Toplu taşıtlar çoğu zaman sıkıcıda olsa ben seviyorum neme lazım. Bir kere hiç arkadaşlarımla sohbet etmediğim konuları başkalarından duyuyorum. Anlatmak istemediğim ya da aklımın ucuna dahi getiremediğim şeyleri başkaları bana olmasa da birilerine söylüyor bizde duyuyoruz ister istemez.
Metrobüsle Kadıköy’e haftada iki kez ders için geçiyorum. Trafiği sorun olmaktan kurtarıyor…
Hem hızlı gidiyor hem de dediğim gibi tam bir saate yakın etrafımızdakilerle hiç konuşmasak da neredeyse ahbap oluyoruz onların sırlarını dinlerken. Ara sıra “dur edepli ol” der gibi birileri baksa da konuşanlara, onlar Metrobüs gibi hızlarını kesmeden devam ediyorlar,bulmuşken birbirilerini…
Bazen konuşmaları hiç dikkate aldığım yok duymamak için başka şeyler düşünüyorum. Ama geçenlerde ister istemez ayıptır söylemesi kulak kabarttım. Yok dinledim. Çünkü tam yanlarındaydım.
Birkaç kez seçilen belediye başkanları hakkında yorum yapıyorlar… Biri diyor ki; Allah var çok iyi çalışıyor, çok şeyler yaptı semtimize ama gel gör ki gözlerden sürmeyi çekiyor kardeşim…”
Aaaa çok şaşırdım. Hele bir doküman çıkardı ki,bu bilgilerle birde ispat etse nerdeyse ipe götürürler adamı.
Dinledikçe şaşırdım. Babamın bir sözü geldi aklıma.” Herkes Âdem’den gelir. Ama pek azı adam olur. Adamlık gönül eğitiminden geçmekle elde edilir.” Demişti.
Adam gibi davranmak akıl ve ahlak güzelliğinden belli bir düzeye erişerek olur aslında.
Konuşulanlar bu sözleri yazmama neden oluyor bir yerde. Çünkü böyle bir makama gelmesi için bir kişinin belli seviyeleri de aşmış olması gerekir diye dündüm.
Şimdi konuşulanları bilip bilmeden onayladığımı sanmayın. Sadece halkın soyulması sürekli gündeme gelirken her türlü olasılığı genel olarak düşündüm.
“ Maymun bile gözünü açmış bizler hala gözümüzü açamıyoruz” diyor biri konuşma esnasında. Adam karşısındaki iki gence “gözlerinden sürmeyi çekiyorlar aklınızı başınıza alın“ diyordu.
Tarih boyunca birileri bizi boyuna uyutuyor ve ulusal hazineyi soyup soğana çeviriyorlar. Göz açma konusunda bir maymun kadar bile olamadıklarından dem vuruyorlardı. Sanki o makama kendiliklerinden gelmişler… Seçerken öyle demiyorlar sonra ağızlarını büz büzebilirsen.
Bazı kimselerin becerikliliğini, işbirliğini, köşe dönücülüğünü, yani başkalarının bir şeyini kimseye sezdirmeden ustaca aşırmalarını anlatmak için “gözden sürmeyi çeker” deyimine takıldım o gün.
Eskiden tersanelerde gemi yapmak için çok sayıda kereste bulundurulurmuş. Ve bunlar cins cins, göz göz istif edilir, sıralanırmış. Gözlerde ya da raflarda sıra sıra duran bu kerestelere “sürme” deniyormuş.
Tersaneler çok iyi korunmalarına rağmen, yinede usta hırsızların “gözler den sürmeyi çekerek” aşırmalarının ve iç etmelerinin önüne geçilemezmiş.
İşte hırsızlığın hüner sayıldığı o dönemlerde ortaya çıkan bu deyim, günümüzde bu olayları anlatmak için bir miras olmuş anlayacağınız.
“Devlet malı deniz, yemeyen domuz” diye gençleri uyarmalarına bende yazıyla cevap vereyim dedim, işe yarayacaksa…
Kendi çıkarlarını ulusal yararların üstünde tutanlar, böyle bir hıyaneti ihtiras sofrasında ziyafete dönüştürüp ziftlenenlerden çıkabilir ey Türk Gençliği! Birinci vazifen…
Sevgiyle Mutlu kalın