Genetik mühendisliğinde gelinen nokta -3

ABD’nin Irak’ı işgal ettiği günleri hatırlıyorsunuz değil mi? Hani o aylarca direnir, ABD ordusuna Vietnam’dan daha kötü günler yaşatır denilen ordunun bir anda dağılması değil konumuz.

Bir ABD askeri yaklaşık 60-70 kg yük taşıyarak savaşıyordu. Silahı, mühimmatı, yemeği, suyu, miğferi ve bir dolu malzemesini de taşıyordu. Hepsinin üzerinde muntazam üniformaları vardı. Ve o çöl sıcağında günde savaşarak 40-50 kilometre yol alıyorlardı. Sizce bu normal mi? Evet askerler eğitimli olur, ama bu durum 1 gün değil günlerce sürdü. Nasıl bir eğitimdir bu? Nasıl bir insanüstü güçtür bu?
Siz Çukurova sıcağında elinize 2 tane 5 kiloluk yağ tenekesi alın ve yürüyün bakalım 300 metre. Sonra bakın başınıza neler geliyor. Bir süre sonra nefes alamaz olur, baygınlık geçirecek hale gelirsiniz. Bu konuda ne kadar eğitimli olursanız olun.

Esas olay şu aslında: ABD genetik mühendisleri, strain 121 mikrobunda bulunan ST-5 genini alarak insana aşılamışlar ve çöllerde, sanki normal bir ortamda çalışabilen insan gibi bir insan türü geliştirmişler ve bunu da ilk defa Irak’ın işgali sırasında denemişlerdi.
Bu konu aslında yıllar önce buzullarda yaşayan balıktan alınan HH-16 geninin insana aşılanması ile başarılı bir sonuca ulaşılması sonucunda olmuştur. Fakat Bu güne kadar buzullar bölgesinde ya da çok soğuk ortamlarda bu tür sıcak çatışmalar olmadığından yeni askeri güç pek su yüzüne çıkma fırsatı bulamamıştır.

Yeni askeri güç ilk defa Irak’ın işgali sırasında dünya kamuoyu ve askeri çevrelere açık bir şekilde gösterilmiş oluyordu. Bu ABD’nin dünyayı işgal planının en önemli aşamalarından birisiydi. Ve başarılı bir şekilde tamamlandı. Şimdi Bir bakın, Teknolojik üstünlüğünü sağlamış, her iklim koşulunda görevini en iyi şekilde yapabilecek bir askeri personele sahip, dünya ekonomisinin büyük bir kısmını tek başına çekip çeviren bir ülke ne yapmak ister. Tabiî ki dünyaya hâkim olmak. Peki, bunu neden gerçekleştirmiyor da dünyayla, bir kedinin yün yumağıyla oynadığı gibi oynuyor.

Bu konuda şimdilik şunu söylemek gerek, Rusya’nın engellemeleri yüzünden. Bu konunun detayını da önümüzdeki günlerde anlatmaya çalışacağım.

print

Bir cevap yazın