Özelleştirme dört koldan sürerken eğitimdeki özelleştirme de paralel olarak tam gaz yürümekte. özel okulların ve dershanelerin sayısını günden güne artarken özel (vakıf) üniversiteleri de bunu takip etmekte. 2002-2003 eğitim döneminde 2 bin 122 dershanede 606 bin 522 öğrenci okurken yeni müfredat sonrası sınav sayısındaki artış 2007-2008 eğitim döneminde dershane sayısını 4 bin 31’e, öğrenci sayısını ise 1 milyon 12 bin 861’e yükseltmiştir. Hükümetin özel okullara sağladığı teşvikler sonrasında 2002-2003 eğitim döneminde toplam bin 235 olan özel okul sayısı ise 2007-2008 eğitim döneminde 2 bin 553’e kadar çıkmıştır. Özel okullardaki öğrenci sayısı da son altı yıllık bazda 218 bin 854’ten 344 bin 769’a yükselmiştir. Böylece 6 yılda dersaneler öğrenci sayılarını yüzde 90 oranında artırmıştır. Başbakan Erdoğan’ın dershaneler hakkında “garabet” ve “kaldırılabilir” açıklamalarının ardından gündeme oturan dershane ve özel okulların, son yıllarda hükümet politikaları ile büyük artış yakaladığı bir gerçektir. Milli Eğitim Bakanlığı verilerine göre özel okul ve dershane sayısı ile bu kurumlarda okuyan öğrenci sayısı her geçen gün artmıştır. 2007-2008 eğitim döneminde dershanede görev yapan öğretmen sayısı da 48 bin 855’e çıktı. 2002-2008 yılları arasında dershane sayısındaki artış oranı yüzde 89.9 olurken, öğrenci sayısı da yüzde 85.1 arttı. Bu artışa son on yıldaki sınav sisteminde karşımıza çıkan “yarış atı” mantığı etkili oldu. Özel okul sayılarındaki artış ta dershanelerin sayısal artışından çok farklı değil. Bunun yanında, özel okullarda okuyan öğrenci sayısında da önemli artış yaşandı. Hükümet özel eğitim kurumlarının artırılması için son 6 yılda da önemli adımlar atmıştır. Özel okulların yaygınlaşması ve bu okullarda okuyan öğrenci sayısının artmasını sağlamak üzere Maliye Bakanlığı tarafından bazı mali kolaylıklar uygulamaya konulmuştu. Özel okulların teşvik edilmesi politikasına uygun hareket edilerek 1 Ocak 2004 tarihinden itibaren faaliyete başlayan eğitim ve öğretim işletmelerinin kazançlarının belli şartlarla gelir ve kurumlar vergisinden müstesna tutulması sağlanmıştır. Ayrıca 2005 yılında yapılan düzenleme ile de hem dershane hem de özel okullardan alınan KDV oranları yüzde 18’den yüzde 8’e çekilerek bu süreç devam etmiştir. DERSHANE VE ÖĞRENCİ SAYISI YILLAR DERHSANE ÖĞR. SAYISI ÖĞRETMEN SAYILARI:2002-2003 2.122 606.522 19.8812003-2004 2.568 668.673 23.7302004-2005 2.984 784.565 30.5372005-2006 3.570 925.299 41.0312006-2007 4.986 1.071.827 47.6212007-2008 4.031 1.122.861 48.855 ÖZEL OKUL SAYISI YILLAR O.ÖNCESİ İLKÖĞRETİM ORTAÖĞRETİM TOPLAM2002-2003 279 614 342 1.2352003-2004 300 614 544 1.4582004-2005 326 676 630 1.6322005-2006 421 728 628 1.7772006-2007 582 757 717 2.0562007-2008 755 866 732 2.353 ÖZEL OKULLARDA OKUYAN ÖĞRENCİ SAYISI YILLAR O.ÖNCESİ İLKÖĞRETİM ORTAÖĞRETİM TOPLAM2002-2003 6.557 155.868 56.429 218.8542003-2004 9.059 160.888 69.299 239.2462004-2005 11.371 172.348 70.163 253.8822005-2006 14.633 189.090 75.693 279.4162006-2007 19.401 213.071 86.458 318.9302007-2008 24.740 226.187 93.842 344.769 2005 yılından itibaren su özel okul ve dersanecilikteki ivme yüksek öğretimde de devam etmiştir. Yıllar itibarıyla yüksek öğretimdeki okul sayısı artışı, öğrenci ve öğretim elemanı sayısı artışını işleriz. Şimdilik buradan şu notları yazmamız gerek. İlk ve ortaöğretimdeki bu rakamlara benzer eğilimleri yüksek öğretim rakamlarında da göreceğiz. Şu an için devletin her ile bir üniversite kurmaya başladığı gibi, on yıl içinde her ilde en az bir vakıf üniversitesi kurulmuş olacaktır. Daha düne kadarki “DERSANECİLİK” kavramına verilen önem, bu günden veya yarından itibaren yüksek öğretime kaydırılmalı, dersaneler vakıf üniversetelerine, veya eğitim akademilerine dönüşmelidir. Bunu bireysel olarak şahsen ben her görüştüğüm işadamına önermekteyim. Kalite konusuna gelince, bu her zaman için konuşulan ve varolan gerçek bir olgu hatta fenomen olarak kalmaya devam edecektir. Pek tabi ki kurumların kalitesi, markası ve etiketi önemlidir. Bu kaliteyi öğrenciler kendi donanımlarıyla desteklemedikleri ölçüde toplumda yer alamayacaklardır. Bu mantığın tersi olarak ta, çok çok başarılı ve parlak öğrenciler de sıradan okullarda ziyan olmaya mahkum kalacaklardır. İster yüksek öğretimde ister orta öğretimde parlak gençlerin elinden tutmak her açıdan bir insanlık görevidir. Bu konuda hassas olalım olmayanları uyaralım.