Etiket arşivi: yönetim

Türk Demokrasisinde Yasakçılığın Son Noktasını Keşfetme Süreci

YASAKLAR ve YASAKÇILAR ÜZERİNE İVEDİLİKLE YAZILMIŞ BİR ŞAKŞAKLAMA YAZISIDIR.
Türkiye’de yeni bir anayasa yazılması gerekmektedir. Bu anayasanın temel teorik çerçevesi bir iki bölümde nelerin serbest olduğu liste halinde belirtilmelidir. Geri kalan bütün maddeler yasaklamanın mantıksal, sosyal ve ekonomik temelleri üzerine kurgulanmalıdır. Bu gün itibarıyla Türkiye’de gelinen son nokta, yasakçı zihniyetin zirvesinin keşfedilme arayışıdır.

* Sosyal devlet kelimesi yasak. Komünizm propagandasıdır, YASAK!
* Federasyon ve federe yönetim kelimeleri bölücülük propagandasıdır, YASAK!
* Bütün sokaklar meydanlar, caddeler kamusal alandır. Kamusal alanlarda sakallı ve türbanlı dolaşmak din propagandasıdır, YASAK!
* Kaldırımları yeşile boyamak, tamamıyla bölücülüktür. YASAK!
* Parlamentoda bir toplum sınıf veya zümre hakkında tartışma yapmak, fikir beyan etmek bölücülük propagandasıdır, yasak, bu tür tartışmaların veya konuşmaların yapıldığı parlamentoyu yöneten kişi ise vatan hainidir. İvedilikle idamı gerekir.
* Cami, Din, Allah, Şeriat kelimelerini kullanmak yasak. Bu kelimeleri kamu kurumlarında konuşmak toplumsal eşitlik anlayışına aykırıdır, YASAK!.

Yasak bir toplumu sorunsuz olarak yönetmek için vazgeçilmez ve ideal bir araçtır. YASAK kavramı DEVLET kavramının varlığıyla ortaya çıkan bir kelimedir. Devletin bekası için, yasaklar en geniş anlamda yorumlanmalıdır. Varolan diğer bir gerçek te, toplumda özgürlükler veya serbesti her zaman maraz doğurmuştur. Bunu toplumdaki koyun zihniyetli insanlar zaten çoğunlukla bilmektedir.

Bir ülkede, yasak koymak devletin bizzat gerçek sahiplerinin elindedir. O kişilerin gücünü halktan alması tamamıyla bir lükstür. Devletin sahibi olmak, hiç kimsenin elde edemeyeceği, doğuştan kazanılan veraset ile geçen bir haktır. Türk demokrasisinde yasakçılığın son noktası veya zirvesi şimdiye kadar keşfedilememiştir. Bu konuda fevkalade yasak türleri her yeni günde toplumun karşısına çıkmaktadır.

Kim ki bu ve bunun gibi yasak olan eylemleri yaparsa, sorgusuz süalsiz olarak tevkif edilmelidir. Bu kişilerin cezaları müebbed hapis olup bu hükümlülere af vb. ceza artırıcı hükümler getirmek yasaktır. Yasak kapsamındaki sanal veya sanal olmayan suçları işleyen veya ileride işleme ihtimali olan her türkü kurum ve kuruluşlar ivedilikle ve tekrar açılmamak üzere kapatılmalıdır. Bu kurumlardan halkın yüzde 90 ını oluşturan bir parti dahi olsa tereddüt etmeksizin ve tekrar açılmasına imkan vermeksizin kapatılmalıdır.
Sevgili okurlarım, bu yazıyı yazdım ya, artık devşirme dahi olsa belki ben de devletin sahibi olabilirim diye bu şakşaklama yazısını yazdım. Umarım dikkate alırlar!
Yasaksız yarınlar dileğiyle.

Not:
Bu sitede yayınlanmakta olan yazılar http://www.yazarport.com, http://www.gunesgazetesi.net http://www.bilgiagi.net http://www.bilgievreni.com, http://www.siyasalforum.net http://www.gercekgazete.web.tr ile, Gerçek Gazete, Halkın Sesi, Güney Marmara Yaşam ve Fatsa Güneş gazetelerinde yayınlanmaktadır. Yazarın izni olmaksızın başka hiçbir yayın organında kaynak veya dipnot göstermeksizin kısmen veya tamamen alınamaz, çoğaltılamaz.

