O bir ünlü…
Yaşadığı sansasyonel ilişki (Hüsnü Şenlendirici) ile uzun süre gündemi meşgul etmiş biri…
Jüri üyeliği yaptığı programı, yarışmacıyı protesto amaçlı terk etmiş havalı bir bayan…
Seksapeli ve sürekli alıp verdiği kilolarıyla barışık, etine dolgun hatlarıyla erkeklerin beğendiği biri…
Değiştirdiği sevgilileri ile de adından söz ettirmeyi daima başarmış bir şarkıcı…
Pek tabii bunların yanında sesi de azımsanacak gibi değil!..
Şimdilerde ise şöhreti daha da artmış durumda. Zira Hollywood yıldızlarının bile kodese tıkılıp çıkmaları ünlerine ün katarken, bizim Deniz de onlardan geri kalır mı hiç? Hele de medyatiklerin hapis serüvenleri bu kadar pirim yaparken, bir Tuğba Özay versiyonu daha çıkmış sorun mu? Tam aksine olay olay olay! Hatta flaş flaş flaş…
İnsanların üç kuruşa talim ettiği ülkemizde, ne çok konuşulur oldu uyuşturucu vakaları son günlerde. Canı sıkılan bir koşu gidip uyuşturucuya sarılıyor iyi mi?!… Vay efendim ilişkisi toplum tarafından kabul görmeyince, kaçar yolu uyuşturucuda bulmuş… Rahatlık bir yerlerine batmış desek daha yerinde olur. Böyle topluma mal olan, göz önündeki kişilerin biraz bilinçli olması gerekmez mi? Sanatçı kişileri kendilerine idol alan, ne kadar çok minik hayranları var… Bu kişiler hadi kendilerine acımıyorlar, bari örnek oldukları kişileri düşünsünler!…
Evet, Deniz Seki 218 gün hapis yattıktan sonra, bugün ilk defa hakim karşısına çıktı. Uyuşturucuyu kimseye vermediğini, aracılık etmediğini ve zararın sadece kendisine olduğunu ifade etti. Deniz Seki yakalanmasaydı, kim bilir ne kadar zaman daha kokain kullanmaya ve bedenine zarar vermeye devam edecekti?!… O zaman bugün olduğu gibi hakime,” o illetin ismini dahi bir daha anmak istemiyorum” der miydi acaba?!… Hapiste geçen aylar içerisinde bir nevi terapi gören ve 7-8 ay boyunca kullandığı uyuşturucudan böylece tamamen kurtulan şarkıcı, geçirdiği günleri karantina ortamında atlatan biri gibiydi. Zira ne uyuşturucu tedarik edebilirdi ne de o şaşaalı yaşamından sonra hissettiği boşluğu, yeniden uyuşturucuda doldurmak isteyebilirdi olanlardan sonra. Ki hayatını karartan, kabusu olan “uyuşturucunun ta kendisiydi”. Daha körpecik bir genç kızın (Begüm) uyuşturucuya kurban gittiği günlerin de üstünden çok geçmedi. İşte uyuşturucu böyle, yaşamları karartan, gencecik beyinleri yıkayan, bedenleri kirleten, hayalleri bulanıklaştıran bir düşman…
“Deniz Seki bugün tahliye edildi!” Hüzünle ve şaşkınlıkla girdiği hapisten çıkacağı günü bekliyor şimdi dört gözle. 218 gün içerisinde yeniden kazandığı, daha doğrusu kazanmak istediği hayatı bekliyor! Şimdiden sonra kazandığı paranın da, sürdüğü sefanın da daha çok değerini anlayacak besbelli… En kısa zamanda da “hapishane anıları” adlı bir kitapla ya da “mahpus günleri” adlı şarkılarıyla gündeme düşebilir.
Ama görünen o ki; bugün hakim karşısına giderken su şişesiyle gizlediği kelepçesi ve geçen kara günleri bile onun mağrur duruşunu gölgeleyemeyecek. Orada geçirdiği zamanda hem güzelleşmiş hem de daha bir olgunluk oturmuş yüzüne. O, şimdi özgürlük pelerinini yeniden üzerine geçireceği günleri bekliyor. Güvenle, ümitle, pişmanlıkla ve heyecanla…
Umalım da reklam kokan davranışlarla, yaşadıklarından ders almamış havasına bürünmesin… Kendisinin de herkes gibi sıradan bir insan olduğunu hatırlamış olsun…
Geçmiş olsun…