gerekmektedir. Bu kategorizasyonda Sayın Gardner zeka ile zevkin ayırt edilmesinde isabetsiz düşünmüştür.

5. Müziksel Ritmik Zeka (Müzik Zekası):

Bedensel zekayı açıklarken, kısaca dansçılardan bahsetmiş ve dansçıların simetrik ve asimetrik hareketleri yapmakta diğer insanlara göre çok daha fazla başarılı olduklarından bahsetmiştik. İşte bu kişilerde bir de müzik ve ritim zekası olduğunda son derece başarılı sahne hakimiyeti olan dünya çapında eserler ortaya koyan dansçılar çıkmaktadır. Örneğin Michael Jackson ın eserleri hem müzik hem beden zekasının bir sonucudur. Zaten zeka bileşenlerinden birkaçının bir kişide birleşmesi mümkün olabileceği gibi, istisnai olarak  bütün bu bileşenlerin bir kişide buluşması da mümkündür. Örneğin bendeniz bizzat bu bileşenlere göre kendimi düşündüğümde, matematik veya mantıksal zeka bileşeni ve kısmen de müzik ritim hariç diğer bileşenlerde çok yetenekli veya başarılı olduğumu düşünüyorum.

Müzik ve ritim zekasına sahip kişiler sesleri algılamakta ve yorumlamakta, anoloji ile veya doğaçlama ile başlayıp son derece özgün eserler ortaya koymaktadırlar. Kısaca müzik ve ritim zekasını kısmen bedensel zeka ile yarı yarıya birleştirebilsek te bu iki zeka bileşeninin aynı maddede birleştirilmesini de ileri süremeyiz ve sürmüyoruz.

6. Kişisisel İçsel Zeka (Ben Zekası:

Üzerinde çok kafa yorduğum, kategorizasyon konusunda Sayın Gardner ile sonuçta hemfikir olduğum bileşen de içsel zekadır. İlkin kişisel zekanın matematik veya mantık zekasıyla birlikte düşünülmesi gerektiği gibi bir yanılsama içine girilse de mantık süzgeciyle kişinin kendini ve evreni sorgulaması bambaşka olgulardır.

Kişinin kendini sorgulaması kendinden yola çıkarak evreni sorgulaması, düşünce bazında tümevarım ve tümden gelim yollarıyla olay ve olgular arasında neden sonuç ilişkileri kurması içsel zekanın bir fonksiyonudur. Bu konuda zaten örneklerde de olduğu gibi, felsefecilerin, din bilimcilerinin, din adamlarının bu yönlerinin gelişmiş olduklarını, veya bu yönleri gelişmiş olanların çoğunun felsefeci, psikolog, psikolojik danışman ve din adamları olduklarını görmekteyiz.

Bu zeka bileşeni ile başka diğer zeka bileşenlerini birleştirmek veya yaklaştırmak hayli zor bir durumdur. Bu noktada Gardner’in analizinin veya teorisinin bu başlığının hakkını vermek gerek.

SONUÇ:

Gardner’in zekayı bileşenlere ayırması devrimci ve ezberbozan bir etkiye sahip ve son derece pratik sonuçlar doğuran açılım olsa da, Gardner’in bileşenleri 8 e ayırmasını fazla zorlamacı ve hatta abartılı bulmaktayız.

Bu durumda zeka bileşenlerinin kanımızca altı maddeye indirgenmesi en doğrusu olacaktır. Kelime zekası ile iletişim zekasını, uzaysal zeka ile doğacı zekayı birlikte ele alıp kategorizasyonu 6 maddede billurlaştırmak daha isabetli olacaktır.

print

Bir cevap yazın