Ellerinde, çantalarında plastik su şişeleri ile gezen, sevmedikleri, hoşlarına gitmediği halde, içleri kalka kalka zoraki su içenlere müjdem olsun.
Amerika’ da yapılan ve ‘Journal of the American Society of Nephrology’ isimli tıp dergisinde yayınlanan bir araştırma müthiş bir şehir efsanesinin daha sonunu getirdi.
İster inanın ister inanmayın ama meğerse bugüne kadar neredeyse tüm doktorların ‘Aman ne yapın ne edin, sağlığınız için günde mutlaka 2 litre su için’ şeklindeki öğütlerinin bilimsel bir dayanağı yokmuş.
Tabii ki su yaşamamız için elzem bir madde, elbette susuz bir hayat düşünülemez, ama ‘fazla su içerek daha sağlıklı olmak’ da söz konusu değil.
Araştırmaya göre ‘gereksiz yere zoraki içilen fazla su’ ne cildimizin güzelleşmesine, ne kilo vermemize, ne baş ağrılarımızın ortadan kalkmasına ve ne de toksinleri vücuttan atmamıza yarıyormuş.
Su hayattır
Sağlıklı bir hayat için su şarttır. Hücrelerin bütünlüğü, dolaşımın sağlanması, üre, elektrolitler ve diğer zararlı maddelerin atılması, vücut ısısının düzenlenmesi, mukozaların nemliliğinin sürdürülebilmesi, sindirimin gerçekleşebilmesi, hücrelere besin ve oksijen taşınması hep su sayesinde olur.
Vücudumuzun ortalama olarak yüzde 60’ ı sudur ve erkeklerin vücudunda kadınlara göre daha fazla su vardır; sanılanın aksine erkekler kadınlara göre daha sulu varlıklardır.
Başta sodyum ve üre olmak üzere birçok maddenin böbrekler yoluyla atılmasında su çok önemli; yeterince su içilmediğinde kanda sodyum da üre de artar. Ne var ki bunun için susadıkça içilen su yeterli. Ekstradan içilen suyun böbrek fonksiyonlarını düzeltmede de, kandaki bu zararlı maddeleri atmada da ek bir yararı yok.
Erişkin insanlar idrar, dışkılama, terleme ve solunum yoluyla günde 2.5-3 litre arasında su kaybederler. Bu kaybedilen suyun mutlaka yerine konması gerekir.
Günlük su ihtiyacımız vücudun metabolizmasına, hava şartlarına, yiyeceklerimize ve fiziksel aktivitemize göre değişir. Mesela, sıcak ve kuru iklimde yaşayanlar, sporcular, işçiler çok daha fazla su içmek zorundadırlar.
İnsanlar sağlıklı yaşamaları için gerekli olan suyu yiyecek ve içeceklerle alırlar.
Az su içmek zararlı
Çok terlemek, yeteri kadar su içmemek, idrar ve dışkılama veya kusma yoluyla fazla su kaybetmek ‘dehidratasyon’ denilen tabloya yol açar. Vücudun bu şekilde susuz kalması baş ağrısı, hâlsizlik, yorgunluk, ruhsal ve sinirsel bozukluklar, idrar azalması ve koyulaşmasından halüsinasyon ve komaya kadar giden belirtilere sebep olur.
Fazla miktarda protein ve lifli gıdalarla beslenenler, çocuklar, kusma veya ishali olanlar, fiziksel aktiviteleri fazla olanlar daha fazla suya ihtiyaç duyarlar.
Suyun fazlası da iyi değil
Her şeyin olduğu gibi suyun da fazlası zararlıdır. Bilinçsizce vücudun ihtiyacının üzerinde, aşırı miktarda su içilmesi tıpta ‘hiponatremi’ halk arasında ise ‘su zehirlenmesi’ olarak bilinen bir duruma yol açar. Aşırı su içilmesi sonucu kanda sodyum düzeyi ileri derecede azalır ve baş ağrısı, görme bulanıklığı, kramplardan beyin ödemi, koma ve sonuçta ölüme kadar giden olaylar gelişir.
Gelelim neticeye
Beslenme Konseyi’ nin 1945 yılında ‘günde 8 bardak sıvı için’ tavsiyesindeki ‘sıvı’ sözünün zamanla ‘su’ şekline dönüşmesiyle ortaya çıktığı sanılan, tüm dünyaca meşhur ‘günde en az 8 bardak su için’ aforizmasının doğruluğunu gösteren yeterli bilimsel deliller olmamasına rağmen, bundan ‘Meğerse boşuna su içiyormuşuz’ gibi bir sonuç çıkarmaya da kalkmayın sakın.
Araştırmayı yapan uzmanlar, ‘’Kendinizi ille de 8 bardak su içeceğim diye zorlamayın, ‘Susadıkça su için, kâfi’ çünkü yiyeceklerimizde ve diğer içtiğimiz sıvılarda da su var’’, diyorlar.
Ben de, gelin ‘6 bardakta anlaşalım’, bilumum sudan geçinenleri de gücendirmeyelim diyorum, ne dersiniz?