Rus siyaset bilimcisi İgor Panarin, Amerika’nın bölüneceğini söyler durur.
Son beyanatında, Amerika’nın önümüzdeki altı ay içinde bölünmeye uğrayacağını söyledi.
Arkasından Moskova Belediye Başkanı, Yuri Lujkov “ devletimi uyarıyorum, değişim değeri olarak doları kullanmasın” dedi.
Evet, ABD’nin yıllık gayri safi milli hâsılası, 1950’den beri düşerek geliyor. 1950’de dünya gayri safi hâsılasının %50’sini üretirken, şimdilerde %19’unu üretiyor.
ABD’nin GSMH’sı 13 trilyon dolardır.
Elbette bu hala çok büyük rakam, ancak, üretim kalemleri üzerinden baktığımızda, mesela çelikte, Çin 526 milyon ton çelik üretirken, ABD 90 milyon ton çelik üretebiliyor.
Askeri harcamalara bakıldığında, ABD yılda 500 milyar dolar harcama yaparken, Rusya aynı kaleme, 60 milyar dolar harcama yapabiliyor.
Doların arkasındaki asıl gücün üretim olmadığı, devasa askeri gücü olduğu bilinmektedir.
Bu husus içinde yaşadığımız krizde, daha belirgin olarak ortaya çıkmıştır.
Doların mal ve hizmet değişim aracı olup olamayacağı hep tartışıldı. Çin ve Rusya halen tartışmaya devam ediyor.
İşte burası psikolojik birinci eşiktir. Bu eşiğin gerisinde şunlar vardır.
-Amerika Birinci Körfez Savaşında, 29 ülkeyi yanına katarken, bu gün Afganistan için asker bulmakta zorlanıyor.
Dünya kamuoyunda büyük itibar ve güven kaybettiği görülüyor. Bu anlamda siyasi bir yenilgi söz konusudur.
-Gürcistan-Rusya meselesinde gösterdiği aczi; mahallenin başka kabadayılarının da olduğunu göstermiştir.
Amerika’nın askeri harcamalarının çoğu, dünyadaki, 700 adet üssünde beslediği karargâhlar tarafından emiliyor.
-Askeri harcamalarının, gene büyük bir kısmı, istihbarat savaşları, kamuoyu oluşturmak için medyaya harcanan bedellerden geliyor.
Hükümet devir, hükümet kur ve bunlar için propaganda savaşı gerçekleştir. Bunların maliyetli işler olduğu aşikâr.
-Amerika şimdiye değin yaptığı savaşları, hep kendi topraklarının dışında yaptı. Savaşlardan, Amerikan halkının doğrudan etkilenmediği aşikâr.
-Gelişmeler ve gidişat, öyle göstermektedir ki, bundan böyle olabilecek bir savaş, artık Amerikan topraklarında da olabilecektir.
İkinci psikolojik eşik burasıdır.
Tekrar Panarin’e dönelim. Krizden sonra psikolojik savaşın, artık tek taraflı olmayacağı ortaya çıkıyor. Dolar üzerinde ve Amerika’nın geleceği üzerine oturacak bu psikolojik savaşın nerelere geleceğini önümüzdeki günlerde göreceğiz.
Biz yalnızca Amerikan medyasından beslendiğimiz için, belki bunu kısa zamanda göremeyiz. Ancak Batı medyasından gecikmeli de olsa yansımalarını alırız.
Japonya seçimleri bizim için nasıl sürpriz olduysa yeni sürprizlere açık olmalıyız.
Aslında sürpriz değil, ama haberler filtrelendiği için sürpriz olur.