Etiket arşivi: iş yaşamı

Çalışmaya Demir Atmışların Yetmişliği!

Hayatta her evin bir cefakarı, her kurumun bir işkoliği, her sınıfın bir otu, her ortamın bir enayisi bulumkatadır. Bazıları dünyaya yemek içmek eğlenmek için gelmiştir, bazıları sağa sola emir vermek için gelmiştir. Bunun için illa ki parası olmak veya güzel veya yakışıklı olmak ta gerekmemekte. Nice çulsuz ve çirkinleri gördüm ki, Okumaya devam et

Pazar Yazısı: Asansör Psikolojisi

BASTON YUTMUŞ NEMRUT GİBİ

İletişim ve ulaşım teknolojilerindeki hızlı gelişme neticesi, insanların hayatına bireyselleşme o kadar girmiştir ki, her birey kendi mikrokozmozuna hapsolurken, aynı zamanda büyük bir akım halinde “mudarasızlaşma” sürecini yaşamaktalar. Bu süreci hayatın her katında görmek mümkündür. Okumaya devam et

Tuzla Tersanesini Tersleyip Tokatlayalım!!!

Tuzla tersanesini son beş yıldır düzenli periyotlarla duymaktayız. Hani derler ya, reklamın iyisi kötüsü olmaz diye. Evet reklamın iyisi kötüsü olmayacaksa, Tuzla Tersanesinin orta ve üst düzey yöneticileriyle bu tersanenin bağlı olduğu siyasal kurumun başındaki kişi de kötü reklam sahibidir. Sanırım lafımız nereye gideceğinin istikametini göstermiştir. Bu talihsiz ölümler, Okumaya devam et

Yönetimde Protokol Kuralları

YÖNETİMDE PROTOKOL KURALLARI

Yönetimde protokol, bir anlamda “Resmi Görgü Kuralları” demektir.

         Ast ile üst özel hayatlarında ne kadar samimi bir arkadaş olsa da, yönetimdeki resmi ilişkilerinde daima protokol kurallarına uymak zorundadırlar.

         Örneğin, özel ilişkilerinde üstüne “Ağabey diyen bir ast, makamında veya bir toplantıda ona “ Sayın Müdürüm, sayın Başkanım” demek durumundadır

         Yöneticinize daima saygılı hitap edin.Ona taşıdığı unvanına göre” Sayın …….” veya “Sayın Valim” deyin veya sadece “Beyefendi diye hitap edin.

         Yöneticinizin makamına girdiğinizde “Saygılar Sayın …… veya “ Saygılar Beyefendi” diyerek selamlayın.

         İçeri girerken ceketinizin düğmeli olmasına dikkat edin.

         Yöneticiniz “Buyurun oturun” demeden oturmayın veya oturmanız gerekiyorsa “Müsaadenizle Efendim” diyerek oturun.

         Otururken amiriniz veya üstleriniz karşısında bacak bacak üstüne atmayın.

         Üstünüz ve yöneticiniz size “hoş geldiniz” veya “güle güle” derken toka etmek için elini uzatmıyorsa, önceden elinizi uzatmayın.

         Otururken, üstünüz ayağa kalkarsa siz de kalkın.

 

         Üstünüz ya da amiriniz görüşmenizin sonunda size “ Memnun oldum,  teşekkür ederim” derse ve toka etmek için elini uzatırsa, kalkıp gitmeniz gerektiğini anlayın.

 

         Yöneticinin makamına birden çok kişiyle girdiğinizde de seviyenize ve kıdeminize göre sıralanarak oturun.

 

       En üst olan, masaya en yakın oturan ve yöneticiye en yakın olandır.

 

       Yöneticinizle ya da üst yöneticilerle görüşmek için daima sekreteriyle ön ilişki kurun.

       Uygun zamanını öğrenin ve randevu alın.

       Üstlerinizi ve akranlarınızı randevu almadan veya en azından izin almadan ziyaret etmeyin.

       Protokolde üst daima sağdadır.

       Ast olarak; otururken, ayakta dururken veya yürürken daima üstünüzün soluna geçin.

       Üstünüzün önüne geçmeyin, astınızın arkasına düşmeyin.

       Seviyenizi bilin. Kendinizi küçük düşürmeyin.

       Toplantılarda daima protokoldeki yerinize oturun.

       Statünüzü koruyun.

       Toplantıda, toplantı başkanından izin almadan konuşmayın ve daima toplantı başkanına hitaben konuşun.

       Resmi açılışlar daima en üst tarafından yapılır.

       Toplantılarda ve törenlerde konuşma sırası asttan üste doğrudur. Yani en üst son konuşur.

       Konuşma sırasını buna göre belirleyin.

