Karbon ateşten de eski bir element. Dünya kaç yaşındaysa karbon da o yaştadır. On bin yıl önce şöyle bir bitki vardı, şöyle bir canlı vardı, gibi sözleri edebilmemizi karbona borçluyuz.
Geçmişte yaşayan canlı ve bitkilerin yaşlarını radyo karbon ile ölçüyoruz.
İşte o masum karbon şimdi oldu baş belası.
Bir karbon ticaretidir başladı.
Emperyal güçler kendi suçlarını, üstüne üstlük yeni sömürü araçları yaratarak fakir ülkelerin üzerine kakalamaya çalışıyorlar.
Bu amaçla, küresel ısınmanın sorumlusu olarak karbondioksit-i (CO2) belirlendiler.
Karbon Ticaretinin başında kimler var dersiniz?
Eğer halklara bir bedel ödetilecekse, bu işin organizatörleri emperyal ağa babalarıdır.
Karbon ticaretinin başında ki isimler çok tanıdık. Al Gore, Tony Blair, Hainsen gibi, mazlum ülkelerin insanlarını katletmekten haz duyan, tüccar ve devlet adamları var. Emperyal güçler şimdilik bunları memur etmiş.
Kişi başına ne kadar çok enerji tüketirseniz, atmosfere o kadar çok karbon dioksit salıyorsunuz. Yani bir zenginin atmosfere attığı karbon dioksit, bir fakirin atmosfere saldığı karbon dioksitten fazladır.
Şimdi Amerika öyle bir karbon anlaşması dayatıyor ki, kırk bin dolar yıllık geliri olan bir Amerikalı ile bin dolar geliri olan başka bir ülkenin insanının karbon oranlarının aynı olmasını istiyor. Mazlum ülke insanının çevre için ödeyeceği bedel ile bir Amerikalının ödeyeceği bedelin aynı olmasını istiyor.
Başka bir anlatımla kendisi rahat etmek için fazla enerji tüketiyor, dolayısı ile daha fazla karbon salıyor. Buna karşın, kişi başına düşen karbonu eşitlemeye çalışıyor.
Enerjiyi harcarken kapitalist olmak, kişi başına düşen karbonu eşitlerken komünist olmayı öneriyor. İşte karbon komünizmi de buradan çıkıyor.
Su Formlarının, iklim konferanslarının arkasında hep bu karbon çetesi var.
Bir konuda farkındalık yaratarak, o konu üzerinden bir ürünü, ticari metaya dönüştürmek bunların ustalık alanıdır. Bunu sağlamak için tüm bilimsel değerleri çarpıtmakta beis görmezler.
Uzunca zamandan beri karbon dioksit çığırtkanlığı yapan emperyal güçler dünya ölçeğinde bu işe büyük paralar yatırdılar. Aman dünya ısınıyor, buzlar eriyor, iklimler değişiyor bağırıp duruyorlar. Rus bilim insanları da bunların ortaya attığı rakamların ve değerlendirmelerin yalan olduğunu söyleyip duruyor.
Çin ise daha başka bir yol izliyor. Sorumlusu sizsiniz bedeli de siz ödeyin diyor.
Dünyanın önde gelen büyük devletlerinin hükümet ve devlet başkanları Avrupa’da dün (6.12.2009) gene bu konuda toplandılar.
Bu kez konuyu biraz daha geliştirdikleri göze çarpıyor. Çevre kirlenmesi ve ekolojik dengeyi korumayı amaçlıyor görünüp, mazlum ülkelere yeni teçhizat satmayı planlıyorlar. Ne de olsa kapitalizmin iflah olmaz krizleri ile gene karşılaşacaklarını onlar da biliyor.
Biraz daha açayım. Atmosfere bırakılan karbon monoksit ve karbondioksit miktarlarının standartlarını kendileri belirlediği için bu ölçütlere uygun teçhizat zorunluluğunu da benimseteceklerdir.
Bunun manası şudur. Yeni otomobil, yeni kuvvet teçhizatları, kuvvet kazanları, kuvvet santraları, yeni gaz temizleme teçhizatları, yeni türbinler, yeni bacalar velhasıl kullandığımız tüm üretim ve tüketim teçhizatları yenilenecek demektir.
Kapitalizm kendi yapısal krizlerini aşabilmek için yeni bir küreselleşme atağı başlatmayı amaçlamaktadır.
Başarırlar mı dersiniz?