İlahi Bayramlar Vahdet Çağrısıdır

Mehmet ALPEREN

SON DURUM

Hayatı ve hadiseleri, eşyayı ve mekanı tasarruf etmesi için  insanı akıllı yaratan rabbim. Hayatı ve hadisleri eşyayı ve mekanı  tasarruf  hakkını  kullanırken adil olması emredilen  insan.Adem ile  başlayan vahdet  ruhu  esasen  fıtrata vaaz edilen önemli bir haslettir. Çünkü insan sosyal bir  varlıktır. Hayat başladığı  anda hadislerde başlamış demektir. Bütün mesele eşya ve mekan üzerindeki tasarruf  haklarının emredilen şekilde paylaşımıdır.
Diğer milli bayramlarda bizim değerimizdir. Ama ancak devletin ihtişamının  göstergesi olarak yapılır. Paylaşma  milli hislerin galeyana getirmesi içindir sadece.

Aldığımız nefesten, günlük hayatımızda kullandığımız  en basit bir eşya ya kadar  insan için var edildiği hikmeti ile baktığımızda  bu vahdet ruhunun  fıtrata vaaz edilmesindeki  hikmetin bir parçasını  yakalamış olabiliriz. Paylaşmak vahdet duygularının en  önemli göstergesidir.

Bir cemaatin bir   odayı  paylaşması, bir  kadın ile bir erkeğin  bir yatağı  paylaşması, bir ailenin  sofrayı  paylaşması, bir milletin vatan topraklarını paylaşması bir dostun acılarımızı paylaşması, bir düğünü kasaba halkının paylaşması, bir  sigara   tiryakisinin, içmeyenlerin hakkını  paylaşması, adaletin  icrasının paylaşılması…

İlahi bayramların, en önemli gerekçelerinden biride bana göre  budur. Ramazan bayramı ve kurban bayramı. Yaşlıların tecrübesinin ve yalnızlıklarını  paylaşıldığı, evdeki  rızkın  tüm insanlarla paylaşıldığı, içimizde bir miskal sevinç de kalsa onun çevre ile   paylaşıldığı ilahi bayramlar. İzzet ve  ikramların  gönülleri hoş ettiği ilahi bayramlar.

Ama   ramazan bayramının paylaşması daha evrenseldir.

Tüm  insanlık kucaklanır bu bayramda. Herkese  dua edilir   imanlar paylaşılır.

Herkese ikramda bulunulur  eşyalar paylaşılır. Herkese  ziyarete  gidilir mekan  paylaşılır. Ağızların tatlı  olunması için  ikram edilen  şekerdir. Ama  bayram  şeker  için yapılmaz. Bu sebeple de Ramazan bayramına “şeker bayramı” demek. Böyle ilan etmek böyle kutlamak yanlıştır. Ramazan bayramını bir kesime mal etmek yanlıştır. Ramazan ayı  girdiğinde tüm kainat yeşerir, maddi manevi rızkı  ile  kuşatılır.

Bu bayrama  “şeker bayramı” diyerek küçümsemek milli ve manevi beraberliği daha önemlisi  vahdet  ruhuna ihanettir.

Bu vahdet  ruhu  ki,  iki sevgilinin buluşmasından , kainatın Rabbine  kavuşmasına kadar her  şeyi ihata eder.

Ve yaratıcının Habibine kavuştuğu bir  “an” dan ibarettir;

Öyle  ki;

Maddeden manaya, eşyadan mekana,
hayattan  hadiselere kadar her şeyi kavrayıcı, kuşatıcı,  kucaklayıcı, bir nefes. Tüm frekanslara ayarlı ,tüm alıcılara rabıtalı; Fizik ve metafizik ötesi evrenleri,  psikoloji ve parapsikoloji alemleri kapsayan genişlikte. “Ol” hükmüne “ Ma” eki , ekleninceye kadar hep tazelenen bir rahmet ve hikmet dalgası. “ Habibim!”   

print

Bir cevap yazın