In the Context of The Depth of Civilizations, Plastic Digital Destruction
Durum: Uygarlıkların Derinliği Kapsamında, Plastik Dijital Yokoluş
Dünyanın varoluşundan bu güne yer küre üzerinde yaşayan insanoğlu, uygarlığa yönelik yüzyıllarca, hatta bin yıllarca, kendisinden sonraki nesillere ulaşabilecek eserler bırakmıştır. Bu nedenledir ki, insanlık olarak bu günkü uygarlıklarımızın geçmişle bağlantısını ve gelece yönelik kestirimlerini bu kadim eserlerden ve veya yazıtlardan yararlanark ortaya koyabilmekteyiz. İnsanların yer küre üzerindeki kalıcı izleri, son ikiyüz yıla kadar çoğunlukla taş yapılar ve / veya yapıtlar, abideler üzerinde görülmektedir. Ne var ki, günümüz insanları, uygarlığa yönelik kendisinden bin hatta on bin yıl sonraki nesillere uygarlıklarının devmanını ulaştıracak kalıcı eserler bırakmamakta / bırakamamaktadır. Zira son iki yüz yıla yakın zamandır, ortaya konulan eserler, plastik ve elektronik tabanlı olarak yürütülmektedir.
Gezegenimizin ve hatta galaksimizin başına gelebilecek küresel hatta evrensel kaynaklı doğal veya yapay bir afet veya saldırıda, son iki yüz yıla dair uygarlık birikimi tamamen yok olacaktır. Çünkü, medeniyete ilişkin ürünler veya eserlerin kahir ekseriyeti, sentetik bileşimli materyallerle, yazılıma yönelik ürünler / eserler ise, elektronik ortamda yürütülmektedir. Küresel boyutlu manyetik bir fırtına, veya ani ortaya çıkabilecek güneş patlaması gibi nedenler, çok rahatlıkla son iki yüz yılın özellikle de son yüz yılın belleğini silebilecektir. Uygarlığa dair kültürel eserlerin salt dijital veya sentetik bileşenli materyaller üzerinden yürütülmesi geleceğe bırakılabilecek miras adına kaygı verici boyuttadır.
Oysa ki, dünün taş tabletleri yerine bu gün, teknolojinin son aşamalarının kaydedildiği dünya mirası niteliğindeki bellekler dijital veya sentetik materyaller harici çok daha kalıcı maddelere nakşedilmesi gerekirdi. Yazılıma yönelik yedeklerin (backup) yine yazılım tabanlı ortamlarda korunması bilgi güvenliği açısından oldukça kısır ve kifayetsizdir. Zira bir sistemin güvenliği, salt aynı sistem içinde bırakılmamalıdır. Hele ki dünya mirasına yönelik eserler veya yapıtların yapılış usullerinin (‘know-how’larının) korunması ve gelecek nesillere mirası, başkaca malzeme veya materyaller üzerinden de yapılmalıdır. Örneğin, herhagi bir elektronik ürünün veya eserin yaradılış /yapılış algoritması diğer bir tabirle know-how ın kara kutusu, taş tabletlere, çelik veya kristal materyallere nakşedilmesi bütüncül insanoğlunun medeniyet devamlılığı açısından önemlidir.
Evrende bulunan diğer dünya dışı akıllı yaratıklar, bizden çok dahi ileri teknolojiler kullanmakta olduklarından bizim tekolojik ve kültürel birikimlerimizin çok ta bir önemi yoktur diyemeyiz. Zira en azından HOMO-SAPIENCE lerin evrene katkılarının kalıcı ortamlarda sürdürülmesi ve evrensel kültürel çeşitliliğin korunması adına kayıtsız kalınabilecek bir durum değildir.
Şu durumda, küresel ve/veya evrensel bir felakette, insanoğlunun medeniyete dair son iki yüzyıllık birikiminin yok olması, insanlığı adeta taş devrine götürecektir.