İnsanlık ilişkilerimiz kısırlaştı iyice.
Kısır hibrit ve hormonlu gıdaları yiye yiye…
Kısırlaştıkça büzüldük. Yedikçe çözüldük, edilgenleştik, kalabalıklaştık, sürü haline geldik. Okumaya devam et
İnsanlık ilişkilerimiz kısırlaştı iyice.
Kısır hibrit ve hormonlu gıdaları yiye yiye…
Kısırlaştıkça büzüldük. Yedikçe çözüldük, edilgenleştik, kalabalıklaştık, sürü haline geldik. Okumaya devam et
Bundan onyıllar öncesinde saatli radyolar yeni yaygınlaşmıştı. Saat tamircisi ustanın artık radyo tamirinden de az çok anlamak lazım dediğini duyar gibiyim.
Bu gün için tıp bilimi tedavide büyük ölçüde organik dokular üzerinde çalışmaktadır. Düne kadar Okumaya devam et
Bu gün kanal yedi com’ da yayınlanan bir haber beni hem sevindirdi hem de düşündürdü. Acaba dedim bizdeki bilim adamlarının hepside böyle olsalar kendilerini bilime adasalar neler yapmayız ki? Nedir okuduğum haber? Önce sevindirirci tarafa bakalım. Okumaya devam et
Dünyanın en uzun ömürlü insanı, Japon Shigechiyo Izumi’ye aittir. Bu kişi 120 yıl 237 gün yaşamıştır. Buna karşılık, Nuh A.S. ın 950 sene yaşadığı söylenmekte. Yalnız bu senenin hangi ölçüye göre veya zaman birimiyle belirlendiği konusunda bilgim yok. Ancak her halükarda bu günkü insanlardan çok çok daha uzun süre yaşadığı kesin.
O zamanın insanlarının metabolizmaları nasıl dayanmış bu kadar uzun yaşamaya merak edilebilir.Bilgi toplumundaki faktörler nedeniyle insan ömrü 55-60 yaşlarından 75 yaşa kadar uzamıştı. Bu gelişme veya ilerleme ivmesi Okumaya devam et
Geçen yazımızda, kaderin alın yazısı olup olmadığını din biliminde kelam ve akaid literatürü kapsamında birkaç noktadan ele almıştık. İnsan fiilinin (işlem ve eyleminin) bizzat insan iradesi (istenci) ile olup olmadığının dinsel boyutu olduğu gibi, bunun fiziksel veya daha özelde tıbbi boyutu da bulunmaktadır. Yalnız insan iradesinin fiziksel kaynaklı olması bahsiyle Okumaya devam et