Gurbet hasret ile can dosttur. Birbirlerini pek severler, öyle ki biri diğeri olmadan yaşayamaz.
Senelerdir uzun mesafeli yolculuklar yapıyorum. Tatile gitmek için en az dokuz saatimi harcıyorum. Gurbet ellerde yaşamanın ne demek olduğunu iyi bilirim. En çok özlenenlerle kucaklaşmak kadar güzel bir şey yoktur. Bu yüzden bütün tatillerimi ailemi görmeye planlamışımdır.
Aile hasreti burnumda tütünce kendime laf dinletemem. Bir saat içinde karar verip soluğu otogarda almışımdır. Bir de bakmışım memleket yollarındayım. Yol aynı yol, benimkisi aynı delilik. Cep telefonunun bile yetmediği zamanlarda kendimi yollara vurduğum olmuştur. Bir iki günlük görüşmek uğruna uykuyu ve rahatlığı feda etmişimdir.
Yeni bir tatil, yine bir yolun sonu kavuşamaya açılıyor. Otobüste oturduğum koltuktan dikiz aynası gözüküyor. Aynadan otoban şeritlerini bir bir sayabiliyorum. Her şerit varacağım durağa beni daha da yaklaştırıyor. Yanımda bir yaren sevdiklerine varmak için kalan süreyi hesaplıyor. Bir gözü hep saatte, süre kısaldıkça içine serin sular serpiliyor. Yolun uzun ve zorlu olması hiç önemli değil. Sonunda kavuşacaklarımı düşününce dünyanın öbür ucuna bile gidebileceğimi biliyorum. Her yolculuğa çıkışımın öncesi aynı telaş ve stresi yaşıyorum, fakat otobüsün havasını soluduktan sonra her şey değişiyor. Kendimi oyun parkına bırakılmış çocuklar gibi şen ve huzurlu hissediyorum.
Belirli bir saatten sonra şoför değişiyor da, benim için otobüsün gideceği güzargah hiç değişmiyor. Her durakta inenler, binenler oluyor, farklı yüzler ama aynı heveslerle yol geçip gidiyor. Zaman ilerledikçe sabırsızlanmaya başlıyorum. Bir ara uykuya dalıyorum, her yanım yorgunluktan tutulmuş bir halde uyanıyorum. Memleketime vardığımızı fark ediyorum. Babam otogarda karşılıyor. Evin kapısını gülen gözleriyle annem açıyor. Kocaman kucaklıyor, yorgunluğumu unutturuyor. İçeriden mis gibi anne yemeği kokusu yayılıyor. Yatağım özenle hazırlanmış, dinlenmem için beni bekliyor. “İşte sonsuz mutluluk budur” dedirtiyor.
Bunca yolu tepmemin sebebinin hasreti tüketmek olduğunu bir kez daha anlıyorum. Yol hikayeleri hiç bitmiyor.
Kimimiz askerlik için, kimimiz ekmek peşine, kimimiz de sevdiğinin peşinde gurbete gidiyor. Her gurbetçinin içinde derin, inceden inceye sızlayan hasret duygusu yaşıyor. Yollar uzuyor, hasret tükenmek bilmiyor. Sevgisini vermeye can atan ve kavuşmak için yolumuzu dört gözle bekleyen insanların varlığı, yalnız olmadığımızı anlatıyor. Her şeye rağmen sevdiklerimizi özlemenin tadının bir başka olduğunu hissettiriyor.
Sevgiyle, umutla beklemek ve beklenilmek dileğiyle herkesin bayramını en içten dileklerimle kutluyorum.