       Astlar daha çok teknik ve ayrıntılı konularda, üstler ise politik ve stratejik konularda ve genel nitelikte konuşma yaparlar.

       Konuşmalarınızın başında ve sonunda saygıyla selamlamayı unutmayın.

       Resmi araçlarda protokol makamı aracın sağ arka köşesidir.Üst daima burada oturur.

       Sizden üst birini veya konuk olarak bir akranınızı aracınıza aldığınızda sağ arka köşeyi ona bırakın ve soluna geçin.

       Resmi aracı kullanan aracın şoförü değil de., üstünüz veya akranınızın kendisi ise , o zaman şoför mahalline (ön tarafa) geçin.

       Üst yöneticinizi, odanızın kapısında değil binanızın kapısında karşılayıp uğurlayın.

       Akranınızı dairenizin kapısında karşılayıp uğurlayın.

       Ast konuğunuzu odada ayağa kalkarak ve tokalaşarak karşılayıp uğurlayın.

       Tokalaşmada önce el uzatma  hakkı üst olana aittir.

       Denetim için gelenlere fiziki durum mümkünse ayrı bir çalışma odası tahsis edin.

       Amiriniz veya üstünüz ziyaretinize  veya denetiminize geldiğinde ilke olarak makam koltuğunda oturmayın.

       Misafir koltuğuna geçip karşısında oturun.

       Onu kendi astınız durumuna düşürmeyin.

       Baş yöneticinizi, Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Vali’yi   geldiklerinde makam koltuğunuza  buyur edin.

       Astlarınızı ve ast düzeydeki kişileri makam koltuğunuzda oturarak kabul edin.

       Akranlarınızı kabul ederken, eğer yaş, kıdem ve diğer yönlerden sizden üst iseler, onları misafir koltuğunda oturarak kabul etmek bir saygı ifadesidir.

       İlke olarak, saygı duyduğunuz kişilerle eşit düzeyde oturun.

       Makam odanızda uygun bir yerde, ortasında yuvarlak masa ya da sehpa bulunan, etrafında misafir koltukları olan bir misafir köşesi düzenleyin.

       Sembol olarak yuvarlak masanın eşitlik demek olduğunu unutmayın.

       Toplantı esnasında çevrenizdekileri görmenizi ve göz iletişimini engelleyecek büyüklükte çiçekleri masayı koymayın

       Üstleriniz ya da resmi misafirlerinizle görüşürken zorunlu olmadıkça:

     Telefonla görüşmeyin,

      Evrak imzalamayın,

      Başka şeylerle meşgul olmayın.

      Mecbursanız, özür dileyin ve izin isteyin.

                                  

         Astınızla resmi olarak görüşürken ve astınıza emir verirken ilke olarak kendi makamınızda olun ve makam koltuğunuzda oturun.

 

         Çünkü,” makam , otorite ve hiyerarşi demektir.

 

         Akranlarınıza ve astlarınıza adıyla veya ünvanıyla “Ali Bey”,  Müdür Bey” , “Sayın Öztürk” veyaSayın Milli Eğitim Müdürü” “ Sayın Şef diye hitap edin.

 

         Kurum içinde ast veya üstlerinize “Kızım”üstat” “oğlum” “ağabey  yenge” “yeğen” ”abla” demekten kaçının.

 

         Erkeklere” beyefendi”, kadınlara “ hanımefendi” diye hitabedin.

         Telefon açtığınızda önce kendinizi tanıtmakla söze başlayın.(telefonu açan)

         Unutmayın, telefonu önce kim açtıysa önce o kapatır.

         Üstünüzle telefonla görüşürken, üstünüz ahizeyi kapatmadan önce  siz telefonu kapatmayın.

         Üstlerinize sekreter aracılığıyla telefon etmeyin.

         Rütbece veya statü olarak küçük olanların (astların) büyükleri ararken sekreter kullanması doğru değildir

         Resmi konuşma yaparken;

            Kesinlikle “ ben demeyin,

            Biz” veya “Teşkilatımız,“Müdürlüğümüz” “büromuz” deyin.

         Başkalarına daima “Siz” diye hitabedin. Her zaman ve herkese  Lütfen  deyin ve teşekkür edin.

 

         Çağrılara, toplantılara ve randevulara daima saat ve dakikasında gidin.(zaman hırsızlığı yapmayın)

         Ne önce gidip zaman kaybedin, ne de geç gidip başkalarına zaman kaybettirin.

         Tanıştırma daima ayakta ve ilk karşılamada olur.

         Tanıştırmada;

                        Küçüğü büyüğe,

                      Erkeği kadına, ünvanıyla, adıyla ve   soyadıyla takdim edin.

         Bir yere girdiğinizde önce kendinizi tanıtın.

