Bir firma küresel rekabet dünyasında ne ile, nasıl rekabet edecek?
Bu günkü karmaşık küresel kriz ortamında kolay değil bu soruyu yanıtlamak.
Ama yine de yalın ve kısa bir yanıt arayışına girelim:
Rekabet ya faktör maliyetleriyle ya da faktör verimlilikleriyle yapılır.
Faktör maliyetlerinizi düşüremiyorsanız, faktör verimliliklerinizi artırmalısınız.
Faktör maliyetleri nelerdir? İşgücünün, sermayenin, enerjinin, hammaddelerin ve diğer faktörlerin maliyetlerini nasıl düşürebilirsiniz?
Ücret, faiz, elektrik, su, kiralar, enerji olarak diğer maliyetler gibi üretim için bir çok maliyetleriniz bulunmaktadır.
Burada önemli olan ücret dışındaki maliyetleri düşürmenizdir. Çünkü ücret sadece maliyet değil, geniş kesimler için bir talep unsurudur. Yani işçinin- çalışanın ücretini düşürmek değil, yükseltmek önemlidir. İç piyasanın canlanması buna bağlıdır.
Varsayalım ki, ücret dışındaki maliyetleri düşürme olanağınız yok. O zaman rekabet için yapmanız gereken şey, faktör verimliliklerini arttırmaktır.
Bu şu demek; etkin üretimi yapmalısınız. Mevcut üretim faktörleri ve üretim teknolojisi ile maksimum üretimi elde edebilmelisiniz.
Yani elinizdeki kaynakları tam ve etkin kullanmalısınız.
İşgücünü en doğru biçimde değerlendirin. Makine ve donanımları tam ve etkin kullanın. Doğru işleri doğru biçimlerde yapın. Eldeki olanaklar doğru kullanıldığında da hiçbir ek maliyet olmadan katma değer artar.
Yoksa ya küçük kalırsınız, ya yerel ölçekte çalışırsınız, ya da batma riski olur.
Çabuk olun.
Esnek davranın.
Verimli olun.
İletişimi sağlam tutun.
Kapasitenizi kullanın.
Şimdi bu önerilerin baş harflerini alalım: ne çıktı? Ç.E.V.İ.K.
O halde siz de ÇEVİK şirket olun.
Çevik şirket çevik insanlarla olur.
Çalışanlar hangi mertebede olursa olsun, önce doğru işlerde mi, doğru yerlerde mi, bunu sorgulamalılar. Eğer yaptıkları işin insanıysalar ya da kendi özelliklerine uygun işi yapmaktaysalar çözümün ilk adımı doğru atılmış demektir.
İkinci adım; işin doğru yapılması, yani işin bilimsel-teknik gereklerine uygun yapılmasıdır.
Her işletmede, her kurumda bu iki adım, yani, doğru işlerin doğru biçimde yapılması gerçekleşirse zaten sorun kalmaz. Verimlilik kapıları açılmış demektir.
Temel önerimizi özetlersek, diyebiliriz ki; firmalar bu küresel kaos ortamında mümkün olduğunca ücret dışındaki maliyetlerini düşürmeye çalışsınlar, ancak bu sınırlıdır. O zaman rekabet ve var olmak için tek yol verimliliklerini arttırmaktır.
Bunun için de, ÇEVİK şirket olmaya çalışmanın yanı sıra, haftalık-aylık “verimlilik toplantıları” yapmalıdırlar.
En iyisi elbette akademik anlamda “firma etkinlik analizi” araştırmasıdır. Ancak bundan önce de, şirket içindekilerin katılımıyla, eldeki kaynakların verimli kullanımına yönelik tartışmalı toplantılar gereklidir.