İnsanın imtihanı başlıklı makale dizimize devam ediyoruz. İlk makalemizde sıraladığımız o soruların cevaplarını araştırıp bulmaya devam edelim. Önce sorularımızı tekrar hatırlayalım.
Secde nedir ve secdenin zıttı olan kibir nedir ?
İblis yemin eder mi ?
Allah ın Kendisinin de Yaratıcısı olduğunu bilmiyor mu ?
Mallarda ve çocuklarda insanlara ortak ol ne demek ?
Yalan vaatlerde bulunmak ne demektir ?
İhlaslı kullara Rabbinin Vekil olarak yetmesi ne demektir ?
Aşağılıklardan yani Süflilerden olmak ne demek ?
Şükretmek ne demektir ?
İblisin saptırabildiklerinde şükür olmaması ne demektir ?
Adem ve eşi cennette yaratılmıştır. Yeryüzüne indirilmiştir. Peki nasıl ?
Birbirinize düşman olarak inin ne demektir ?
Cennette yaklaşılmaması gereken ağaç nedir ?
Zalimlerden olmak ne demektir ?
Adem ve eşi yasak ağacın meyvesini tadınca ayıp yerleri göründü ne demektir ?
Cennet yapraklarını üst üste yamaya çalışıp üzerlerini örtmeye başladılar ne demektir ?
Ey Rabbimiz biz kendimize zulmettik ne demektir ?
Ey Ademoğulları, size çirkin yerlerinizi örtecek giysi, süslenecek elbise indirdik ne demektir ?
Şeytanın anne babamızın elbiselerini soyarak cennetten çıkarması ne demektir ?
İnsanların şeytanları göremeyeceği yerden onların insanları görmesi ne demektir ?
Şeytanların inanmayanların dostu yapılmış olması ne demektir ?
Kuran-ı Kerimde iki tür ayet vardır.
Al-i İmran Suresi
7- Sana bu kitabı indiren O’dur. Bunun âyetlerinden bir kısmı muhkemdir ki, bu âyetler, kitabın anası (aslı) demektir. Diğer bir kısmı da müteşabih âyetlerdir. Kalblerinde kaypaklık olanlar, sırf fitne çıkarmak için, bir de kendi keyflerine göre te’vil yapmak için onun müteşabih olanlarının peşine düşerler. Halbuki onun te’vilini Allah’dan başka kimse bilmez. İlimde uzman olanlar, “Biz buna inandık, hepsi Rabbimiz katındandır.” derler. Üstün akıllılardan başkası da derin düşünmez.
Bundan önceki makalemizde beynin yapısını incelemiştik. Hatırladınız mı ?
Beynin sol lobunun sayısal mantıksal çalıştığını ve sağ lobun ise sözel, sanatsal kavramlarda çalıştığını yazmıştık. Sağ lob da sevginin ve soyut kavramların işlendiğini, sol lob da ise somut kavramların işlendiğini yazmıştık. İşte Kuran-ı Kerim ayetlerindeki Muhken ayetler ve Müteşabih ayetler bu durumu fark etmemizi sağlıyor. Muhkem ayetler mantıksal ayetlerdir. Dışarıdan okuyan anlamını anlar ve bu muhkem ayetlere yorum gerekmez. Müteşabih ayetler ise beynin sağ lobunun uzmanlığına hitap eder. Teşbih sanatı yani misal-benzetme sanatıyla bezenmiş ayetlerdir. Dışarıdan okunduğunda direk anlaşılmaz. Müteşabih ayetler yorum isteyen ayetlerdir. Bu ayetleri her kafasına esen kafasına estiği gibi yorumlayamaz. Mürşidin elinde eğitilmiş Alim şahsiyetlere Allah nasip etmişse o kişi bu müteşabih ayetleri yorumlayabilir.
Muhkem ayetlere birkaç örnek vermek gerekirse,
İsra Suresi
30- Gerçekten senin Rabbin, kullarından dilediğinin rızkını genişletir ve dilediğini kısar.