 

         Protokolde daima;

                Küçük büyüğe,

                Kadın erkeğe,

                Ast üste selam verir.

         Akranlarınıza da önce siz selam verin.

         Astlarınızın selamlarına da mukabele edin.

         Toka etmek bir sevgi ve samimiyet gösterisi olarak bir tür selamlaşma biçimidir.

         Ancak, üst el uzatmadan ast el uzatmamalıdır.

         Kadınla tokalaşmak için önce erkek el uzatmamalıdır. Kadın elini uzattığında erkek ona mukabele etmelidir.

         Çünkü uzatılan el havada bırakılmaz.

         Tokalaşmada el uzatma hakkı kadına aittir.

         Tebrikatta,tokalaşmaya daima en büyükten başlayın.(Vali,Vali Yrd.M.E.Md.Md.Teftiş Krl.Bşk.Md.Yrd.Şb.Md. Ok.Md. Şef)

 

         Protokolde ve resmi ilişkilerde el öpme ve yanaklardan öpüşme yoktur.

 

         Bu sadece gayri resmi ve samimi ilişkilerde söz konusudur.

 

         İşyerinizde (dairenizde) akranlarınız, astlarınız ve üstlerinizle özel ilişkilere girişmeyin.(borç isteme, özel iş buyurma)

         Mesai arkadaşlarınızı,astlarınızı, akranlarınızı ve üstlerinizi, özel ve önemli günlerinde kutlamayı  ihmal etmeyin.

         Kadın ve erkek astlarınız arasında fonksiyonel olarak ayırım yapmayın. Ancak, kadınlara davranış olarak daha saygılı olun.

Sonuç olarak!

Yönetimde başarılı sonuçlar, protokol sistemi içinde, olumlu insan ilişkileri temeline dayanır.

Unutmayınız….

SOS yal Güvensizlik Reformunun Çıkmaz Sokaklarında Arnavut Kaldırımı Nostaljisi

Bu haftaya meslis komisyonlarında tartışılmakta olan Sosyal Güvenlik Reformu tartışmalarıyla başlamak istiyorum. Sosyal güvenlik konusunda otoritelerden birisi olan Şükrü KIZILOT’un aşağıdaki yazısını özet olarak sizinle paylaşmak istiyorum.Sosyal güvenlik reformumuz şu anki haliyle delik deşik durumda. Yani üzerinde hayli düzeltme ve mutabakat sağlanması gereken konular bulunmaktadır. İşin en can alıcı noktası ise, burada. Bu aşamada en çok sesi çıkan kişinin kişilerin ve kurumların etkinliği olacaktır. Bu durumda pek tabi ki sesi en çok çıkan işverenler olacaktır. Çünkü bu işverenler hem politikacıları hem de medyayı elinde tutmaktadır. En çok organizeli ve hızlı hareket etmesi gereken kesim ise işçi veya çalışan kesim olmalıdır. Çünkü bu reformun içinde çalışanların veya sabit gelirlilerin aleyhine bir çok düzenleme bulunmaktadır. Bu aşamada en can alıcı ve herkes açısından en makul çözümün bulunması gerekmektedir.

Bu gün itibarıyla hem uygulanmakta olan sosyal güvenlik mevzuatı delik deşik, hem de reform açmazlarla dolu. Halihazırdaki düzenlemeler netleştikçe hayal kırıklıkları da artıyor. Tasarı ile ilgili alt komisyondaki çalışmalar sonuçlandı.

Son duruma göre, 5510 sayılı Yasa ile vatandaşlara verilen sosyal haklar, bu Kanun’u değiştirmek için hazırlanan tasarıyla geri alınıyor. Şimdi sayın Kızılot’un satırlarını aynen aktarıyorum.

Tasarı veya “reform dikkatle incelendiğinde, ilk göze çarpan, tasarının milletin aslına değil vekiline yarayan düzenleme oluyor.Tasarıya göre; TBMM üyeliği sona eren milletvekillerinden, emeklilik için gerekli koşulları sağlayamadığı için aylık bağlanamayanlara, sigortalı bir işte çalışmadıkları ya da aylık bağlanmadığı takdirde, memur maaş katsayısının 30.000 gösterge rakamı ile çarpılması sonucu bulunan tutar kadar “temsil tazminatı” ödenecek. Bugünkü katsayıya göre, 1.485.00 YTL “temsil tazminatı” ödenecek. Örneğin 25 yaşında milletvekili seçilen bir kişi, 4 yıllık dönemin sonunda yeniden seçilemezse ve sigortalı olarak bir işte çalışmazsa, ölene kadar her ay bu tazminatı alacak. Öldüğünde de aylığı, dul eşi ile yetim çocuğu alacak.