Askeri Müdahalelerin Modernleşme Süreci II

Dünkü yazımızda askeri müdahale, darbe ve ihtilal kelimelerini birer cümlede kabaca tanımlamış ve Türkiyenin yakın tarihindeki askeri müdahalelerin modernleşmesini ve toplumsal etkilerini bu yazımıza bırakmıştık.27 Mayıs 1960 askeri darbesi ile 12 Eylül 1980 darbesi, müdahalenin niteliği ve tekniği açısından benzer özellikler gösterse de toplumsal temelleri açısından biraz farklı nitelik göstermektedir. Bunlara karşılık 12 Mart 1971 muhtırası ile 28 Şubat askeri müdahalelerini benzer kefeye koyabiliriz. Ancak, son gruplamamız takdir edersiniz ki, zoraki bir gruplamadır. Zira genel olarak Türk siyasal hayatında hemen hemen bütün müdahaleler, siyasal sistemin ciddi istikrarsızlık içinde olduğu, hükümet çıkarmada sorunlar yaşandığı dönemlerde olmuştur. Fakat 28 Şubat Postmodern darbede alışıla gelmiş bir darbeden ziyade silahlı kuvvetler tarafından çok ciddi uyarı anlamına gelen eylemler yapılmıştır.

Belki de Avrupa Birliği süreci veya klasik tabirle müktesebatı söz konusu olmasaydı, 28 Şubatta da cidid anlamda tam teşekküllü bir darbe olacaktı. Fakat yine de böylesi bir ihtimal çok zayıftır, çünkü 1980 li yıllardan itibaren, gönüllü sivil toplum kuruluşları büyük ölçüde öne çıkmış, medya eskiye göre çok daha fazla çeşitlenmiş ticaret ve sanayi sektöründeki örgütlenmeler artmış bu nedenle bu tür sivil toplum kuruluşlarının tepkileri ve duruşları askerin darbe yapmasını zorlaştırmış bir ölçüde de gereksiz hale getirmiştir. Durum bu olunca, silahlı kuvvetler bir seferlik caddede tank yürüterek uyarısını yapmış ve örtülü müdahale süreci başlamıştır.

2007 sonlarında Ak Parti hükümeti zamanına denk gelen askeri müdahale e – muhtıra şekliyle benzer toplumsal gelişmelere paralel olarak gözlemlenmiş, toplumdaki gelişme ivmeleri, uluslar arası bağlantılar, medya derinliği teknolojik gelişmeler vb. faktörlerle sanal muhtıraya kadar gerilemiştir.

Kısaca görüldüğü gibi askeri müdahaleler artık son 40-50 yıldır ütülenmekte, ussallaşmakta hatta yavaş yavaş ütülenerek makyajlanmaktadır. Bundan böyle artık askeri müdahaleler e – muhtıradan öteye gidemeyecektir. Gitmesin de. Bu gelişmelerin toplumsal uzantısı ve görünümü iyiye işarettir. Toplumumuzun artık hemen hemen tamamıyla sivilleştiği anlamına gelmektedir.

Türk Silahlı kuvvetlerimiz her zaman kendi görevini hakkıyla yerine getirmiş, devletimizin dış güvenliğinin korunması ve kollanması konusunda bizlere güven vermiştir. İç güvenliğimiz konusunda da varlıkları yeterlidir. Ve bu varlıklarıyla da kalmak durumundadır.
Mutlu yarınlar temennisiyle.
Not:
Bu sitede yayınlanmakta olan yazılar http://www.yazarport.com, http://www.gunesgazetesi.net http://www.bilgiagi.net http://www.bilgievreni.com, http://www.siyasalforum.net http://www.gercekgazete.web.tr ile, Gerçek Gazete, Halkın Sesi, Güney Marmara Yaşam ve Fatsa Güneş gazetelerinde yayınlanmaktadır. Yazarın izni olmaksızın başka hiçbir yayın organında kaynak veya dipnot göstermeksizin kısmen veya tamamen alınamaz, çoğaltılamaz.

Askeri Müdahalelerin Modernleşme Süreci ve Toplumsal Etkisi

Askeri müdahale kavramı askeri darbe ve ihtilal kavramlarının yanında en makul ve masum kavramdır. Çünkü askeri darbeleri de, ihtilalleri de askeri müdahale bağlamında ele alabiliriz. Önceki yazılarımdan birinde bu konuda birkaç tanımlama yapmış olsak ta Okumaya devam et

Belediye Yasası Denilince Delirir misiniz?

Hükümetin şu an gündeminde öncelikli konuların başında birinci olarak “sosyal güvenlik reformu” ikinci olarak ta yeni belediye yasası kapsamında 900 beldeyi kapatmayı ve 43 yeni ilçe kurmayı öngören tasarı bulunmakta. Sosyal güvenlik reformu konusunda görüşlerimizi sonraki günlerde ele alalım. Çünkü belediye konusu sosyal güvenliğe göre daha az öneme sahiptir. Bu nedenle daha az önemsizi önceye alarak aradan çıkarıp Okumaya devam et