Özellikle tele kulak olayından sonra bazı yargıçlar yaygaraya başladılar.
“Yargıyı zedelemeyin. yargıya olan güveni sarsmayın. “
Oysa bu ülkede yargıya güven zaten yoktu ki
Nasıl güvenelim?
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde dayatma ile engel olmaya çalışan yargıya mı ?
Ergenekon zanlıları ile boy boy resimleri çekilenlere mi?
Baş örtüsünü yasaklayan yargıya mı?
Muhalif siyasetçi gibi hükümetle didişen Yarsav gibi yargı kurumuna mı
İdeolojik saplantısı olan yargıçlara mı? Siyasi rant peşinde olan yargıçlara mı?
Akşam bir türlü 23 saat sonra başka türlü karar veren mahkemelerimi
Hem de iki kere…
Şu Ömer Faruk EMİNAĞAOĞLU Yarsav eski başkanı
Nerden besleniyor? Nerden destek alıyor? Mason mu yoksa? Ruhunu bir ideolojiye teslim eden kişiden yargıç olmaz. Yargıyı buna alet eden kişiden yargıç olmaz.
Siyasi rant peşinde olan kişiden hukukçu olmaz. Darbecilere arka çıkan kişiden de Hâkim olmaz
Neyine güvenelim bu yargıçların.
Ben adalete inanırım. Hangi ülkede olursa olsun hukuk güzeldir. O ülke insanlarının için yapılmıştır. O ülkede insanlar kendi değerlerini inançlarını hukukla korurlar. Ama bu ülkede hukuk milletin inanç ve değerlerine karşı savaş açar. Ancak bu ülkede bunu icra edenlere inanmam için sebep gösterin bir tane.
Yargıtay başkanı “Gerçeker” açıklama yapıyor
“Dinleme yasal olarak yapılabilir” diyor. Ama kendileri dinlenirse yasal olmuyor
Sütten temiz bizim yargıçlar. Bir ideoloji mensubundan adil yargı beklemek safdillik olur.
Adalet tevzi etmekten yoksul kişilerden adil olması beklenemez.
Bakın şu hale . Milyonlarca ülke çocuğunun istikbali ile oynuyorlar. Sanki düz liseye gidenler bu vatanın evladı ama diğerleri teknik lisede okuyor onlar üvey evlat.Düz liseye gidenlere haksızlık olurmuş. Kamuoyu rahatsız olurmuş. Gerekçelere bakın. Şimdi meslek lisesi mezunları üniversite imtihanlarına aynı hakla girerlerse düz liseye mezunları rahatsız mı oluyor. Rahatsız olan kim? Ortada böyle biri yok. İstanbul barosu yargıya gidiyor. Orda oturan beş on kişi karar alıyor. Gerekçeleri kargaları bile güldürür.
Peki şu nerden sinyal aldı ise, öküzün altında buzağı aramaya kalkan ve AKP’yi kapatmakla tehdit eden Baş savcıya ne demeli. Milletin midesini bulandırmaya kalkmalarına ne demeli.
İnanmıyorum
Meclis genel kurulunda yapılan “Açılım “ görüşmelerinden bahsediyorum
Meclisi terk eden ana muhalefete inanmıyorum. Meclise ciddi mesele konuşmaya gelmiyor bunlar. Bütün dertleri sorun üretmek. Çözüme giden yolları tıkamak. Parlamenter sistemlerde ülke meseleleri parlamentoda konuşulur. Tartışılır ve ortak noktalar aranır.
Alternatif çözüm üretemeyen ama her oluşa sadece “ karşı çıkmış olmak için “ karşı çıkan MHP ye hiç güvenmez oldum.
Adana milletvekili Ömer çelik çok ustaca bir konuşma yaptı. Hem nalına vurdu hem de mıhına. Çok güzel tespitlerde sıraladı bu arada. Ama o konuşurken MHP li Oktay Vural başta olmak üzere bir kaç milletvekili ilk okul çocuklarından daha beter bir davranış sergilediler. Özellikle Oktay Vural’ ın hareketleri kürsüye yürümeleri devlet adamlığı ile bağdaşır hiçbir yanı yok.
Orası parlamento bildiğim kadarı ile. Ring değil. Adam konuşuyor. Adam gibi dinleyin sonra kalkın cevap verin ve yeni projelerle gelin
Son olarak
Dersim ile ilgili katliamı destekleyen Onursuz Öymen’e mi inanayım? Neyine inanacağım. Hangi doğru işleri oldu ki inanalım.
Başsavcı nereye bakıyor. CHP hakkında ne zaman bölücülük suçlaması ile kapatma davası açacak.
Allah aşkına nasıl inanalım nasıl güvenelim bu devlete
Ordu içerisinde sürekli darbe planları ve kendi ülke insanını nasıl sindireceğinin hesaplarını yapan subayların varlığını bilerek görerek, her gün bu konuda sayfalar dolusu yazılar ve saatlerce haber yorumları izleyerek yaşayan bir insan olarak bu orduya mı güveneceğim.
Güvenmiyorum da inanmıyorum da