Etiket arşivi: romantik

Senin Aşkın Yüreğime Uygundu!

Maide ÖREN

BİLİNÇ ALTI

Yaşamda anlar ve o anlardaki yoğun duygular önemlidir. Gelecekte de yaşadığımız günleri değil o anları hatırlarız.

Yaşadığınız o güzel aşktan sonra bittiğinde ki hisler zor tamir edilir. Hele de bu iki kişiden biri dünyayı terk ederse. Önceleri acının büyüklüğü ve açtığı yara zor iyileşir. Zaman makinesi sürekli çalıştığından temizler onarır, ilaç gibidir.

Öldüğünü önceleri kabul etmese de bir gün gelir tekrar o büyük aşkına itirafını yapar, bel-ki de ona son görevidir.

“Senin aşkın, benim yüreğimin ölçüsüne uygundu. Bu yüzden geldin oturdun yüreğime. Gönül gözümdü, yüreğimdi seni gören. Sevmeyi sende çok iyi öğrendim ben. Seni kocaman bir yürekle Okumaya devam et

Hani Böyle Zamanlar Var Ya…

Maide ÖREN

BİLİNÇ ALTI

UNUTAMADIĞI her an, bir şeyler öğretmek için kalır insanlarda aslında. Bazıları acıyı hatırlatır, bazıları özlemeyi, bazıları da aşkı…

Bir gün öyle bir yerinde durursun ki hayatının nefes aldığını hissedersin. Her neyse adını koyduğun şey geçmiştir artık. Okumaya devam et

Martlar Kapıdan Baktırmıyor Artık, Hissedemediğimiz Duygularımızda!

Ne kazma kürek yakıyoruz Mart aylarında, ne de kapıdan bakıyoruz,
Ne soğuklar dobra, ne yağmurlar temiz,
Ne şikayetler bitiyor, ne tutamadığımız perhizlerimiz.
Neler oluyor bize, bize neler oluyor demelerdeyiz.
Efkarlandıkça küseriz kadere,
Aynadaki eğriliğimizi görmezden geliriz.
Mübarek geceleri tuşlara basarak örselerken,
Bahanelerimize sığınan feleğin mirasyedileriyiz.

Öncelerde baharlarda bol bol yağmur yağardı, dolu yağardı, tipi olurdu, toprağı ıslatan yağmur kokusu havadaki azotun kokusuyla birleşince tertemiz havayı içimize çeker bir ohh çekerdik. Uzun uzun sağanak yağmurlar yağarken cam kenarından bakışlarımız, ve yudumladığımız çaylar olurdu dostlarla. Veya tren garında sevdiklerimizi uğurlar veya karşılardık yine yağmurlar altında.

Yağmurlar yağdıkça bizi de temizlerdi, içimizi, dışımızı, çevremizi, benliğimizi… Arınırdık madden ve manen. Yağmurlar kuruduğu gibi, gecelerdeki göz yaşlarımız da kurudu. Yüce yaratıcının terbiye edici Rabbin karşısında kendini bilmez, nankör ve hoyrat kullar olduk. Hani duası olmayan olmadığı için de hiçbir anlamı olmayan bizler. Yağmursuzluğumuz, gözlaşlarının eksikliği, yoğun iş ve çevre stresiyle pişmanlıklarımızı alıp götürmüş. Hastalanmışız. Pişman olamama hastalığı. Günahlarımızı görememe hastalığı, bomboş bakışlarımızın ve bomboş içimizin içinde kaybolmuşuz. Gayya kuyularının taaa içinden göğü görmeye çalışıyoruz her daim. İçselleştikçe, kendi mikrokozmozumuzun derinliklerine girdikçe kör olmuşuz, körlüğümüz umursanmaz, duygusuzluğumuz fark edilmez olmuş.

Neler olmuş bize, bize neler olmuş, dizelerin içinde hepimiz gizlenirken, sorguları kaybetmişiz derinliklerimizde.
Mutlu yarınlar temennisiyle.

Not:
Bu sitede yayınlanmakta olan yazılar http://www.yazarport.com, http://www.gunesgazetesi.net http://www.bilgiagi.net http://www.bilgievreni.com, http://www.siyasalforum.net http://www.gercekgazete.web.tr ile, Gerçek Gazete, Halkın Sesi, Güney Marmara Yaşam ve Fatsa Güneş gazetelerinde yayınlanmaktadır. Yazarın izni olmaksızın başka hiçbir yayın organında kaynak veya dipnot göstermeksizin kısmen veya tamamen alınamaz, çoğaltılamaz.