Erdal İZGİ
ESİNTİ
Gazeteci büyüğümüz Yalçın Bayer’in bayram mesajı:
“ Sizlerin ve yedi göbek sülalenizin, geçmiş-gelecek kandil, bayram, yeni yıl, eski yıl…”
“ 3 Ocak, 5 Ocak, 1 Mayıs, 19 Mayıs, doğum, sevgililer, anneler, babalar gününüzü…*
“ Çorum’un kurtuluşu, Maraş’a unvanlık verilmesi, kavun festivalinizi, kayısı şenliğinizi…”
“ Daha ne kadar önemli gününüz varsa, şimdiden kutluyorum. Sonradan vay aramadın, mesaj atmayın demeyin… Saygılarımla”
* * *
Yalçın Bayer’in özü sözündedir, lafı neyse kalemi aynıdır.
Espriyle bir ciddi toplumsal hastalığı vurguluyor.
Krizin kökleştiği dönemde, insanımızın göremediği olaya.
* * *
Cep telefonu, yeni yüzyıl insanının tutkusu.
Cihazın bir özelliği; dinamik, hızlı, aklı-hafızası güçlü mesaj becerisi, diğer adıyla SMS’leri.
Dini-milli bayramlar, özel-genel günler, anketler, oyunlar, melodiler…
Zevkine göre her türlüsü hazır.
Çıt çıt yazıyor, tık tık gönderiyorsun.
İster bir kişiye, istersen tüm mahalleliye.
Oysa…
* * *
Enformasyon Teknolojisi Araştırma Şirketi’ne göre:
Özel günde çekilen mesaj, bir ayda çekilenin 3 misli.
1 mesaj, operatörüne göre kontörü 14-19 Yenikuruş.
Türkiye’de aktif cep telefonu abone sayısı 65 milyon.
Normal günde 35-40 milyon, bayram-seyranda 170-180 milyon mesaj atılıyor.
Şirkete göre, Türkiye’de yıllık mesaj tutarı 2,5 milyar Amerikan Doları.
3,8 milyar YTL, eski haliyle 3,8 katrilyon TL.
* * *
Hesap ortada.
Kuruş hesabı yaparız, hovardalığı bırakmayız.
Bu parayla neler yapılmaz ki?
Okullar, hastaneler açılır, fabrikalar sanayi siteleri kurulur.
Üretim, çalışma alanları yaratılır.
Makarna, bulgur, kömür, para dağıtımları sonlandırılır.
Bunun için ulusal bilinçlenme, toplumsal bütünleşme ister.
Ama biz çok severiz…
Kömür kuyruğunda ezilir, torbayı kaptıktan sonra;
“Aldım, aldım…” diye yine mesaj atarız.
* * *
Bu nedenle, Yalçın Bayer ağabeyim;
“İzninle, ben de sizin ve yedi göbek sülalenizin geçmiş-gelecek özel günlerini kutlarım… Saygılarımla”