Erdal İZGİ
ESİNTİ
Başbakanımızın, önceki gün meclis grubu konuşması:
"Parayı sınırsız kullanıyor, sonra ödeyemiyorsun.
Sonra da kredi kartı mağduru oluyorsun."
Kızarak sürdürüyor;
"Siyasi istismar vesilesi yaparak kredi kartı mağduru gibi bir ifadeyi literatüre sokmanın anlamı yok. Ciddi bir yanlıştır"
Konuyu bir çözümle noktalıyor:
"Yeni yapılandırmayla 100 bine yakın esnafın evi ya da malı hacizden kurtulacak."
***
İcra-iflas kanunumuz 1932 yılında çıkarıldı.
76 yıldır bırakın reformu, güncelleşme görmedi.
İcra takip müdürlükleri küçücük odalarda dosya koyacak yer bulamıyor.
2009’a sarkan icra takip dosya sayısı:
Malatya 145 bin.
Ankara 550 bin,
Alanya 89 bin.
Kastamonu 76 bin.
İzmir 900 bin.
Kişi başına sözde 20 bin dolar düşen en zengin il Kocaeli’nde 210 bin.
Resmi rakamlara göre her üç kişiden biri icralık.
***
İcra dediğimiz olay, günü birlik çözümlü değil.
Takipten sonuçlanıncaya kadar en az 605 gün geçiyor.
Açılan davanın hukuka uygunluğuna bakılıyor, müzekkere hazırlıyor, cevabı bekleniyor vs…
Alacaklı-borçlu-icra dairesi-polis-yeddi emin derken…
Çileyle dolu iki yıl geçiyor.
Harç, masraf, haciz giderleri yüklenince borç ikiye katlanıyor.
***
Haczedilen mal ise değerini bulamıyor.
"Yok" pahasına satılıyor.
Onun için bunlara ah’lı mallar deniyor.
Ne satan, ne alan, ne aracı olan bereket göremiyor.
Ah ile satılan, vah ile elden çıkıyor.
***
Yerel kriz, küreselle karıştı gidiyor.
Türkiye’yi sarsan olay aslında budur.
Seçim, geçimi; Ergenekon ise tüm dosyaları, davaları unutturdu.
"Ahhh" diyenler sokakta.
İnşallah sonunda, hep beraber;
"Vah… vah" çekmeyiz.