ÖLÜM AYLIĞI ZORLAŞIYOR
Yürürlükteki yasaya göre, SSK’lı bir işçinin, en az 900 gün prim ve beş yıllık sigortalılık süresi varsa, öldüğü zaman geride kalan eş ve çocuklarına dul-yetim (ölüm) aylığı bağlanabiliyor.
Yasa yürürlüğe girdikten sonra ölenlerde, 900 yerine 1.800 gün prim ödeme koşulu aranacak. Yeni Yasa Tasarısı, 1.800 günün altında prim ödeyen SSK’lılara adeta “ölmekte acele edin” diyor.

CENAZE YARDIMI DÜŞÜRÜLÜYOR
5510 sayılı yasada, ölen sigortalıların yasal mirasçılarına, cenaze masraflarını karşılayabilmeleri için “asgari ücretin üç katı tutarında” yani bu gün itibariyle 1.825.00 YTL cenaze yardımı öngörülüyordu. Yeni tasarıda, cenaze yardımı “bir aylık asgari ücrete” yani 608.00 YTL’ye düşürülüyor!..
SÜT PARASI DA DÜŞÜRÜLDÜ
Sigortalı kadına ve eşi çalışmayan sigortalı erkeğe “süt parası” olarak, “asgari ücretin üçte biri” tutarında, altı ay süresince, bugün ki asgari ücrete göre 1.216.00 YTL ödenmesi gerekiyordu. Yeni düzenlemeye göre, bir defaya mahsus olmak üzere, doğum tarihindeki “asgari ücretin üçte biri” yani bugünkü asgari ücrete göre 203.00 YTL ödenecek.

YETİM KIZLAR VE DULLAR
Yeni düzenleme, SSK’dan aylık alan yetim kızlar ve dul kadınlara da acımadı. Bunlar evlendiklerinde 24 aylık tutarında “çeyiz parası” alıyorlardı. Yeni Yasa ile 24 aylık çeyiz paraları, 12 aya indiriliyor.
65 YAŞ VE 9000 GÜN PRİM
Yeni düzenleme yürürlüğe girdiğinde, emekli olabilme yaşı ve prim ödeme gün sayısı, kademeli olarak artacak. Şu anda 7000 gün olan prim ödeme gün sayısı, yeni yasadan sonra işe girenlerde her yıl için 100 gün artacak ve 20 yıl sonra 9000 güne çıkacak.
Şu anda kadınlar için 58, erkekler için 60 olan emeklilik yaşı da kademeli olarak artırılıp, hem kadın hem de erkekler için 65 yaşa yükseltilecek.

AYLIK BAĞLAMA ORANI DÜŞÜYOR
Mevcut sistemde, 25 yıl prim ödeyen SSK’lının ve Bağ-Kur’lunun aylık bağlama oranı yüzde 65, TC Emekli Sandığı’ndan 25 yılda emekli olanda, yüzde 75′tir.İlk reformda, 2015 yılına kadar emekli olanlar için, aylık bağlama oranı her yıl itibariyle yüzde 2,5 (yani 25 yıl için yüzde 62.5) ve 2016 yılından itibaren de yüzde (her yıl yüzde 2 itibariyle 25 yıl için) yüzde 50 olacaktı. Ancak alt komisyon, süreyi öne çekti ve yeni yasanın yürürlük tarihi itibariyle, aylık bağlama oranının yüzde 2 uygulanmasını öngördü. Böyle olunca aylıklar da düşecek!..”

Evet sayın Kızılot bu tırnak içi cümlelerindeki belirlemelerde bulunmakta. İşin kötüsü durum sadece bunlar değil, bunların dahası da bulunmakta. Bu durumda, Sosyal Güvenlik Tasarısı’na müdahale edilmezse, ciddi tartışmalar bizi beklemekte…Sosyal güvenlik açısından yarınlar mutlu görülmese de sizler ve bizler doğru tepki verdiğimiz sürece yarınlar daha mutlu olacaktır. Aksi takdirde sesi güçlü olanın dediği olacak bu da biz sabit gelirlilere ve emekçi kesime mutsuzluk getirecektir. Aksi takdirde eski yasayı arnavut kaldırımı nostaljisi nağmeleriyle anacağız.

Not:
Bu sitede yayınlanmakta olan yazılar http://www.yazarport.com, http://www.gunesgazetesi.net http://www.bilgiagi.net http://www.bilgievreni.com, http://www.siyasalforum.net http://www.gercekgazete.web.tr ile, Gerçek Gazete, Halkın Sesi, Güney Marmara Yaşam ve Fatsa Güneş gazetelerinde yayınlanmaktadır. Yazarın izni olmaksızın başka hiçbir yayın organında kaynak veya dipnot göstermeksizin kısmen veya tamamen alınamaz, çoğaltılamaz.