31- Bir de geçim korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin,
32- Zinaya da yaklaşmayın, çünkü o pek çirkindir ve kötü bir yoldur.
33- Haklı bir sebep olmadıkça, Allah’ın öldürülmesini haram kıldığı canı öldürmeyin.
34- Yetimin malına da yaklaşmayın.
35- Ölçtüğünüz zaman tam ölçün ve doğru terazi ile tartın.
36- Bir de hiç bilmediğin bir şeyin ardına düşme! Çünkü kulak, göz, gönül, bunların her biri yaptıklarından sorumludurlar.
37- Yeryüzünde kibir ve azametle yürüme!
39- Sakın Allah’la beraber başka bir ilâh uydurma.
Müteşabih ayetlere örnek ise çoktur. Rasul ve Nebilerin kıssaları, helak edilmiş olan toplumların kıssaları vs.
Kuran-ı Kerimi okuyup anlamak ve yaşamak yine de Allah nasibidir.
Nisa Suresi
41- Biz, bu Kur’ân’da akıllarını başlarına almaları için türlü şekillerde (ikaz ve ihtarı) açıkladık.
45- Sen Kur’ân’ı okuduğun zaman biz, seninle ahirete inanmayanların arasına görünmez bir perde çekeriz.
46- Ve kalblerinin üzerine, Kur’ân’ı anlamalarına engel perdeler geçiririz ve kulaklarına bir ağırlık veririz.
İmtihan edildiğimizin en açık ayeti ve bu ayetlerin beni nasıl düşüncelere saldığına gelince…
Bakara Suresi
155- Çaresiz biz sizi biraz korku, biraz açlık, biraz da mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltme ile imtihan edeceğiz. Müjdele o sabredenleri!
156- Onlar başlarına bir musibet geldiği zaman: “Biz Allah’a aidiz ve sonunda O’na döneceğiz.” derler.
157- İşte onlar var ya, Rablerinden, mağfiretler ve rahmet onlaradır. İşte hidayete erenler de onlardır.
Bir musibete düştüğümüzde ALLAH VERDİ ALLAH ALDI diyebilmek ve varlığında şükredip yokluğunda sabredebilmek çok önemli bir husus. İmtihanın sabretmek ve şükretmek üzerine kurulu olduğu açıkça bellidir. İmtihan da zaten bollukta da bir imtihandır, kıtlıkta bir imtihandır. Zengin olduğumuzda fakiri düşünebilmek ve onlarla paylaşabilmek bir imtihandır. Yoklukta, zorlukta, fakirlikte, hastalıkta sabredip başkalarının hakkına tecavüz etmemeye çalışmak ayrı bir imtihandır.
Fakirin açgözlülüğü ve zenginin cimriliği çok çirkindir. Cömertlik zengine yakışır, tokgözlülük, haline sabredip edebi bozmamak, kanaatkar olmak da fakire yakışır. Zenginin gösteriş yaparak verdiği zekattan, sadakadan ve fakirin zenginden umarak yaptığı lafta efendilikten ne hayır gelir ki…..
İşte dostlarım yukardaki aklımıza takılan soruları incelemeye devam ediyoruz. Kuran-ı Kerim kendi kendisini tevil edebilen mükemmel bir kitaptır. Rasulallah efendimizde zaten CANLI KURANDIR ve biz onları okumalıyız. Yunuz Emre hazretlerinin dediği gibi DÖRT KİTABI DA OKUMUŞSUN MANASINI ANLAMAMIŞSIN NE FAYDA. Biz manayı anlamaya çalışalım. Beynimizin sağ lobunda sevginin işlendiği bilimsel bir gerçek ve KİTABINI SAĞINDAN ALANLAR ayetini okuyunca bunu bir kez daha düşünün lütfen. Kitabını sevginin işlendiği yerden alanlar demek ne demek ? Dinimizde sevmeyenlerin sevilmeyenlerin bir değer taşımadığını unutmayalım.Kitabımızı sevgiden alalım.